“Bugün sokağa çıkmanın, örgütlenmenin zamanı”

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ile ilgili basın açıklaması yapan Emek Partili kadınlar, “Savaşın ve şiddetin tam ortasında `25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü`nü karşılıyoruz. Bugün sokaklara çıkmanın zamanı. Bugün örgütlenmenin, bir araya gelmenin, mücadele etmenin zamanı” dediler.

829
Emek Partili kadınlar hafta sonu 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet ile Mücadele günü nedeni ile açıklama yaparak, örgütlü olunması ve sokağa çıkılması gerektiğini ifade ettiler. Yapılan açıklamada “2014 yılının başından bu yana ülkemizde 240 kadın erkek şiddeti ile öldürüldü. Çok sayıda kadın işyerlerinde, evlerinde, sokaklarda erkek şiddetinin farklı biçimlerine maruz kaldı. Çocuk istismarı son derece korkunç boyutlara ulaştı ve nefret cinayetleri yaygınlaştı. Türkiye’de her 3 kadından 1`i şiddete maruz kalıyor. 2014’ün ilk 10 ayında 255 kadın öldürüldü. Yüzlerce kadına tecavüze edildi, binlercesi tacize uğradı, milyonlarca kadın fiziksel, cinsel, ekonomik, psikolojik şiddet gördü. Öte yandan iktidar, çalışma yaşamındaki düzenlemelerle kadın emeğini ucuz, güvencesiz ve kayıt dışı kılarak, kölelik koşullarında çalışmayı dayatıyor. Kadınları iş yerinde her türlü ayrımcılığa, baskıya, taciz, tecavüz ve şiddete terk ediyor. Taşeronlaştırma, esnek çalışma biçimleriyle işçi sağlığı ve işçi güvenliği hiçe sayılıyor. Kadınlar, Isparta Yalvaç`ta olduğu gibi, katliama dönen iş cinayetlerine kurban ediliyor. Bilimsellikten uzak, erkek egemen, bağnaz eğitim sistemiyle kadın değersizleştiriliyor. 4+4+4 sistemiyle kız çocukları eğitimin dışına itiliyor. Bu sistem ve siyasi iktidarı, kadına yalnızca “aile” çerçevesinde bir değer biçiyor. Kadının kaç çocuk yapacağına, nasıl doğuracağına karar vermeye kalkıyor; giyimini, gülüşünü, `iffetini` tartışarak toplumsal algılarla oynuyor. Diğer yandan emperyalizm taşeron terör örgütleri aracılığı ile yaratmış olduğu savaşlarda öncelikli hedef kadınlar olmuştur. Kobanê`de, Şengal`de kız kardeşlerimiz kaçırılıyor, tecavüze uğruyor, katlediliyor, köle pazarlarında satılıyor. Savaştan en çok kadınlar ve çocuklar zarar görüyor. Devlet şiddetinin her geçen gün arttığı ve iktidarın kadın düşmanı söylemlerinin kadına yönelik erkek şiddetini ve kadın katliamlarını akladığı bu süreçte kadınlar, mücadeleyle 25 Kasım’ı karşılıyor. Fabrikalarda,atölyelerde ucuz iş gücü olarak çalıştırılan kadınlar; işten çıkarmalarda da öncelikle kadınlar işten çıkarılıyor. Kadınlara biçilen tek rol eve kapatılarak çok çocuk doğurmak hasta ve yaşlı yakınlara bakmak. Şiddet mağduru kadınların korunması ve rehabilite edilmesi için hayati olası sığınma evlerinin sayısının nüfusla karşılaştırıldığında çok yetersiz olduğu görülmektedir. Medyada namus, töre cinayetleri, koca-baba dayakları, işkence magazinleştirilerek verilmektedir Şiddete uğrayan kadının ne yaptığı, ne söylediği ya da nasıl giyindiği sorgulanıyor. Fiziksel, sözel ve cinsel şiddete uğrayan kadınların bunu hak edip hak etmediği tartışılıyor; kurbanlar, suçlanıyor suçlular “mağdur” ilan ediliyor. Şiddet, dinsel-geleneksel önyargılarla, cinsiyet ayrımcı politikalarla ve yasalar eliyle meşrulaştırılıyor. Savaşın ve şiddetin tam ortasında `25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü`nü karşılıyoruz. Bugün sokaklara çıkmanın zamanı. Bugün örgütlenmenin, bir araya gelmenin, mücadele etmenin zamanı. Sokaklarda, meydanlarda, iş yerlerimizde, semtlerimizde, okullarımızda, fabrikalarda, tarlalarda, üniversitelerimizde kısaca kadınlar olarak bulunduğumuz her yerde mücadele örgütlerimizi kurmak, var olanları büyütmek hepimizin görevi. Devlet şiddetinin her geçen gün arttığı ve iktidarın kadın düşmanı söylemlerinin kadına yönelik erkek şiddetini ve kadın katliamlarını akladığı bu süreçte kadınlar, mücadeleyle 25 Kasım’ı karşılıyor. Biz EMEP olarak; şiddetsiz bir toplum, eşitlik ve adalet taleplerimize sahip çıkarak; şiddetin her türlüsüne; savaşa, tacizlere, tecavüzlere, istismarlara ve katliamlara sessiz kalmayarak; yaşamın her alanını dönüştürme çabamızla, bugün bir kez daha birilerinin bize bahşetmesini beklemeden, haklarımızı almak için buradayız” ifadelerine yer verildi.
Paylaş