ÇOMÜ yönetimini dün yaptığı açıklamaları ile eleştiri yağmuruna tutan Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, ÇOMÜ`nin Çanakkale için neler yaptığını sordu. “Bir üniversite, sorumluluğu gereği bilimsel araştırmalar yapar ve elde ettiği sonuçları kamuoyu ile paylaşır. Bu yönü ile elde edilen bilgiler, tüm kamunun yararlanmasına açık bir tür, kamu malı niteliğindedir” diyen Nalbant, “Son dönemde, Türkiye’de yapılan düzenlemelerle ve devletin üniversitelere ayırdığı maddi kaynağın azalması ile, üniversitelerde bilimsel araştırmaların, AR-GE çalışmalarının, Teknopark gibi yapıların şirketlerle, iş birliği içinde yürütülmesi ve üretilen bilgilerin kullanım hakkının ilgili ticari kuruluşa terkedilmesi koşulu getirilmiştir. ÇOMÜ’nün de içinde bulunduğu bazı üniversitelerimizin bilgiyi metalaştırırcasına `üniversite-sanayi-sermaye işbirliği` içerisine girdikleri görülmektedir. Bunun sonucu olarak sermayenin kar hırsının frenlenememesi, bu konudaki yasalar ve düzenlemelerin yetersiz oluşturulması, hem de etkin denetimlerin yapılamaması çevre maliyetlerine ve çevre talanına yol açmaktadır. Tüm bunlar yaşanırken kent-üniversite etkileşimi çerçevesinde, bulunduğu kente ve içinde yaşayan insanlara karşı sorumluluğu olan üniversite ne yapar?” ifadelerini kullandı.
ÇOMÜ çevre talanına neden ses çıkarmıyor?
“ÇOMÜ kamu malı niteliğinde, hangi bilgiyi üretmiş ve kamuoyu ile paylaşmıştır?” diyen Nalbant, “Son dönemlerde; ÇOMÜ Çanakkale’nin maddi, manevi, sosyal, kültürel değerlerine sahip çıkmış mıdır? İlimizin, Kazdağı yöresinin, Biga Yarımadasının ekosistemini yıkıma uğratacak, milyonlarca insanın içme, kullanma ve zirai faaliyetlerde yararlandığı yeraltı ve yerüstü sularının zehirlenmesine yol açacak, var olan ekoturizm ve termal turizm olanaklarını, sağlık turizmi potansiyelini zarara uğratacak, kısacası Çanakkale ili ve çevresinin sosyal, kültürel, zirai maddi-manevi tüm değerlerini yok edecek, çevresel yıkım projelerine ÇOMÜ ve İlgili birimleri neden ses çıkarmamaktadır? Yöremizde işletilen, planlanan ve bazıları proje aşamasındaki 10 bin Megawatı aşan enerji üretim santrallarına karşı, demirçelik sanayi, liman işletmeleri, çimento sanayi gibi Dünyanın en kirletici sanayilerine karşı, yorumsuz, sessiz kalan ÇOMÜ el altından bu gidişe onay vermiş olmuyor mu? İlimizde, hemen yanıbaşımızda Atikhisar Barajı su toplama havzası içinde, Ağı Dağı’nda, Kazdağı yöresinde vahşi madencilik çalışmaları sürerken, dağlarımızda, su kaynaklarımızın üzerinde bu çalışmaları yürüten şirketlerin yetkilileri ile iyi ilişki içerisinde bulunmak ne anlama gelmektedir ? Kendi bilim insanlarından, kampüsleri içinde yaptığı riskli faaliyetler için görüş almayan, tüm çalışanların ve on binlerce öğrencinin sağlığını hiçe sayıp medikoyu kapatan, buna karşın insan sağlığına zararlı olduğu açıkça bilinen baz istasyonunu saat kulesi maskesi ile saklayan ÇOMÜ ne yapmak istemektedir?” şeklinde konuştu.
“Altıncılara da fahri doktora verin”
Nalbant, ÇOMÜ`nün sık sık fahri doktora vermesini de eleştirdi. “Son günlerde üniversite-sermaye-siyaset ilişkisi sonucu olarak ÇOMÜ tarafından şirketlere ve siyasetçilere fahri doktora ünvanı verildiği görülmektedir” diyen Nalbant, “Yerel seçimlerin yaklaştığı bir dönemde fahri doktoraların verilme zamanı manidardır. Üniversiteler hak edenlere tabi ki fahri doktora verebilirler. Ancak, kendi üniversitesinde akademik bilimsel özellik şartlarına dikkat etmeyen, bilimsel ve idari liyakat koşullarını yerine getirmeyen ÇOMÜ yönetimi sorgulanmalıdır. Hele üniversitede doçent ve profesör düzeyinde akademik kariyeri hak edip de, yıllardır alamayan bilim insanları dururken bol keseden fahri doktora dağıtmak ne anlama gelmektedir?” dedi.
“Öneriyoruz”
“ÇOMÜ Yönetimine hatırlatıyoruz ve öneriyoruz” diyen Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, açıklamalarını şu şekilde tamamladı; “Yeni fahri doktora ünvanları verirken ÇOMÜ yönetimi adil davranmalıdır! ÇOMÜ kriterlerine göre, altın tekellerinin yetkilileri de fahri doktorayı hak etmişlerdir. Bi an önce haklarına kavuşmalarını diliyoruz. Şunu herkes iyi bilmelidir ki; bu şekilde verilen fahri doktoralar ÇOMÜ’ye itibar kazandırmayacaktır. Siyasette sıkışanların da, sorunlarını çözmeyecektir.”