“Darbeciler halka hesap verecek”

Eğitin-Sen Çanakkale Şubesi ile Devrimci 78`liler Federasyonu Çanakkale Temsilciliği, 12 Eylül 1980 Askeri darbesinin yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Devrimci 78`liler Federasyonu Çanakkale Temsilciliği adına açıklama yapan Sevgi İnanmaz, halkların özgürlüğünü, eşitliğini ve kardeşliğini bir arada yaşayabildiği gerçek demokrasiyi istediklerini belirtirken, Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç ise, AKP’nin 10 yıllık iktidar pratiğinin, 12 Eylül darbecilerini bile gölgede bıraktığını ifade etti.

425
 
“12 Eylül düzeni, AKP iktidarı ile devam ediyor”
Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç, 12 Eylül düzeninin, AKP iktidarı ile devam etiğini söyledi.
 
12 Eylül 1980 Askeri darbesinin yıl dönümü nedeniyle sendika binasında açıklama yapan Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç, 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden, 32 yıl geçtiğini belirterek; “12 Eylül 1980 ve sonrasında yaşanan acılar ve 12 Eylül`ün bıraktığı izler, aradan 32 yıl geçmiş olmasına rağmen hala silinmemiştir. 12 Eylül ile yaratılmak istenen düzen ve tüm toplumun hafızasına kazınmak istenen yönetim zihniyeti, bugün AKP iktidarı eliyle sadece biçimi değişmiş bir şekilde devam etmektedir. AKP iktidarı, son yıllardaki uygulamalarıyla 12 Eylül`ü aratmayan, hatta Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) ve Özel Yetkili Savcılıkları (ÖYS) kullanma bakımından 12 Eylül`ü bile geride bırakmış bir pratik içine girmiştir. Özellikle son yıllarda toplumun örgütlü ve muhalif güçlerine yönelik olarak başlatılan "operasyonlar", tıpkı 12 Eylül`de olduğu gibi sendikacıların evine yapılan "şafak baskınları", soyut suçlamalarla gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklamalar, 12 Eylül düzeninin bugün AKP eliyle devam ettirildiğinin somut kanıtlarıdır. 12 Eylül`de yasama, yürütme ve yargı, beş kişilik darbe cuntasının elindeyken, günümüzde yürütme gücünü elinde tutan AKP, yasama organı olan TBMM`deki çoğunluğu ile istediği kanunları çıkarmış, yargı organlarındaki yoğun siyasal kadrolaşma sonucunda yargıyı da tümüyle kendi denetimine almıştır. Bu şekilde tıpkı 12 Eylül darbesi sonrasında olduğu gibi yargıyla yürütmenin, yürütmeyle yasamanın ayrılığı ve birbirini denetleme imkanı fiilen ortadan kaldırılmıştır. AKP Hükümetinin darbe döneminden farklı olarak "Seçimle gelen bir meclise dayanıyor" olması, açıktır ki sistemin "tek parti diktatörlüğü" biçiminde işlemesini gerektirmemektedir” dedi.
 
“AKP pratiği, 12 Eylül darbecilerini bile gölgede bıraktı”
AKP’nin 10 yıllık iktidar pratiğinin, 12 Eylül darbecilerini bile gölgede bıraktığını ifade eden Koç; “Türkiye 12 Eylül darbesinin üzerinden 32 yıl geçmiş olmasına rağmen, 12 Eylül ile hesaplaşacağı iddiası ile yola çıkmıştır. Ancak AKP’nin 10 yıllık iktidar pratiği, 12 Eylül darbecilerini bile gölgede bırakmıştır. Türkiye uzunca bir süredir 12 Eylül`ü aratmayan pek çok uygulamayla karşı karşıyadır; AKP iktidarı ile toplumun özellikle örgütlü ve muhalif güçleri, çeşitli adlar altında yaşanan gözaltı ve tutuklama operasyonları ile sindirilmeye çalışılmış, tüm toplum 12 Eylül`ün yarattığı korku atmosferine mahkum edilmek istenmiştir. 12 Eylül döneminde muhalif kurum ve sendikalara yönelik baskılar, bugün AKP iktidarı eliyle sürdürülmekte, KESK ve KESK`e bağlı sendikalara yönelik olarak aralıksız yürütülen baskı ve sindirme politikaları devam etmektedir. 12 Eylül darbesi sırasında DİSK genel merkezi basılıp, sendikacılar gözaltına alınırken, 32 yıl sonra aynı zihniyet KESK ve KESK`e bağlı sendikaların genel merkez ve şubelerini basmış, sendikacıları evlerinden gözaltına almış ve tutuklamıştır. 12 Eylül sonrasında eğitim sisteminde benimsenen "Türk-İslam sentezi" anlayışı, bugün 4+4+4 modeli üzerinden "Dindar ve kindar nesil yetiştirmek" hedefi ile sürdürülmektedir. 12 Eylül darbesi sonrasında dünyada en çok siyasi tutuklu olan ülke Türkiye iken, darbeden 32 yıl sonra, dünya üzerindeki 33 bin siyasi tutuklunun üçte biri Türkiye`dedir. Türkiye AKP iktidarı ile bir kez daha dünya üzerindeki en çok siyasi tutuklunun olduğu ülke haline gelmiştir. Milletvekillerinin, belediye başkanlarının, gazetecilerin, yazarların, sendikacıların, soyut suçlamalarla uzun süre tutuklu kalması 12 Eylül düzeninin sürdüğünün en somut kanıtlarından birisidir. 2012 itibariyle cezaevlerinde 12 Eylül döneminden daha fazla gazeteci bulunmakta, basın yayın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün kapsamı sürekli olarak daraltılmaktadır. 12 Eylül`ün 32. yılında binlerce üniversite öğrencisi cezaevindedir. Yine binlerce öğrenci düşüncelerini ifade ettiği ya da basın açıklamalarına katıldığı için soruşturma yaşamakta, okuldan atılmaya kadar varan cezalar almaktadır” diye konuştu.
 
