Çanakkalelileri tembel, gelişmenin karşısında, sabahlara kadar içki içen, işlerini savsaklayan, aylak aylak dolaşan, çocuk yapmayan gazetelerde barlarda, sokaklarda gürültü çıkaran kişiler olarak değerlendiren profesöre tepki gösteren sivil toplum kuruluşları temsilcileri, dernek temsilcileri, avukatlar, esnaf odaları temsilcileri sert açıklamalarda bulundular. Çanakkalelileri kötüleyen ve küçük düşürücü ifadeler nedeniyle profesörü yaylım ateşine tutan kentin önde gelen isimleri, profesöre gereken cevabı verdiler.
Erkek “Üniversitemizde böyle bilim adamlarının bulunmasından üzüntü duyuyorum”
Çanakkalelilere hakaret eden Palabıyık’a Belediye Meclisi Eylül oturumunda yanıt vereceğini belirten Belediye Meclis Üyesi Avukat Muharrem Erkek, Çanakkale halkına hiç kimsenin bu şekilde hakaret edemeyeceğini belirtti.
Palabıyık’a cevap veren sivil toplum örgütlerinden TÜKODER Çanakkale Şube Başkanı Ali Rıza Berkit, bu anlayışta biri olan profesörün unvanının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak; “Bu vatandaş, Çanakkale’ye yakışmıyor” dedi. DİSK/Genel-İş Sendikası Şube Başkanı Erdinç Uslan ise profesörü açıklamalarından dolayı esefle kınadığını söyledi. Yazısında profesörün “Çanakkaleliler” diyerek bir genelleme yapmasının yanlış olduğunu kaydeden avukatlar ise; “Bilim adamları daha düzgün konuşmalı ve hiç kimse bu tarz konuşmalar yapmaması gerekiyor” dedi.
Profesörün açıklamalarını eleştiren SES Çanakkale Şube Başkanı Eftal Yıldırım da, bu tip anlayışta olan insanların Çanakkale’ye ne amaçla geldiğinin belli olduğunu kaydederken, Çanakkale’de 21 bin esnafın temsilcisi olan Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Mustafa Vurucu; “Almış olduğu maaşı, esnaflar verdiği vergilerle ödüyor” diyerek profesörü eleştirdi. Çanakkale Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Mehmet Ali Demir ise; “Hem Çanakkale’nin ekmeğini yiyeceksin hem de Çanakkalelilere hakaret edeceksin. Profesörü kınıyorum” şeklinde konuştu.
Erkek; “Çanakkale halkı böyle zihniyetlere hiçbir zaman prim vermeyecektir”
Palabıyık’ın sözlerini talihsiz bir açıklama olarak değerlendiren Belediye Meclis Üyesi Muharrem Erkek; “Çok talihsiz açıklamalar. Çanakkale, Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biri. Burada yaşamak bir ayrıcalıktır. Bildiğim kadarıyla kendisi de Evreşe doğumlu. Yani Çanakkaleli. Ama hiç kimse Çanakkale halkına, bu şekilde hakaret edemez. Çanakkalelilerin doğada yürüyüş yapmaktan, denizde yüzmekten keyif alması kadar güzel bir şey olabilir mi? Keşke herkes böyle yaşayabilse. İnsan profesör ve milletvekili olabilir. Her şey olabilir. Yalnızca okumakla ya da profesör olmakla cehaleten kurtulunamıyor. Bazen kalıyor. Üniversitemizde böyle bilim adamlarının bulunmasından açıkçası hem kent adına hem de üniversite adına büyük üzüntü duyuyorum. Üniversitemizde böyle bilim adamlarının görev yapıyor olması çok üzücü bir durum” dedi.
