“Eğitim İş’e yapılan saldırıyı kınıyoruz...”

Eğitim Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu, Eğitim İş`e yönelik yapılan saldırıyı kınadı.

833
Eğitim İş’in Tandoğan’da yaşadığı saldırıya tepki gösteren Eğitim Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu`nun açıklamasında; “20 Aralık 2014 günü öğle saatlerinde basına düşen haberler aracılığıyla “Laik Eğitim ve Emeğe Saygı” için Yatağan’dan Tandoğan’a yürüyüşe geçen Eğitim İş üyelerine biber gazlı, TOMA’lı saldırıda bulunulmasını kaygıyla öğrenmiş bulunmaktayız. “Yeni Türkiye” kurma iddiasındaki AKP faşizmi bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da emekçileri baskı ve şiddetle engellemeye çalışacağını ve bu politikalarında herhangi bir yeniliğe gitme niyetlerinin olmadığını bir kez daha göstermiş oldu. AKP faşizminden farklı bir tavır bekleyemeyiz ancak Eğitim İş Üyelerinin 20 Aralık 2014 tarihinde Tandoğan’da yaşadığı şiddetin de bir günde olup biten bir durum olmadığını bilmek tüm eğitim emekçilerinin sorumluluğudur. Sendikalar, ilk kuruldukları günden bu yana işverenler için bir tehdit unsuru olarak algılanmış ve bu algı sonucunda da sendikal hareketlerin bastırılması için baskı, şiddet ve zulmün çeşitli biçimleri emek örgütleri üzerinde uygulanmıştır. Ülkemizde sendikal hareketin ilk örneği olan Osmanlı Amele Cemiyeti’ne karşı Tat’il-i Eşgal Cemiyetleri Hakkında Kanun-u Muvakkat ve Ta’til-i Eşgal Kanunu ile sendikalara ilk darbe vurulmuş ve sendikal yaşam büyük ölçüde kısıtlanmıştır. Daha sonra 1917 Ekim Devriminin solda yarattığı yükseliş ile sendikal hareket yeniden canlanmış, sendikalar sosyalist hareket ile yakın bağ kurmuş ancak sendikal hareket bu dönem içerisinde tıpkı günümüzde de örneklerini gördüğümüz gibi güçlü bir birliktelik sağlayamamıştır. Toplumun içinde bulunduğu savaş ortamı, işçi sınıfı içerisindeki milliyetçi/etnik eğilimlerini öne çıkarırken bütünlüklü bir Osmanlı İşçi/Emekçi sınıfının oluşmasına ve harekete geçmesine de mani oluyordu. Cumhuriyetin ilk yıllarında da durum daha iyiye gitmedi. Dönemin egemen şiarı “sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış toplum” anlayışıyla hareket ederek sendikaların üzerinde otoriter bir baskı kuran genç cumhuriyet 1925 yılında Takrir-i Sükûn yasasıyla sendikaları da “hükümete zararlı dernek, kuruluş ve yayın” kapsamında kapatmıştır. Ta ki 1936 yılında 3008 sayılı İş Yasasıyla Sendikaların önü tekrar açılmış ama tıpkı 2014 yılının Türkiye’si gibi içinde grev yasağını barındıran bir sendikal yasa çerçevesinde emek hareketi örgütlenmeye çalışılmıştır” denildi.
Eğitim-Sen`den Eğitim İş`e çağrı
“Birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz”
Eğitim İş`e bağlı üyeleri ırkçı, gerici ve piyasacı bir eğitim anlayışına karşı birlikte mücadele etmeye çağıran Eğitim Sen Çanakkale Şube Yürütme Kurulu açıklamasında şu ifadeler yer verdi: “1934 yılından bu yana Eğitim Emekçilerinin TÖS, İLK SEN, TÖDMF, TÖB DER ve en nihayetinde EĞİTİM SEN çatısı altında emek mücadelesi verdiğine tanıklık ederken baskıların, gözaltıların, tutuklamaların ve kapatmaların gölgesinde bir demokrasi mücadelesini de sürdürmeye çalıştık. Baskı ve şiddetle Eğitim Sen’i yıldıramayacağını anlayan egemen anlayış önce kendisine payanda olacak olan sarı sendikaları kurdu, daha sonra karşısındaki en büyük muhalefet odağı olan EĞİTİM SEN/KESK’i böldü. Eğitim Sen’i kapatma girişimleri sonuçsuz kalınca tezgâhlanan başka çirkin oyunlar tümüyle olmasa da kısmen amacına ulaşmış oldu. Eğitim İş’in Tandoğan’da yaşadığı çirkin saldırıyı kınıyoruz. Bu saldırı bir kez daha göstermiştir ki tüm emek örgütleri, ama gerçek emek örgütleri, bir birine muhtaçtır ve bizi bu kısır döngüden sadece ve sadece kitlesel bir emek dayanışması çıkarabilir. Bu anlamda Eğitim İş’li emekçi dostlarımıza tekrar geçmiş olsun derken Eğitim Sen Çanakkale Şubesi olarak onlara elimizi uzatıyor ve tüm Eğitim Sen ve Eğitim İş’li dostlarımızın talebi olan ırkçı, gerici ve piyasacı bir eğitim anlayışına karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”
Paylaş