“Bu kentte bindirilmiş kıta istemiyoruz...”

Çanakkale Belediyesi Nisan Meclisi önceki gün gerçekleşti. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ile AKP`li Huriye Doğancı`nın tartışmasının damga vurduğu oturumda, Başkan Gökhan`ın 18 Mart Deniz Zaferi törenleri ile ilgili tepkisi dikkat çekti. Başkan Gökhan, “Seneye Çanakkale halkına verilmek üzere, belediye olarak 5 bin tane kart isteyeceğim. 18 Mart günü Çanakkale`de idari izinli sayılmalı vatandaş. Herkes çalışıyor, gidemiyor. Çanakkale halkı kendi bayramını kutlama şansını elde etmeli” dedi. “Bindirilmiş kıtaları bu kentte istemiyoruz. Burası AKP` nin mitin yeri değil, burası 18 Mart tören yeri” diyen Başkan Gökhan, “Stada girdiğimiz zamanda Çanakkale 18 Mart Deniz Zaferi` ni mi kutluyoruz, AKP mitingimi yapıyoruz ben anlayamadım” ifadelerini kullandı.

855
 
 
Çanakkale Belediye Meclisi`nin Nisan ayı oturumu Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan`ın açılış konuşması ile başladı. Geçen meclisten bu yana yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Başkan Gökhan, Çağlayan`da bulunan İstanbul Adliyesi`ndeki olaylara da değindi. Elektrik kesintisi ve Balyoz Davası kararına da değinen Başkan Gökhan, İstanbul Adliyesi`ndeki olayla ilgili “Maalesef Türkiye` de bunları yaşıyoruz” dedi. Gökhan, “Bu kafa yapısıyla `yaşamaya da devam edeceğiz` diye düşünüyorum. Dün (önceki gün) 9 saate varan bir elektrik kesintisiyle karşı karşıya kaldık. Bunun nedenini şuanda net olarak bilmiyoruz. Açıklamalar sonunda umarım doğruyu öğreniriz ve yine bir şeyler bu toplumdan saklanmaz, `yetkililer yalan söylemez` diye umuyorum. Türkiye`de dün karanlık bir gündü ama birde aydınlığa çıkılan bir gündü. Balyoz davası sonuçlandı ve beraat edildi. Yazıktır, günahtır. Orda eziyet çekenler, haksızlığa uğrayanlar, iftiraya uğrayanlar, hastalanıp ölenler, şuanda hastalananlar... Allah bunlara sebep olanları bildiği gibi yapsın. Bir insanın bir saatlik bile hürriyetinin elinden alınması kadar insanlık dışı bir şey olamaz. Yıllarca bağırdık `bunlar haksız yere yargılanıyor` diye. Bu ülkenin Genel Kurmay Başkanını bile hapseden bu anlayış, şimdi aklanmaya çalışıyor. Bütün suçu paralel yapının üstüne atmaya çalışıyor. Bunun sorumlusu herkestir. Bu olayın savcıları da suçludur. Bu insanların günahını ve vebalini öteki dünyada değil bu dünyada çekecekler. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal`in kurduğu bu ülkede böyle şeylerin yaşanmasını kabul edemiyorum” ifadelerini kullandı.
 
Alan klavuzları konusuna değindi
“Yıllardır hizmet veren alan klavuzlarının statüleri noktasında bir belirsiz bir durum oluşmuştu” diyen Başkan Gökhan, “Cumhurbaşkanımız geldiği zaman `bunu onunla konuşalım` dedik. Ben insanların hakları için mücadele ederken, karşımdaki insanında doğru söylemesini beklerim. Bunu yapmıyorsa üstümdeki hakkı da onun üstünde bırakmam. Bu işin mimarı benim. Ne huriye Hanım, ne Mehmet Daniş Bey konuyu açamadı. Bir gazetede Muhammet Cihan isimli biri beyanda bulunmuş. CHP`yi de eleştirerek; `O dönem Çanakkale Belediye Başkanı olan Ülgür Gökhan ve Çanakkale CHP siyaseti destek olmak bir yana, biz alan klavuzlarını AKP`nin klavuzları olarak basına lanse etmiş, bizleri hurafe anlatmakla itham etmiş, AKP imam rehberler getiriyor sözünü sık sık dile getirmiştir` demiş. Evet öyle dedik ve öyle. Orada hurafe anlatılıyor. Sanki Mustafa Kemal Atatürk hiç olmamış, sanki orada hiç komutanlarımız olmamış da, sanki yukarıdan gelen bulutlar o savaşı kazanıvermişler. Bunları hepimiz biliyoruz. Muhammet Cihan da biliyor. Onun için bu sıkıntı oluyor. Onun için o insanlar torpille, hiçbir bilgisi yeteneği olmayan ve üstelik Mustafa Kemal Atatürk`e ihanet eden, onu yok sayan anlayıştaki insanlar orada görevlendirildiği için sıkıntı oluyor. O yüzden alan klavuzları yeniden eğitilerek, sınavdan geçirilerek kalanların görevlerini bitinceye kadar yapmasını öneriyorum. Bu Muhammed Cihan kardeşime de söylüyorum. Telaffuzunu düzelt. Anlatırken lütfen doğru düzgün anlat. Ben yine alan klavuzlarının haklarının arkasındayım” şeklinde konuştu.
 