“Haddini ve sınırlarını aşmıştır”
Açıklamaları nedeniyle profesörün haddini ve terbiye sınırlarını aştığının altını çizen Erkek, Çanakkale halkının bu tür zihniyetlere hiçbir zaman prim vermeyeceğini ifade ederek; “Bu beyefendi aklınca bir yerlere hizmet ediyor. Bu açıklamaların amacını biz çok iyi biliyoruz. Ama Çanakkale halkı, böyle yaşamaya devam edecektir. Böyle zihniyetlere de hiçbir zaman prim vermeyecektir. Çanakkale’de yerel seçimler var. Bu seçimler çok önemseniyor. 89 yılından beri Çanakkale’de sosyal demokrat belediyecilik niye yerel yönetim de iktidar? Çağdaş bir anlayışa sahip olduğu için. Ama herhalde gelişmişliği yalnızca projelerde gören böyle bir zihniyete Çanakkale halkı hiçbir zaman prim vermez. Biz bu beyefendinin amacını da çok iyi biliyoruz. Kimler tarafından bunların söyletildiğini de çok iyi biliyoruz. Haddini ve sınırlarını aşana Çanakkale halkı yanıtını verir” dedi.
Uslan; “Nasıl bir anlayıştır bu?”
DİSK/Genel-İş Sendikası Şube Başkanı Erdinç Uslan, Çanakkalelilere hakaret eden ÇOMÜ Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamit Palabıyık’ı açıklamalarından dolayı esefle kınadığını söyledi. Geçmişi ve yakın tarihiyle bir dünya kenti olan Çanakkale’de yaşayan vatandaşlar için aylaklar ve şarapçılar yakıştırmasını yapan Palabıyık’a tepki gösteren Uslan; “Çanakkale bir yaşam şeklidir. Çanakkale bir ruhtur. Çanakkale geçmişi ve yakın tarihiyle bir dünya kentidir. Çanakkale aynı zamanda bir emekli kentidir. Doğasıyla, yaşam biçimiyle, modern Türk toplumunun örneğidir. Bu kentte yaşayan insanlar için aylaklar, şarapçılar yakıştırmasını yaparken kente varoş muamelesi yapmak, Paris ya da Londra’da yaşadığını sanıp yaşadığı çevreyi küçümsemek dar bir siyasi kalıbın ve maalesef akıl tutulmasına sahip bir sosyolojik anlayışın ürünü olabilir. Bu kentin gelişmekle ilgili uzun yıllardır sorunu olmuştur. Ancak unutulmamalıdır ki, o aylak dediğiniz insanların elinden Tekel Şarap ve Kanyak Fabrikası’nı, Sümerbank’ı, Petkim’i, daha geçmişinde Pınar ve Akfa Salça Fabrikalarını alıp götüren ve bu kenti makus kaderine terk eden hangi zihniyettir. Örgütlü bir şekilde gelişimi engelleyenler bu kentte yaşayanlar mı yoksa başkaları mıdır bunu iyi değerlendirmek gerek” dedi.
“Çanakkalelileri rencide edemezsiniz”
Palabıyık’ın sözlerinin Çanakkalelileri rencide eden bir söylem olduğuna dikkat çeken Uslan; “Şimdi kalkıp kentte huzur içinde barış içinde yaşayan insanların özel hayatlarının irdelenerek yaşam biçimlerini tüm kente mal edecek kadar ileri gitmek hangi mantıkla açıklanabilir. Bizler doğduğumuz büyüdüğümüz emek verip çalıştığımız bu kentin nasıl gelişmesi gerektiğine gelecekte nasıl yaşanılır hale gelmesi gerektiğine demokratik halk meclislerimizde karar veririz. Gençlerimizle yaşlılarımızla, kentin tüm dinamikleri istediğimiz zaman hangi siyasi görüşte olursak olalım kente hizmet anlamında daima omuz omuza bir araya gelmeyi de başarabiliriz. Anadolu’nun en batısında sokakta rahatça gezebildiğiniz, gönlünüzce eğlenip gönlünüzce vakit geçirebildiğiniz bu kendine has motifleri olan kenti ve bu kentin yaşayanlarını bu şekilde eleştirmek Çanakkalelileri rencide eden bir söylemdir. Ha bu bakış açısına göre bu kentte gökdelenler yükselmeli, para babalarının işlettiği 5 yıldızlı, beton yığını, altıncıların kalacağı otellerin doldurduğu sahilleri olmalı, milyon dolarlık yatların çekildiği yat limanıyla, demir yığını boğaz köprüsü olmalı, kenti yavaş yavaş rantiyenin elinde oyuncak haline getirmeli, Çanakkale demir ağlarla örülen Türkiye’den nasibini bu anlamda tam almalı öyle değil mi? Eski köylerinde tek derdi şarap yudumlamak değildir bu kentin yaşayanlarının derdi” diye konuştu.
