havadurum

“Dershane Yasa Tasarısı asla kabul edilemez”

Türk Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Resul Demirbaş, Dershane Yasa Tasarısı`na tepki gösterdi.

1021
Türk Eğitim-Sen`in torpile, yandaşlığa, adam kayırmaya pirim vermeyeceğini, öğretmenlerin kazanılmış haklarının elinden alınmasına da sessiz kalmayacaklarını belirten Türk Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Resul Demirbaş; “Hükümetin TBMM’ye sevk ettiği Dershane Yasa Tasarısı eğitim camiasında bomba etkisi yarattı. Her zaman olduğu gibi yine kapalı kapılar ardında hazırlanan bu tasarıda sendikamızın asla kabul edemeyeceği hususlar yer almaktadır. TBMM’ye sevk edilen yasa tasarısında sendikamızın şiddetle karşı çıktığı dershane öğretmenlerinin Milli Eğitim Bakanlığı kadrosuna alınması hususu yer almıştır. Türk Eğitim-Sen olarak dershane öğretmenlerinin KPSS’siz, sözlü sınavla MEB kadrolarına alınmasının yıllarca KPSS’ye giren, öğretmen olamadığı için intihar eden, alın teri ve gözyaşı döken öğretmenlere ciddi bir haksızlık olacağını defalarca dile getirmiştik. 6 yılını dolduran dershane öğretmenlerinin KPSS’siz mülakatla MEB kadrosuna alınması, Hükümetin, kendi adamlarını hiçbir kritere bağlı kalmadan, sırf yandaşı diye MEB’de istihdam etmesi anlamına gelecektir. Bu uygulama ile atama bekleyen 350 bin öğretmenin ahı Hükümetin ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın üzerinde olacaktır.
Daha önce de Türk Eğitim-Sen olarak sıkça dile getirdiğimiz öğretmenlerin iş güvencesinin yok edilmesi bu yasa tasarısında yer almıştır. Şöyle ki; KPSS’yi kazanarak öğretmen olanlar, en az bir yıl çalışmalarının ardından adaylık döneminde herhangi bir disiplin cezası almamış olmak ve performans değerlendirmesine göre başarılı olmak şartlarını sağlamak kaydıyla yapılacak yazılı ve sözlü sınava girmeye hak kazanacaktır. Hükümet, aday öğretmenlere getirilen bu kriterleri yine kendi yandaşlarını korumak, kollamak, onları öğretmen yapmak; kendinden olmayanlara ise yaşama hakkı tanımamak için getirmiştir. Bununla birlikte; ideolojik, siyasi anlayışlar ve ahbap-çavuş ilişkileri ön plana çıkacaktır. Siyasi iktidar istemediği öğretmenin stajyerliğini kaldırmayabilecektir.
Dershaneler Yasa Tasarısında yer alan bu madde kabul edilemezdir ve KPSS’ye girerek öğretmen olmaya hak kazanmış kişilere yapılan büyük bir hakarettir. Üstelik bu durum, öğretmenlerin 657 sayılı DMK dışına çıkarılması anlamına gelmektedir. Türk Eğitim-Sen olarak öğretmenlere ölümü adres gösteren bu maddeyi asla kabul etmeyeceğimizi herkesin bilmesini istiyoruz. Öğretmenlerin iş güvencesini elinden almaya çalışan, kendinden olmayan öğretmenleri kapı önüne koymayı hedefleyen, öğretmenlerin kazanılmış haklarına vicdanı sızlamadan dokunan Bakanlık her türlü gerginliğe hazır olmalıdır” dedi.
 
