“Biz de önseçim istiyoruz”

CHP Parti Meclisi`nin 15 Şubat tarihli toplantısında aldığı, aday belirleme yöntemlerine ilişkin karar Çanakkale`de tartışılmaya devam ediyor. Birçok aday adayı Ankara`ya giderek, delege ile yapılacak aday yoklaması kararının, `tüm üyelerle, hakim huzurunda önseçim` olarak değişmesi için Ankara`ya gitti. Gözler ise gitmeyen aday adaylarına çevrildi. Ahmet Küçük, Tuygun Çalıkoğlu ve Hikmet Yurteri gazetemiz OLAY`a konuşarak, tüm üyelerle önseçim istediklerini, ancak sanki buna karşı oldukları noktasında yaratılmak istendiğini ileri sürdükleri algının da doğru olmadığını söylediler.

646
CHP Parti Meclisi`nin aldığı, Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç`un açıkladığı aday belirleme yöntemleri ile ilgili karar Çanakkale`de tartışılıyor. Tüm ilçe başkanlarının ve aday adaylarının `üye bazında ve hakim huzurunda önseçim` talebiyle Ankara`ya gitmesi, dikkatleri “Ankara`ya gitmeyen” aday adaylarının üzerinde topladı. “Ankara`ya gitmeyenler, önseçimi istemiyor mu?” “Mevcut durumu onaylıyorlar mı?” sorularının muhatabı olan aday adayları Çanakkale OLAY`a konuştular. Aday adaylarından ulaşabildiğimiz, Ahmet Küçük, Tuygan Çalıkoğlu ve Hikmet Yurteri, “delege ile ön seçim” kararını ve Ankara`ya `tüm üyelerle önseçim olsun` talebi ile gidilmesini değerlendirdiler. Kendilerinin de tüm üyelerle önseçim yapılmasını istediklerini, bunun daha demokratik olduğunu söyleyen Küçük, Çalıkoğlu ve Yurteri, bu konuyla ilgili görüş ve düşüncelerini paylaştılar.
 
“Bu işe kimin müdahale ettiğini biliyoruz”
CHP`li aday adayı Ahmet Küçük, üye bazında önseçimden, delege ile aday yoklamasına dönen kararın arkasında kimin elinin olduğu yönündeki tahminlere katıldığını ifade ederek, “Daha önce, il başkanı ve 12 ilçe başkanımız bir araya gelerek seçim süreci ile ilgili `önseçim` iradelerini ortaya koydular. Sonrasında 8 ilçe başkanımız Ankara`ya giderek bu yönlü taleplerini ilettiler. Ben de en başından bu yana demokratik olan yöntemin tüm üyelerle yapılacak önseçim olduğunu ifade ediyordum, hala aynı şeyi düşünüyorum. Önseçim tüm üyelerin katılımı ile hakim gözetiminde yapılmalı. Ancak, iş döndü dolaştı delegeye geldi. Bu işe kimin müdahale ettiği konusundaki tahminlere ben de katılıyorum. Onlara bunun hesabını delege soracaktır” dedi.
 