Törenlere tepki gösterdi
Çanakkale Deniz Zaferi`nin 100`üncü yıl törenlerine değinen Başkan Gökhan, “Bu törenlere Çanakkale halkı giremedi. Sadece protokole kartlı olanlar giriyor, onun dışında vatandaş giremiyor. Vatandaş trübünlere girememenin ötesinde, aşırı itilip kakılıyor. Beni Gazi okulunun orada indirdiler. Oradan stada kadar yürüdüm. Buna tedbir denmez. Bu bir polis şiddeti. Stadın girişinde özellikle kartımı taktım giriyorum, polis `nereye gidiyorsun, kimsin?` dedi. `Bakın kartım var` dedim; Ben bu kentin belediye başkanıyım, eğer sen buraya geldiğinde bu kentin valisini, belediye başkanını, başsavcısını tanıyamıyorsan bu kente gelme. Vatandaş zaten hepten mağdur oldu. Stada girdiğimiz zamanda Çanakkale 18 Mart Deniz Zaferi`ni mi kutluyoruz, AKP mitingini mi yapıyoruz ben anlayamadım. Bir takım bindirilmiş kıtaları getiriyorlar. Her şeyi bıraktım. Başbakana da saygısızlık yaptılar. Başbakan orada konuşma yaparken, sözde tezahürat yapacaklar. `Recep Tayyip Erdoğan` diye bağırıyorlar. Bari `Davutoğlu` diye bağır. Artık o kadar zıvanadan çıkmışlar. Onun için seneye Çanakkale halkına verilmek üzere, belediye olarak 5 bin tane kart isteyeceğim. 18 Mart günü Çanakkale`de idari izinli sayılmalı vatandaş. Herkes çalışıyor, gidemiyor. Çanakkale halkı kendi bayramını kutlama şansını elde etmeli. Böyle olmadığı zamanda vatandaş gece Fener Alayı`nda patlıyor. Bindirilmiş kıtaları bu kentte istemiyoruz. Burası AKP` nin miting yeri değil. Burası 18 Mart tören yeri” ifadeleri ile tepki gösterdi.
 
AKP`li Doğancı`nın ifadeleri tartışma yarattı
Toplantıya sonradan katılan AKP`li Belediye Meclis üyesi Huriye Doğancı, “Polemik yaratmak istemiyorum. Sadece üç kelime söylemek istiyorum; yeter, yeter, yeter. Alan klavuzluğu konusunun siyasallaştırılmasını istemiyorum. Ben bunu sosyal paylaşım sitesinde çok güzel paylaştım. `Siyaset üstü bir çabamızdır` dedim. `Eğerki kim siyasallaştırırsa, biz bunu çok daha iyisini yaparız` dedim. Ben size de teşekkür ediyorum. Ama bu teşekkür bir kişiye değil herkese. Benim orada çok değer verdiğim iki milletvekilim vardı. Mehmet Daniş`im vardı. Ve biz orada sayın Daniş`imle, bakanlarımla sizin sunumunuz sonrasında, cumhurbaşkanımızla konuştuk. Bütün konuşmalar bittikten sonra, evet sayın basın” diyen Doğancı`yı müdahale eden Başkan Gökhan, “basına değil meclis başkanlığına hitap edeceksiniz” dedi. Bunun üzerine konuşmasına devam eden AKP`li Doğancı, “Orada son söz şunu söylemiştim; `Sayın cumhurbaşkanım ben artık işime gidebilir miyim?` dedim. O da `tabi ki işinize gidebilirsiniz` dedi. Sonra cumhurbaşkanım bana `sevinçli misiniz Huriye hanım?` dedi. Ben de `çok sevinçliyiz` dedim. Burada siyaset yok. Ben yaptım yok. Artık kimse alan klavuzları üzerinden prim elde etmeye çalışmasın. Yeter, bizim üzerimizden siyaset yapılmasın. Siyasallaştırıldıkça, işin artık bizim üzerimizden çıkmasından ürküyoruz. Biz 695 kişi çıkıyoruz ama, bu sayı yine yetmeyecek alana. Çanakkale Belediyesi Çanakkale Şehitliklerine turlar düzenliyor. Peki bu türlerde şimdiye kadar kaç tane alan klavuzu çalışmış?” diye sordu. Başkan Gökhan ise “Hiç çalışmadı” yanıtını verdi. “Kaç tane kokartlı rehber çalışmış?” diye soran Doğancı`ya başkan Gökhan, “kokartlı rehber çalışır” dedi. “Peki alan klavuzlarına sahip çıkmak ne zaman başladı? `Hurafeci` dediniz, bizi istemediniz” diyen Doğancı`ya Başkan Gökhan, “Evet, hurafecisiniz” diye konuştu. Doğancı konuşmasını “Ama bugün `alan klavuzlarına ben sahip çıkıyorum` diyorsunuz. Hiç, diyorsunuz ama alan klavuzlarına ben sahip çıktım diyorsunuz. Alan klavuzlarından şunu diliyorum. Yeter artık, yeter artık, yeter artık. Siyasallaştırmayın” ifadeleri ile tamamladı.
 
