“Dayatma değil, toplu sözleşme”

Çanakkale Tabip Odası ve SES Çanakkale Şubesi`nin “ Eşit, nitelikli, ulaşılabilir, ücretsiz sağlık ve özlük haklarımızı istiyoruz” talebiyle gerçekleştirdikleri 3 günlük grevin 2`inci gününde Çanakkale Halk Sağlığı Müdürlüğü önünde bir açıklama yaptı. Sağlık emekçileri açıklamada; “Dayatma değil, toplu sözleşme, angarya ve rekabetçi değil, güvenceli iş, muayenehanecilik değil, koruyucu sağlık istiyoruz” dediler.

422
Sağlık emekçilerinin grevi sürüyor. “Eşit, nitelikli, ulaşılabilir, ücretsiz sağlık ve özlük haklarımızı istiyoruz” talebiyle, Çanakkale Tabip Odası ve SES Çanakkale Şubesi`nin gerçekleştirdiği 3 günlük grev kararı kapsamında, sağlık emekçileri dün Halk Sağlığı Müdürlüğü önüne gelerek açıklama yaptı. Çanakkale Tabip Odası ve SES Çanakkale Şubesi adına açıklamayı Çanakkale SES Şube Yöneticisi Fatma Demirel yaptı. Aile Sağlığı ve Toplum Sağlığı Merkezleri`nde yaşanan onlarca sorun ortada dururken, Sağlık Bakanlığı`nın sorunları çözmek yerine sağlık emekçileriyle uğraşmakta ısrar ettiğini ifade eden Demirel; “Halkın sağlığı için özveri ile çalışan sağlık emekçileri, Sağlık Bakanlığı’nın seçim öncesinde oy toplama hesabı ile gündeme getirdiği hafta sonu nöbetleri uygulaması ile uzun süredir angarya çalışmaya zorlanmaktadırlar. ASM ve TSM’lerde çalışanların sorunlarının çözülmesi ve halkın sağlık hizmetine ulaşımı önündeki engellerin kaldırılmasına dönük bir çabanın içerisinde olması gereken Sağlık Bakanlığı ise, çözüm üretmek yerine yeni Ödeme- Sözleşme Yönetmeliği ile angarya çalışmaya karşı çıkan sağlık emekçilerine tabiri caizse aba altından sopa göstermektedir” dedi.
 
“Anlattık, anlattık, anlamadılar”
Aile hekimlerine acillerde nöbet tutturulmasına değinen Demirel; “ 2014 Mayıs ayında Sağlık Bakanlığı bir müjde verdi: `Bundan sonra aile hekimleri hastane acillerinde nöbet tutacak. Acillerde hekime ihtiyacımız var, aciller perişan` dedi. Acillerin neden bu halde olduğunun cevabı `sağlıkta dönüşüm programı`ndaydı, ama onlar bu konuya hiç değinmedi. Sanki aile hekimleri nöbet tutarsa acil servislerin perişan hali giderilecekti. `Olmaz, koruyucu sağlık hizmetleri yok edilerek, acil sağlık hizmetleri düzeltilemez. Bir yanlış başka bir yanlış düzeltilemez` dedik. Eylem yaptık, basın açıklamaları yaptık. Anlattık, anlattık, anlattık. Anlamadılar. Sağlık Bakanlığı Ocak 2015’te yeni bir cümle daha kurdu: `Gece- gündüz, hafta sonu Aile Sağlığı Merkezleri açık kalacak` dedi. Olabilir miydi? Bunun bir angarya çalışma olduğunu ve bu uygulama ile koruyucu sağlık hizmetlerinin keşmekeşe sokacağını ve bundan da halkın sağlığının tehlikeye gireceğini söyledik. Sağlık çalışanları ve halk zarar görmesin diye nöbete gitmedik, angarya çalışmayı kabul etmedik. Geldik, 16 Nisan 2015’e. Sağlık Bakanlığı bir cümle daha kurdu: `Cezaları artırdım, artık sizi işten atacağım. Hem de soruşturma bitmeden, davalar sonuçlanmadan` Ödeme-Sözleşme Yönetmeliği, ceza yönetmeliğine dönüştü” diye belirtti.
 
Sağlık hakkı için, halkımızı destek vermeye çağırıyoruz”
Ödeme-Sözleşme Yönetmeliği, ceza yönetmeliğine dönüşmesine tepki gösteren Demirel; “ Yani Sağlık Bakanlığı, sağlık çalışanlarını kavgaya davet etti. Davete icabet etmemek olmaz. Davetiniz kabulümüzdür dedik.Ve işe koyulduk. Haklı olduğumuzu, halkın sağlık hakkını koruduğumuzu biliyoruz. Sağlık çalışanlarına cezalandırma tehditleriyle sopa gösteren ödeme-sözleşme yönetmeliğinin geri çekilmesi için,Sağlık hizmeti almanın önündeki tüm parasal engellerin, katkı-katılım paylarının kaldırılması için ve Sağlık Bakanlığı’nı son kez uyarmak için, bugünden başlayarak 3 gün 1`inci basamakta hizmet üretmeyeceğiz. Taleplerimiz kabul edilene kadar ve ceza yönetmeliği geri çekilene kadar mücadele edeceğimizi ve halkımızı da sağlık hakkı için sağlık çalışanlarına destek vermeye, mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz. Dayatma değil toplu sözleşme, angarya ve rekabetçi değil güvenceli iş, muayenehanecilik değil, koruyucu sağlık hizmeti istiyoruz” dedi.
Paylaş