“Geleceğimize sahip çıkma zamanıdır”
Koç sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Şimdi çocuklarımıza ve geleceğimize sahip çıkma zamanıdır. Çanakkale halkını bu çocuklarımız, geleceğimiz, emek ve demokrasi yürüyüşümüzde yanımızda olmaya, 15 Eylül’de Anakara’da toplumsal duyarlılığımızı göstermeye davet ediyoruz. Bir an önce isminizi Eğitim Sen Çanakkale Şube’ye yazdırın ve Ankara’da Çocuklarımız ile Geleceğimize Sahip Çıktığımızı Haykıralım.”
 
 
“Darbeciler halka hesap verecek”
Devrimci 78`liler Federasyonu Çanakkale Temsilciliği, 12 Eylül 1980 Askeri darbesinin yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yaptı.
 
Devrimci 78`liler Federasyonu Çanakkale Temsilciliği adına açıklama yapan Sevgi İnanmaz, halkların özgürlüğünü, eşitliğini ve kardeşliğini bir arada yaşayabildiği gerçek demokrasiyi istediklerini söyledi. İnanmaz; “Bugün (dün) 12 Eylül 2012. 32 yıl önce bugün ülkemiz tarihinde yaşayacağı en büyük karanlığa, 12 Eylül 1980 Askeri Faşist Diktatörlüğü`ne uyanıyordu. Oltanın başı Kenan Evren `Aziz Türk Milleti` diye başlayan sıkıyönetimin 1 Nolu bildirisin radyoevinden ülkeye ve dünyaya duyuruyordu. Tarihsel hesaplaşma düzleminde, emekçiler halklarımız henüz sizden yaptığınız darbelerin ve kanlı iktidarlarınızın hesabını sormamış olabilir. Ama emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin çıkarları uğruna yarattığınız cehennem ortamının sorulmamış hesabının yanınıza kar kalacağını sanmayın.Tarihsel hesaplaşma ve kendi geçmişiyle yüzleşme bilincini kuşanmış bir büyük dalganın üzerinize doğru geldiğini bilin! Hala süren ve mevcut gerici iktidarlar eliyle daha da derinleştirilen bu darbe rejiminin siyasetini, hukukunu, kültürünü, felsefesini artık istemiyoruz. Namluların gölgesinde bir gelecek, tank paletlerinin dişlileri arasında ezilen bir ülke, sayfalarından emekçilerin ve halkların kanının sızdığı bir lanetli tarih, yarınımıza uzanan kirli eller istemiyoruz artık... Artık ekmek kadar, su kadar gerekli olan şeyi; halklarımızın özgürlüğünü, eşitliğini, kardeşliğini, bir arada yaşayabildiği gerçek demokrasiyi istiyoruz” dedi.
 
“Sizi artık istemiyoruz! Ve sizden kurtulacağız...”
“Susurlukla, Şemdinli`yle, Ergenekon la, 12 Eylül Anayasası`nın sunduğu sayısız imkânla, gözükmeyen kaide ve kurallarla, darbe hukukunun yasalarıyla, emekçileri ve halkları dışlayan seçim kanunuyla, özel harp usulleriyle, kanla, katliamla sürdürdüğünüz kirli saltanatınızın sonu geliyor” diyen İnanmaz şu şekilde konuştu: “Emekçi halkların daha çok özgürleşme amacı, sahip olduğu bütün haklarını size karşı ne pahasına olursa olsun koruma istenci, faşizme karşı meşru müdafaanın evrensel bir hak olduğu bilinciyle size karşı duracağız. Yaptığınız her şey için, oluşturduğunuz suç örgütleri, işlediğiniz suçlar için er ya da geç halklarımıza hesap vereceksiniz. Ne mutlu ki o güne, bir gün radyoevlerinden halklarımıza zulmedenlerin, Ergenekon gibi buzdağının görünen yüzü olanların değil, gerçek darbecilerin yargılandığını, gerici siyasi iktidarlardan yaptıklarının ve faşizmin kanlı tarihinin hesabının sorulmaya başladığını duyacaksınız. Gün gelecek devran dönecek darbeciler halka hesap verecek.”
Paylaş