Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant tüm uyarılara rağmen Kazdağları bölgesinde su kaynakları ve su havzaları üzerinde ve Etili Sarıköy fayı üzerinde maden arama çalışmalarına büyük bir hızla devam edildiğini belirterek, olası büyük tehlikelere karşı yetkilileri göreve çağırdı. Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant Eylül ve Aralık ayı başlarında Çanakkale’de şiddetli yağışlar olduğunu belirterek, özellikle Biga ilçesinde can ve mal kaybına sebep olan yağışlar nedeniyle Çanakkale Atikhisar Barajı’na bir günde 14 milyon metreküp su ve atığın biriktiğini kaydetti.
“Son taşkınlarda Atik Hisar Barajı su toplama havzasında sürdürülen metalik madencilik sondajlarının önemli katkısı olduğu açıkça görülmektedir”
Nalbant şu şekilde konuştu: “Atik Hisar Barajı çok kısa sürede dolmaya başladı. Çanakkale`nin içme ve kullanma suyu bulandı. Çanakkale Belediye Başkanının da 4 Aralık 2012 günü yaptığı uyarıdan da anlaşılacağı gibi baraj suyu bir süreliğine içme ve kullanma suyu olarak kullanılamadı. Atik Hisar Barajında önceki yıllarda da yağışlar nedeni ile taşkınlar olduğu bilinmektedir. Ancak taşkınların hiçbirinde içme ve kullanma suyunun bu derece kirlendiği kısa sürelide olsa içme ve kullanma suyu olarak kullanılmadığını hatırlamıyoruz. Son taşkınlarda Atik Hisar Barajı su toplama havzasında sürdürülen metalik madencilik sondajlarının önemli katkısı olduğu açıkça görülmektedir. Eğer işletme aşamasına geçilmiş olsaydı, sözünü ettiğimiz yağışlardan sonra Atik Hisar Barajının çakıl, kum, mil, ağır metal gibi atıklarla tümüyle dolacağı ve barajın artık kullanılamaz hale geleceği görülecekti. Bununda büyük bir felaket, bir başka deyişle Çanakkale`de yaşayan yüz otuz bin insanın susuz kalması, göçe zorlanması, amansız hastalıklara yakalanması anlamına geleceği bilinmelidir” diye konuştu.
“Deprem bundan sonra oluşabilecek daha büyük felaketlerin habercisi”
Nalbant Bozcaada açıklarında 8 Ocak’ta meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin bundan sonra oluşabilecek daha büyük felaketlerin habercisi niteliğinde olduğunu belirterek: “Sayıları her geçen gün artan maden ruhsatları, sondaj çalışmaları ve işletmeye geçerler ise işletme alanları ve atık barajları halen diri olan ve büyük depremler üretebilecek. Çan Etili ve Sarıköy fay üzerindedir. Çan Etili fayı en son 1737 yılında 7.2 büyüklüğünde bir deprem üretmiş olup, bu deprem sonucunda 49 km yüzey kırığı oluştuğu rapor edilmektedir. Çanakkale Çevre Platformu olarak bir kez daha uyarıyoruz. Yaptığımız tüm çağrılara ve uyarılara rağmen; Kazdağları bölgesinde su kaynaklarımız ve su havzalarımız üzerinde, yani Etili Sarıköy fayı üzerinde maden arama çalışmaları büyük bir hızla devam etmektedir. Bölgede maden arama ve işletme ruhsatları her geçen gün artmakta ve tahribat geri dönülmez boyutlara ulaşmaktadır. Son olarak toplam 88 adet arama ve işletme izni verilmiş, ilave olarak da 10 adet izin müracaatı incelemeye alınmıştır. Metalik madencilik faaliyetlerine ve şirketlerine izin verenler, diyelim ki Kaz Dağlarını gözden çıkardılar ya yörede yaşayan iki buçuk milyon insan ne olacak?” dedi.
Nalbant Kazdağı ve yöresinde; Bandırma, Biga`dan, Çanakkale, Çan, Yenice, Bayramiç, Ezine, Ayvacık, Küçukkuyu,Edremit`e kadar yaklaşık 2,5 (iki buçuk) milyon insanın su kaynakları üzerinde, tarımsal faaliyetler yaptıkları topraklar üzerinde fütursuzca doğa talanı yapanların güçlerini kimlerden aldığını sorarak: “ Üstelik son izinleri anlamına gelen "Gayri Sıhhi Müessese" ruhsatlarını alamazlar ise tazminat davası açacaklarını ifade eden, aba altından sopa göstermeye çalışan çok uluslu tekeller ve işbirlikçileri bu ülkeyi müstemleke ülkesi mi sanıyorlar? bu anlayış ne yapmak istiyor?” diye konuştu.
Nalbant Kütahya, Eti, Gümüş, Erzincan İliç, Uşak-Eşme’de yaşanan çevre felaketlerinin örnek oluşturması gerektiğini kaydederek, ilde ve bölgede sel riski, Atikhisar Barajı su toplama havzasındaki taşkınlar ve deprem tehlikesinin büyük riskler arz ettiğini belirterek: “Daha ne bekliyoruz” diyerek yörede yaşayan, hava soluyan, su içen, beslenen herkesi dikkatli olmaya ve göreve çağırdıklarını söyledi.