“Böyle ustalık olmaz!

Çanakkale ADD Başkanı Yard. Doç. Dr. Necmi Akyalçın, Gezi Parkı ile ilgili açıklama yaparak, “Kişileri iktidara taşıyan oyların oranı ne olursa olsun; iktidara gelen, artık herkesin muktediridir, seçilen ister apartman yöneticisi, ister muhtar, ister belediye başkanı, ister rektör olsun durum değişmez” dedi.

503
Gezi Parkı’nda başlayan ve ülke geneline yayılan olaylarla ilgili olarak açıklamada bulunan Çanakkale Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Yard. Doç. Dr. Necmi Akyalçın, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı sert bir dille eleştirdi. Akyalçın, “Güzel ülkemizin sınırlarını değiştirmek gibi bir hedefi olan Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanı olduğunu 36 kez  açıkça dile getiren sayın R.T. Erdoğan  üçüncü kez iktidara geldiğinde, bu dönemin kendisi için ustalık dönemi olacağını söylemişti. Yani artık ustalaştığını, yetkinleştiğini ülkeyi daha başarılı bir biçimde  yöneteceğini  anlatmak istediğini sanmıştık bu sözü söylediğinde. Ustalık dönemi sürecinde yapılanların ülkenin yararı açısından pek de ustaca işler olmadığını göstermektedir son gelişmeler. Son birkaç gündür ülkemizde bir şeyler oluyor,  başta İstanbul  olmak üzere hemen hemen bütün iller ayakta. İnsanlar ne istiyor ustadan acaba? Hükümet istifa, Tayyip yüce divana. Tayyip istifa. Hükümet istifa….. Ülkemizdeki yaşananlara duyarsız kalmayan bütün televizyon kanallarında bu sloganları duymaktayız. Acaba ustalık dönemi kibirle harmanlanarak davranışlara yansımış  hataların dönemi mi oluyor/olacak?  Kişileri iktidara taşıyan oyların oranı ne olursa olsun; iktidara gelen, artık  herkesin  muktediridir, seçilen  ister apartman yöneticisi, ister muhtar, ister belediye başkanı, ister rektör olsun durum değişmez. Amaç orada yaşayanlara hiçbir ayrım yapmaksızın hizmet olmalıdır. Sen bana oy vermemiştin veya seni sevmiyorum diye köydeki insanları hizmet dağıtımı konusunda  bir ayrıma tutan veya mahallenin hizmetlerini kısan bir muhtar da belediye hizmetlerinde böylesi sakat bir yol izleyen belediye başkanı da  çalışanların kimisine  daha yakın davranırken kimisini görmezden gelen bir rektör de yanlış yapıyor demektir. Çünkü seçimler bittikten sonra yöneticiler herkesin yöneticisi olmak durumundadır; eğer bu başarılamıyorsa ortada bir sakatlık var demektir. Ustalık dönemindeki sayın başbakan da  son dönemlerdeki icraatlarıyla belli yanlışlar yapmış olsa gerek ki yukarıdaki sloganlara ve bir halk isyanına muhatap oluyor. Yoksa durduk yerde insanlar neden günlerce sokaklarda hükümetin istifa etmesini istesin ki? Suriye konusunda kimseyi dinlemem, Taksim’e istediğim yapıyı oturturum, yapılacak köprüye istediğim adı koyarım, eğitim sitemini değiştiririm, biber gazının en katmerlisini gözünüzün içine içine sıktırırım, gerekirse tazyikli suyla yerlerde sürüklettiririm, istersem jinekolog, istersem hukukçu, istersem kafatası uzmanı, istersem ayrancı, gemici, pırlantacı, inşaatçı, tencere tavacı ve havacı olurum; hatta alkolü yasaklarım derseniz insanlar da böyle birden ayılıverir işte. Şimdi de tehditçi olmaya başladı usta başbakanımız; neymiş yüzde 50 oranındaki ülke insanını zorla evlerinde tutuyormuş sayın usta başbakan. Ne yani bu kesimin hepsi sizin emrinizde mi ki?  Geçmişte size oy vermiş insanların hepsi aynı yerde mi duruyor sanıyorsunuz? Sizce Türkiye bir hafta önceki Türkiye mi acaba? Hiç sanmıyorum, usta hiç sanmıyorum. Artık her şey değişti liseli gençler bile hükümet istifa diye bağırıyor usta! Acaba ustalar da bir yerlerde yanlışlıklar yapabiliyormuş diyebilir miyiz sayın başbakan?” dedi.
Paylaş