Başkan Gökhan`ın yanıtı netti
“Sizin de bu kadirşinaslık bilmeyen, hak vermekten aciz durumunuzu kınıyorum” diyerek söze başlayan Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, “Bakın bir cümle kurmuşsunuz. Meclisi beraber paylaşıyoruz. Daniş Bey`den bahsediyorsunuz. Açın telefonu buradan canlı yayında konuşalım isterseniz. Bunu Mehmet Daniş Bey`e öneren benim. Mehmet Bey beni aradı dedi ki; `Başkanım Cumhurbaşkanımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?` Ben de `Sayın vekilim bizim istediğimiz bir şey yok, ama bir alan klavuzu sorunumuz var. Ben bunu cumhurbaşkanımıza aktarmak istiyorum. Siz de destek olursunuz. Hatta Huriye Hanımı da arayalım. O da meclis üyesi olarak orada bulunsun` dedim. Ve sizi de listeye eklettim. İlk konuyu açan benim. Ben konuyu açtım sonra vekilim müdahil oldu. Siz dosyayı sundunuz” ifadeleri ile süreci anlattı. “Ben 695 alan klavuzundan ziyade, 695 vatandaşımın hakkını korudum” diyen Başkan Gökhan, “Ben vatandaşlarımın hakkını korumakla mükellefim. Alan klavuzluğu konusuna taraf olmak ayrı bir şey, vatandaşların hakkını korumak ayrı birşey. Onlar haklarını uygun mu almışlar. O benim işim değil, devletin işi. Ben alan klavuzlarından ziyade rehberlerin bu işi yapması gerektiğine inandığım için rehber kullanıyorum. Alan klavuzlarının haklarını korurum, sizin gibi hak ihlali yapmam. Siz istediğiniz kadar inkar edin. Çanakkale Belediye Başkanı olarak alan klavuzlarına sahip çıktım. Alan klavuzluğunun yeniden bir disipline alınması gerektiğine inanıyorum. Bir sınavdan geçirilmeniz gerektiğine inanıyorum. Ve 695 kişiden kaç kişi kalırsa görev yapmalarını istiyorum. Ama 696`ıncı alan klavuzuna karşıyım.Ve o saçma sapan, orada hikaye anlatan, yok bulutlar inmişte, yok sakallı hoca gelmişte vb. yalan yanlış ifadelerle orada şehitlerimizin huzurunda saçma sapan iş yapanları şiddetle kınıyorum. Bunu siz de yapıyorsanız sizi de kınıyorum. Bunu esas siyasallaştıran sizsiniz. İnsan bir teşekkür eder `belediye başkanım konuyu siz açtınız` diye. Yine siz yapmış olun. Ama insan bir teşekkür eder” dedi. Doğancı`nın “benim teşekkürüme ihtiyacınız olduğunu düşünmüyorum” sözü üzerine ise, “Her insanın, her insanın teşekkürüne ihtiyacı vardır. Aynı mecliste çalışıyoruz Huriye hanım. 4 yıl böyle geçmez açık söyleyeyim. Dikkat edin. Ben size ne kadar saygılı davranıyorsam, sizde aynı saygıyı bana göstermek zorundasınız. Çanakkale halkı beni bilir, sizi de bilir. Özellikle bir hanımefendiye karşı çok fazla bir şey söylemek istemediğimi de bilirsiniz. O yüzden bir hamımefendi gibi davranmanızda fayda var” şeklinde konuştu.
Paylaş