“Çağdışı bir zihniyet” dedi ve ekledi...

Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi olağan kongresi hafta sonu gerçekleştirildi. Çok sayıda eğitim emekçisinin katıldığı genel kurulda mevcut Başkan Prof. Dr. Telat Koç`un “devam” listesi seçime tek liste olarak girdi. Genel kurulda verilen mesajlar ise ön plana çıktı.

921
 
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Genel Kurulu yoğun bir katılım ile gerçekleştirildi. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan`ın da katıldığı genel kurulda CHP, Emek Partisi, TKP, ÖDP gibi siyasi parti temsilcileri, Halkevi, Öğrenci Kolektifi, Gençlik Muhalefeti ve Emek Gençliği gibi sivil toplum kuruluşu, gençlik örgütlerinin temsilcileri katıldı. CHPY`nin Belediye Meclis adaylarının da katılarak destek verdikleri genel kurulda mevcut Başkan Prof. Dr. Telat Koç`un da aralarında bulunduğu liste, tek liste olarak seçimlere girdi. Mevcut listede seçilen yönetim kurulunun önümüzdeki hafta toplanarak yeni Eğitim-Sen Başkanını belirleyeceği öğrenildi.
 
 
“Sözün bitti yer”
Genel kurulda konuşan mevcut Eğitim-Sen Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç, hayatını kaybeden bir atanamayan öğretmeni hatırlatarak, “Haklar, özgürlükler ve adalet mücadelesi veren bir kurumda görev yapmak çok büyük bir onur. Bu konuşma öncesinde neler söylesem diye çok düşündüm. Ancak bu sabah bir gazete haberi aslında uzun uzun konuşmanın çok da gerekli olmadığını hatırlattı bana. Gazete haberinde atanamayan bir öğretmenimizin intiharı vardı. Bu çok önemli, burada artık söz bitiyor, burada artık söyleyecek bir söz yok, burada eğitim ve bilim ortamını oluşturmak için emek verme zamanıdır. `Birleşe birleşe kazanacağız` mantığından hareketle, herkese saygı göstererek, herkesin potansiyelini harekete geçirerek iş yapma zamadır artık” dedi.
 
“Çare; birleşmek”
Eğitim-Sen Genel Kurulunda konuşma yapan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise, birleşmenin ve örgütlü mücadele etmenin önemine değindi. Başkan Gökhan, “Bu devirde Eğitim-Sen üyesi olarak, eğitim emekçisi olarak Eğitim-Sen`de görev yapmak cesaret işidir. Öncelikle size bu bağlamda kutluyorum. Bu dönemin özelliği kendinden olmayanlara karşı davranılan tutumlar ve muhalefet hareketlerinin hoş görülmemesiyle insanlara olabildiğince eziyet etmek, onlara rahatsız etmek, oradan oraya süründürmek, mobbing uygulama gibi çeşitli davranış biçimleri yaşanıyor. Biraz solda, biraz çağdaş, biraz mevcut düzene karşı hareket eden herkesin başına gelenler eğitim emekçilerinin de başına geliyor. Bu noktada yapılması gereken şudur diye düşünüyorum; öncelikle cesaretle sendikalılaşma hareketine sahip çıkmak, cesaretle bu mücadeleyi sürdürmek, ama aynı zamanda da solda kendini hisseden, solda olduğunu ifade eden herkesin de bu mücadeleye katkı vermesi gerekiyor. Çünkü ancak, birleşilirse, bir araya gelinirse, birbirine destek olunursa, bu çağ dışı anlayışa karşı mücadeleden galibiyetle ayrılınabilir” dedi.
 
ÇOMÜ`ye de değindi
“Öğretmenlerimizin durumunu biliyoruz, gazetelerden, televizyonlardan takip ediyoruz” diyen Başkan Gökhan, ÇOMÜ`deki olumsuzluklara da değinerek, “Çanakkale gibi bir kentte, özgürlüklerin olduğunu var saydığımız, barışın kentinde bu tür uygulamaları, çağdışı kafaları şiddetle kınıyoruz ve bunu da açık yüreklilikle söylüyoruz. Üniversite biliyorsunuz bu konuda çok açık ve net bir biçimde, fütursuzca, öğretim elemanlarına yönelik rahatsız edici uygulamalar yapan, hatta onların özgürlüklerini kısıtlayan uygulamalar yapan bir kurum. Nitekim değerli hocalarımıza, birazcık kendisinin dışında olan insanlara yapılanları biliyoruz. Bir kitap okuma eylemini bile soruşturma konusu yapabilen, bir hasta hocayı işinden atabilen, bir hocanın eşi hanımefendiyi bir adaya, bir Yenice`ye sonra başka bir tarafa süren bu çağ dışı anlayışı şiddetle kınıyoruz. Eğitim-Sen kongresinde bunu bir kez daha ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.
 
“30 Mart bu anlayışın son bulması için bir fırsattır”
“Sonlara doğru geliyorlar, artık bu anlaşın sona erdiğini görebiliyoruz” diyen Başkan Gökhan, “Çünkü bu kadar yolsuzluk, bu kadar hukuksuzluk, bu kadar insanlık dışı davranışlara hiçbir demokratik ülkede uzun süre yaşamasına fırsat verilmez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nde de elbette ki demokrasi içersinde sona erdirerek, bu mücadeleyi, demokrasi mücadelesini sürdüren insanlar, mücadelelerinin sonucuna ulaşacaktır. Ben bir belediye başkanı olarak her türlü hukuksuzluğun, adaletsizliğin karşısında olduğumu, bu mücadelede, emek mücadelesinde zarar gören herkesin yanında olduğumu söylüyorum. Biraz önce hocam bir gazete haberinden bahsetti, gerçekten içler acısı bir durum. Ama bu ilk değildir, bu anlayışla son da olmayacaktır. Çünkü gençlerimizi öğretmen yapıyoruz, ama onlara iş vermekten bile aciziz. İmkan olmasına rağmen bu gençlerimizi sokakta bırakan hükümet, sonuç itiberiyle onların hayatlarıyla da oynamış oluyor. Onlar hak ettikleri öğretmenlik beklentilerini elde edemeyince hayal kırıklığına uğruyorlar. Bu çok önemli Bir şey. Bu, milli eğitimin, Türkiye`deki eğitim sisteminin iflasını gösterir. Plansız, programsız gençleri yetiştiriyoruz, ondan sonra onlara iş olanağı sunamıyoruz, geleceklerini heba ediyoruz, bir kısmı da hayatına son veriyor. Çünkü ailesine yük olmaktan utanıyor. Bu işsizlik ve sıkıntılı dönem yaşanırken bir bakıyorsunuz, ortada milyon dolarlar, milyar dolarlar havalarda uçuşuyor ve bu ülkenin demokrasisi ayaklar altına alınmaya devam ediyor ve şuanda dünyada tek başına, yapayalnız bir ülke olarak yolumuza devam etmeye çalışıyoruz, ama devam etmemiz son konusu olamaz, çünkü dışlanan, tecrit edilen bir ülke uzun süre bu şekilde gidemez. Onun için bu yerel seçimler, bu anlayışın sona ermesi için, ezilenlerin, hor görülenlerin kazanması için bir fırsat. İlk genel seçimde, belki erken bir seçimde bu anlayışın son bulacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Paylaş