“İnsanların geleceği yok, umrunuz da mı?”
Uslan sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Burada yaşayanların derdi işsizlik, burada yaşayanların derdi parasızlık, burada yaşayanların derdi doğasının katledilmesi, burada yaşayanların derdi ulaşım, burada yaşayanların derdi yok pahasına özelleştirilen fabrikalarının kapanmasıdır. O beğenmediğiniz insanların hepsinin yatı var ama yatlarını bağlayacak liman bulamıyorlar, o beğenmediğiniz insanların hepsinin milyarları var lüks arabalarını park edecek otopark bulamıyorlar, o beğenmediğiniz insanların depreme dayanıklı çelik binaları var ama atık su arıtmaları yok bundan rahatsızlar… O beğenmediğiniz insanların işi yok, eşi yok, geleceği yok umrunuz da mı? Ama o beğenmediğiniz insanların öyle bir ruhu var ki; Bunu da bir tokat gibi yeri geldiğinde gerektiği yerde atmasını iyi bilirler. Evet burada yaşayan insanlar kordon boyunda rahatça gezebilmeyi, oturup bir şeyler yiyip içmeyi, yalı hanına barlar sokağına uğrayıp iki laflamayı, bir araya gelip gerekirse fikir teatisi yapmayı severler. Bu onların özelidir. Bu kentin insanları düşünür, bu kentin insanları geleceği görebilir. Bu kentin insanları zekidir. Çünkü bu kentin insanları Barışın Kentinde yaşadıklarını bilirler, eğer at gözlüklerini çıkarıp görmek isteyen varsa hariçten gazel okumak yerine, o insanların içine girip o insanları tanısınlar. Eminim ki öğrenecekleri çok şey olacaktır.”
Baydar; “Profesörün genelleme yapması yanlış”
Palabıyık’ın yazısında Çanakkaleliler diyerek bir genelleme yapmasının yanlış olduğunu kaydeden Avukat Hilmi Baydar; “Çanakkalelileri genelleme içerisine alması doğru değil. Bu şekilde tartışılmaması gerekiyor. Yanlış temelde tartışıyor. Bütün halkı o şekilde suçlamak yanlış. Çünkü, bütün içinde çok ilerici, doğru şeyler söyleyen ve gelişime açık insanlar var. Birkaç kişi öyle oldu diye veya belli bir kesim öyle oldu diye bütün Çanakkale halkını suçlamak yanlış. Esas temel bu. Palabıyık’ın genelleme yapması yanlış. Çanakkaleliler diyor sanki hepsi öyleymiş gibi bir tavır sergiliyor. Bu çok yanlış. Tabi ki, bir profesörün bunu bilerek konuşması lazımdı. Bir kaç kişi yanlış yapıyor diye başka bir halkı suçlayamazsak, Çanakkaleliler diyerek bir genelleme yapmak doğru değil. İfadeler profesöre yakışmadığı gibi hiç kimseye yakışan ifadeler değil. Genelleme kim yaparsa yapsın, yanlıştır bence. Bilimadamları daha düzgün konuşmalı ve hiç kimse bu tarz konuşmalar yapmaması gerekiyor” dedi.