“Merkez yoklaması olsaydı, aday adayı olmayacaktım”
“Şimdi bu konuda Ankara`ya giden bir ekip var” diyen Küçük, “Ancak ben, bu talebin belediye başkanlarından ya da aday adaylarından gelmesi tarafında değilim. Bu örgütün işidir, ilçe başkanlarının gitmesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Ben de zaten kendilerine söyledim. `eğer gerekirse önseçim talebinize imza atabilirim` dedim. Şimdi orada görüşmeler olacak. `Bir şeylerin değişeceğine inanıyor musunuz?` derseniz inanmıyorum. Çünkü Ankara`da işlerin nasıl yürüdüğünü bilen birisiyim. Ben oraya gitmiş olsaydım da bana gülerlerdi `sen bu işi bilmiyor musun?` diye. Dolayısıyla şimdi yaratılmak istenen, üyelerle ön seçimi isteyenler ve istemeyenler gibi bir algıyı da doğru bulmuyorum. Demokratik olan tüm üyelerin katıldığı bir önseçimdir. Benim görüşüm de nettir. Zaten şuanda kesinleşmiş bir aday adaylığım yok. Merkez yoklaması olsaydı, aday adayı da olmayacaktım. Çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Ya merkez yoklaması olsaydı?
CHP`li aday adayı Tuygan Çalıkoğlu ise; “Ben yeni bir siyasetçi değilim. Partinin anayasası tüzüğüdür ve tüzükte üç tane yöntem belirlenmiştir. Bunlar merkez yoklaması, aday yoklaması ve önseçimdir. 2011 yılında üye bazında önseçim yapıldı, bu büyük bir heyecan yarattı ve partinin 2 milletvekili çıkarmasını sağladı. Onun için tercihim geniş tabanlı olduğu için üye bazında bir önseçimdir. Ancak bunu belirleyen, hiyerarşik yapı içinde temsili demokrasinin gereği olarak üyeler delegeleri, delegeler belde, ilçe, il ve genel başkanı seçiyor. Parti meclisi de en yüksek organ. Bu kararı alırken bir hukuksuzluk olsa karşı çıkacağım ama bu bir tasarruf. Benim tercihim üye bazında bir önseçimdir. Geçen hafta ilçe başkanlarının önemli bir kısmı da Ankara`ya giderek bu dile getirildi. Herkesin böylesi bir talebi dile getirdiği bir ortamda böyle bir karar çıkıyorsa, bunu benim çok fazla yorumlama niyetim yok. Neden? Çünkü, ben üç defa seçime girdim. İlkinde aday yoklaması oldu ve ben ikinci sıradaydım. Sonrasında da çok bekledim. Aslında benim beklediğim delegeyle önseçimdi. Üye bazında önseçim yapılmamıştı. 40 yılda bir defa yapılıyor. Onun için ben delege olduğuna seviniyorum, merkez yoklaması da çıkabilirdi. Ben bunu yaşamış bir insanım. 99 seçimlerinde Ahmet Küçük`ün arkasından ikinci sıradaydım. Ama ondan sonraki seçimde yapılmadı. İsmail Özay kafadan kondu. Geçen sene aynı şeyi Ülgür Gökhan için oldu. Ben kesinlikle altını çizerek söylüyorum; üye bazında önseçim geniş tabanlı olduğu için demokratik bir seçimdir. En azından örgütlerin kendilerini motive edeceklerine inanan bir insanım. Çünkü ben yeni seçmene dayalı bir strateji izliyorum. Ama deneyimlerimden dolayı burada CHP içinde buna karşıymış gibi bir algı oluşsun istemiyorum. Ben iki milletvekili nasıl çıkar bunu düşünüyorum. Bir kesin çıkacak, iki çıkması da sinerjiye bağlıdır, bu sineri için de insanların birbirine sevgi diliyle yaklaşması gerekmektedir” dedi.
 
“Ben de önseçim istiyorum”
CHP`li Hikmet Yurteri “Öncelikle arzumuz isteğimiz tüm üyelerle ön seçimin yapılmasıydı. Biz dolaştık, gezdik ve o heyecanı gördük. Fakat delege ile ilgili bir karar çıktı. Aday adayı arkadaşlarımız ve ilçe başkanlarımız Ankara`ya gittiler. Beni de aradılar. Bizim resmi bir aday adaylığımız yok. Ben açıkçası ben Ankara`ya gitme tarafında olmadım. Ben bu işin tamamen örgütün bir çalışması olması gerektiğini düşünüyorum. İlçe başkanlarının gitmesi önemlidir. Zaten gitmişlerdi bu karar çıkmadan önce yine aynı taleple. Ama böyle bir karar çıktı. Önümüzde tüzükteki maddelerden biri olarak delege ile aday yoklaması yapılacağı kararı var. Değişir mi, değişmez mi? Bilemem. Ama ben de tabi ki önseçim isteyenlerdendim. Bundan sonraki çalışmalarımızı da artık bu yönlü devam ettireceğiz” ifadeleri ile değerlendirdi.
Paylaş