“Çanakkale halkına büyük görev düşüyor”
Çevre konusunda verilen mücadeleye Çanakkale halkının duyarlılığı gün geçtikçe artıyor. Kentin can damarı olan Atikhisar Barajı`na yakın Serçiler Köyü`nde yapılması planlanan altın arama çalışmalarına tepki gösteren kadın dernekleri, bu duruma sessiz kalmayacaklarını belirterek: “Çevre konusunda gösterilen mücadeleye sonuna kadar destek vermeye devam edeceğiz ve sessiz kalmayacağız” dedi.
Çok uluslu altın tekellerinin Çanakkale`yi hedef seçtiğini belirten kadın dernekleri: “Yöremizde yapılan altın arama faaliyetlerine karşıyız ve karşı olmaya devam edeceğiz. Bize miras kalan çevre emanetini gelecek nesillere taşımak bizim asli görevimiz. Bundan böyle de aktif muhalefete devam edeceğiz” dediler.
Altın tekelleri tarafından kentin can damarı olan Atikhisar Barajı`na yakın Serçiler Köyü`nde yapılması planlanan altın arama çalışmalarına tepki gösteren kadın dernekleri sessiz kalmayacaklarını belirterek: “Çevre konusunda gösterilen mücadeleye sonuna kadar destek vermeye devam edeceğiz ve sessiz kalmayacağız” dedi. Çok uluslu altın tekellerinin Çanakkale`yi hedef seçtiğini belirten kadın dernekleri: “Yöremizde yapılan altın arama faaliyetlerine karşıyız ve karşı olmaya devam edeceğiz. Bize miras kalan çevre emanetini gelecek nesillere taşımak bizim asli görevimiz. Bundan böyle de aktif muhalefete devam edeceğiz” dediler.
Belgin Akpınar (Anneler Derneği Çanakkale Şubesi): Altın arama çalışmaları nedeniyle bölgemizin su kaynağı Atikhisar Barajı suyunda yaratılan tehlike son derece ürkütücü. Çanakkale kanser hastalıkları görülme oranında zaten üst sıralarda yer alıyor. Biz Anneler Derneği olarak yöremizde yapılan altın arama faaliyetlerine karşıyız ve karşı olmaya devam edeceğiz. Dünyanın en nadide güzelliklerinden biri olan Kaz Dağları`nın, bölgemizin ve kaynaklarımızın korumak ve gelecek nesillere bu emaneti taşımak bizim asli ödevimiz. Bu çevre hepimizin. O yüzden dedelerimizden bize kalan mirası tahrip etmeden ve bozmadan çocuklarımıza ulaştırmalıyız. Suyun kirlenmesi demek her türlü hastalığa davetiye çıkması demektir. Dünyanın öbür ucundan gelenlerin kaynaklarımızı yok etmelerine sessiz kalamayız.
Meliha Danacı (Çanakkale Çevre ve Sokak Hayvanları Derneği Başkanı): Bizim doğal güzelliklerimiz altından ve her türlü madenden daha değerli. Altın arama faaliyetlerine karşıyız, bu bölge dünyanın göz bebeği. Böyle bir şeyi kabullenmek mümkün değil, bu anlamda her platformda dernek olarak da, kişisel olarak da karşı çıkmaya devam edeceğiz. Doğaya ve çevreyi korumaya karşı verilen her türlü mücadelede varız ve destek veremeye devam edeceğiz. Çevrenin tahrip edilmesi ve kaynakların yok olması demek insanlığın ve tüm canlıların geleceğinin yok olması demektir.
Fatma Erdoğan (El Emeği Derneği): Biz dernek olarak Serçiler Köyü`nde yapılan eyleme destek verdik.Bu tür eylemlere katılım daha yüksek olmalı, tepki daha etkili olmalı. Çok uluslu altın tekellerinin Çanakkale`yi yaşanmaz ve hastalıkların kol gezdiği bir bölgeye dönüştürmemesi için her kesimden insan daha duyarlı hareket etmeli. Çanakkale halkına büyük görev düşmüyor, olanlara karşı sessiz ve duyarsız kalma zamanı değil. Biz bu anlamda Elder olarak çevrecilerin yanında yer oluyor ve çalışmaları gönülden destekliyoruz ve desteklemeye devam edeceğiz. Çevre ve sağlıkla ilgili her eylemde yer almayı sürdüreceğiz.
Sibel Bozkurt (Emekçi Kadın Platformu Başkanı): Bizler ÇED toplantılarının yapılmasına engel olmak ve köylülerimize destek olmak amacıyla bu tür etkinliklerde üyelerimizle yer alıyoruz. Sularımızdan zehir akmasını, çevremizin katledilmesini, çocuklarımızın geleceği ile oynanmasını istemiyor ve buna göz yummayacağımızı bilmelerini istiyoruz. Altın tekelleri ağaçları keserek, toprağın dokusunu bozarak, havayı ve suyu kirletmeye çalışıyor. Bu planların karşındayız. Dernek olarak da destek vermeye ve düzenlenecek etkinliklere katılmaya devam edeceğiz. Yaşayan herkes de suyuna, havasına, toprağına, memleketine sahip çıksın.