“Kazanılmış haklara vurulmuş bir darbedir”
“Öte yandan TBMM’ye sevk edilen yasa tasarısında dershanelerin kapatılmasının yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı’nın Müsteşar hariç tüm üst düzey yönetiminin değişmesi de yer almaktadır” diyen Demirbaş; “Bu, Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki tüm bürokratların Hükümetin ve Bakanın isteğiyle değişmesi demektir. Yani tüm üst düzey isimler keyfi bir şekilde görevden alınacaktır. Görevden alınan üst düzey yönetimin kazanılmış hakları ne olacaktır? Tasarının bu şekliyle yasalaşması halinde Milli Eğitim Bakanlığı’na ard arda davalar açılacaktır. Zira bu, kazanılmış haklara vurulmuş bir darbedir. Bu, devletteki istikrarın zedelenmesidir. Bu, MEB’in hafızasının yok edilmesi demektir. Yasa tasarısında dikkat çeken bir başka husus da 4 yıl ve üzeri sürelerle okul müdür ve yardımcısı olanların, bu görevlerinin ‘hiçbir işleme gerek kalmaksızın’ sona ereceğidir. Bilindiği gibi okul müdür yardımcıları yazılı sınav, okul müdürleri de yazılı ve sözlü sınav sonucuna göre atanmaktaydı. Ayrıca 5 yıl aynı okulda bulunun okul müdür ve müdür yardımcıları rotasyona tabi tutulmaktaydı. Yasa tasarısında “Okul ve kurum müdürleri, İl Milli Eğitim Müdürünün teklifi üzerine, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcıları ise Okul kurum veya okul müdürünün inhası ve İl Milli Eğitim Müdürünün teklifi üzerine Vali tarafından dört yıllığına görevlendirilir. Bu görevlendirmelerin süre tamamlanmadan sonlandırılması, süresi dolanların yeniden görevlendirilmesi ile bu fıkranın uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. Bu fıkra kapsamındaki görevlendirmeler özlük hakları, atama ve terfi yönünden kazanılmış hak doğurmaz” denilmektedir. Burada da okul müdür ve müdür yardımcılarının kaderi İl Milli Eğitim Müdürlerinin ve Valilerin yani Hükümetin iki dudağı arasında olacaktır. Kendilerine biat edenler, yandaşlar, torpilliler okul müdür ve müdür yardımcısı olarak 4 yılın ardından bir dört yıl daha görev yapacak, ancak Hükümetin emir kulu olmayanların görevlerine son verilecektir. Böylece liyakatli, ehil okul müdür ve müdür yardımcıları devri son bulacak, torpili olanın sırtı yere gelmeyecek, yandaşlar padişah olacaktır. Bu madde ile birlikte 100 bin okul yöneticisinin görevi sona erdirilecektir. Bu durumda akıllara “AKP kendi devletini mi kurmaktadır?” sorusu gelmektedir” şeklinde konuştu.
 
“Yönetemiyorsanız, o koltukları da bir an önce bırakmalısınız”
Demirbaş sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Öte yandan yasa tasarısında Talim Terbiye Kurulu’nun görev yetkileri, Milli Eğitim mevzuatı konusunda ‘karar vermekten’ ‘görüş bildirmeye’ çevrilmektedir. Bu da milli eğitimin beyni olan Talim Terbiye Kurulu’nun tüm yetkilerinin budanacağı, by-pass edileceğiÊanlamına gelmektedir. Türk Eğitim-Sen olarak yasa tasarısında olumlu bulduğumuz hususlar; özür grubu atamalarının yarıyıl ve/veya yaz tatilinde yapılacağı hükmü ile uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik unvanlarını mahkeme kararıyla elde edenlerin, mahkeme kararının aleyhlerine kesinleşmesi halinde bu kişilere unvanlarının iptal edildiği tarihten önce yapılan ödemelerin geri alınamayacağına dair hükümdür. Bunlar; sendikamızın da desteklediği ve talep ettiği hususlardır. Türk Eğitim-Sen, genel olarak olumsuz bulduğu bu rezalet yasa tasarısını protesto edecektir. Gerekirse 800 bin öğretmen ile birlikte her türlü eylemi meşru göreceğiz. Hükümet bilmelidir ki; Milli Eğitim Bakanlığı kimsenin tekelinde değildir. Bakanlık ve Hükümet istişare yapmadan, kapalı kapılar ardında alelacele kanun ve yönetmelikler çıkaramaz. MEB’i, tüm eğitim çalışanları ile birlikte yönetemiyorsanız, o koltukları da bir an önce bırakmalısınız.”
Paylaş