Berkit; “Profesörün unvanı yeniden gözden geçirilmeli”
Çanakkalelileri tembel, gelişmenin karşısında, sabahlara kadar içki içen, işlerini savsaklayan, aylak aylak dolaşan, gazetelerde barlarda, sokaklarda gürültü çıkaran kişiler olarak değerlendiren Palabıyık’ı protesto eden TÜKODER Çanakkale Şube Başkanı Ali Rıza Berkit, bu anlayışta biri olan profesörün yetiştirdiği öğrencilerden kaygı duyduğunu söyledi. Söz konusu profesörün unvanının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Berkit; “Sivil toplum örgütü temsilcisi olarak, bir profesör unvanı almış bir kişiye bu söylemleri yakıştıramıyoruz. İlimizdeki üretim ve istatistikleri belli. İş yapma oranları belli. İlimizin belli ekonomik istatistikleri var. Yani, bunları başka bir ülkeden birileri gelip Çanakkaleli insanlara katkı sunan yok. Bunu Çanakkale’nin insanı yapıyor. Bu bir ideolojik yaklaşımdır. Profesör düzeyindeki bir vatandaşın ülkesini ve ilini bu düzeyde tanıyorsa, bunun yetiştireceği öğrencilerden alabildiğine kaygı duyuyorum. Ülkemizde böyle bir profesörün olması şaşkınlık vericidir. Bence bu profesörün unvanının yeniden gözden geçirilmesi lazım. Şiddetle de kendisini protesto ediyorum” diye konuştu.
“Çanakkale’ye yakışmayan arkadaşımız kitap okusun”
Palabıyık’a bilim, felsefe ve sosyoloji ile ilgili kitap okumasını öneren Berkit şu şekilde konuştu: “İlimizi biraz daha dikkatli tanısın. Eğer uygun değilse bize gelsin. Biz kendisine Çanakkale’de üretim yapan ve çalışan insanları gösterelim. Üniversiteden ilimizin kalkınması ve insanların yaşamlarını kolaylaştırma adına bir takım girişimlerde bulunmasını istiyoruz. Bu vatandaş, Çanakkale’ye yakışmıyor. Kendine başka bir memleket baksın diye öneriyorum. Yada biraz daha kendini geliştirsin. Çanakkale halkı, kendini beğenmeyen insanları dışlamasını bilir. İlk önce Çanakkale halkına saygılı olsun.”
Yıldırım; “Halk, bu tip insanların ne amaçla geldiğini biliyor”
Profesörün açıklamalarını eleştiren SES Çanakkale Şube Başkanı Eftal Yıldırım, bu tip anlayışta olan insanların Çanakkale’ye ne amaçla geldiğinin belli olduğunu söyledi. Çanakkalelilerin bu tip olumsuz düşüncelere karşı gereken cevabı vereceğini belirten Yıldırım; “Profesör kendi düşüncesini yansıtmış. Ama gerçekle ilgisi yok. Çanakkale halkı doğasına, yaşam koşullarına insan olmanın gerektirdiği özellikleri karşılıklı ilişkiler içerisinde üretmeye ve çoğaltmaya uygun bir zeminde yaşamaya çalışan insanlardır. Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanlar, kendini buralı hissedebiliyor. Böyle bir iyi niyet ve barış ortamı içerisinde yaşamaya çalışan insanlarla dolu burası. Bütün kapitalist üretim süreçlerinin kirliliklerini uzak tutmaya, buranın doğasının verimliliğini tahrip etmeye dönük olumsuz çabalara karşı durmaya çalışan bir halk. Büyük bir insan sevgisiyle dolu vatandaşlar burada yaşıyor. Bu eleştirileri yapan insanlar Çanakkale’yi sadece yağmalanacak, bir takım değerlerin satışa çıkartılıp, aynı Kazdağları’ndaki altını almak, talan etmeye ve doğasını bozmaya çalışan anlayışlar içinde burada yaşamaya çalıştıkları için düşünceleri de böyle şekilleniyor. Bir takım kısa vadeli çıkarlar için talan etmeye dönük insanların gelmesini istiyorlar. Ama bu çok azınlıkta olan bir düşünce. O kişilerin buraya bir takım statülerle gelmeleri veya getirilmeleri ve bunları söylüyor olmaları, buranın bütününe eleştiride bulunmaları sadece kendilerinin ne olduğunu ifade ettikleri bir süreç olabilir. Yoksa Çanakkale halkı, o insanları tanıyor. Buraya ne amaçla geldiklerini de tanıyorlar. Gerçekten burayı seven insanlar, bu tip olumsuz düşüncelere gereken cevabı verir” dedi.
“Çanakkale’ye her zaman sahip çıkacağız”
“Bilsinler ki, bu tip insanların eleştirileri, halkın Çanakkale’ye sahip çıkmasını önleyecek bir etki yapmayacak” diyen Yıldırım; “Tam aksine burayı gerçekten seven insanlar, Çanakkale’nin gerçek değerlerini ortaya çıkartmaya çalışacaklar. Bunun içinde üretkenlik, çalışmak, doğanın güzelliklerini paylaşmak da dahil, Kazdağlarını, denizimizi ve Çanakkale’yi onlardan çok daha fazla seviyoruz. Asıl onların dışarıdan ne amaçla getirildiklerini sorgulamamız lazım. Çanakkale halkı olarak bunun en güzel örneğini yakın zamanda sergileyeceğiz. 1 Eylül’de bunu dile getireceğiz ve gelsinler orada Çanakkale halkının burayı nasıl sevdiğini görsünler. Polemiğe girmeye gerek yok. Herkesin düşüncesi kendini bağlar. Ama Çanakkaleliler, buranın yaşanılır kılınmasına dönük çabalarından alı koyulamayacaktır. Kazdağlarına ve Çanakkale’ye her zaman sahip çıkacağız” şeklinde konuştu.
Demir; “Eğitimli bir kişiye yakışmıyor”
Çanakkale Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Mehmet Ali Demir, Çanakkalelilere hakaret eden Palabıyık’ı sözlerinden dolayı esefle kınadığını söyledi. Sarf ettiği sözler nedeniyle profesörün haddini aştığını vurgulayan Demir; “Çanakkalelilere hakaret eden profesörü kınıyorum. Bir profesöre yakışmayan sözlerdir bunlar. Hem Çanakkale’nin ekmeğini yiyeceksin hem de Çanakkalelilere hakaret edeceksin. Bu nasıl bir anlayış. Eğitimli bir kişiye yakışmıyor. Çanakkaleliler ifadesini kullanarak bir genelleme yapması çok yanlıştır. Çanakkalelilerden özür dilemeli. Bu sözlerini geri alması gerekiyor” dedi.
Vurucu; “Profesörün almış olduğu maaşı, esnaflar verdiği vergilerle ödüyor”
Çanakkale’de hizmet veren 21 bin esnafın, devlete ödediği vergilerle profesörün aldığı maaşın ödendiğine dikkat çeken Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Mustafa Vurucu; “Haddini aşmış. Çanakkale’yi ve Çanakkalelileri ne kadar tanıyor bilemiyorum. Ben de Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanıyım. Çanakkale’de 21 bin tane esnaf ve sanatkar var. 21 bin esnaf ve sanatkar, çocuğunun rızkını temin ediyor. Çocuklarının eğitimini de sağlıyor. Devlete para veriyor. Onun almış olduğu maaşı da vergilerle ödüyor. Bir şeyi söylerken haddini aşmamak lazım. Lafın nereye gideceğine bakmak lazım. Genelleme yapmak doğru değil. Çanakkalelileri hangi hakla suçluyorsun. Onların kesiminde ve onun gibi düşünenler de vardır” diye konuştu.