“Başbakan şirazeden çıktı”

Emek Partisi`nden yapılan açıklamada Başbakan`ın “kızlı erkekli öğrenci evi” görüşlerine değinildi. Yapılan açıklamada “AKP ve Başbakan, ayakta ve iktidarda kalmanın çaresini dincileşip saldırganlaşmakta görmekte, din istismarını tek çıkar yol saymaktadır” denildi.

536
Emek Partisi Çanakkale İl Örgütü`nden yapılan açıklamada Başbakan`ın öğrenci evlerine yönelik söylemleri sert bir dille eleştirildi. “Başbakanın `toplumu muhafazakarlaştırma sevdası`nın, yaptığı son açıklamalarla birlikte tümüyle şirazeden çıktığı görülüyor` denilen açıklamada, “Kimin kaç çocuk doğuracağını ilan ederek girdiği yolda Başbakan, adımlarını yurttaşların evlerinin içine kadar ilerletmiş bulunmaktadır. `Muhafazakar demokrat` bir parti olarak, kız-erkek aynı evde kalınmasına müdahale edeceklerini, böylece `evlerde karmakarışık her şeyin olması`na izin vermeyeceklerini belirten Erdoğan, üstüne üstlük bu müdahaleciliği `yaşam tarzına hiç müdahale etmedikleri` iddiasıyla birlikte savunabilmektedir.
`Komşuları` tıpkı Gezi dolayısıyla `tencere-tava çalanlar`ı ihbar etmeye davet ettiği gibi ihbarcılığa davet eden Başbakan, 12 Eylül’ün `sayın muhbir vatandaş` tutumunu benimseyerek güncellediğini ortaya koyuyor. Bu, başbakan ve yardakçılarının sıkıştıkları her durumda dillerine pelesenk ettikleri sözlerle ifade edersek yurttaşlar arasına `fitne` ve `nifak` sokmaktır. Başbakan Erdoğan başka yerde aramasın; fitnenin başı kendisidir. Halkı birbirine düşüren, birbirini muhbirlemeye yönelten bir Başbakan toplumu nasıl birleştirip halkı nasıl yönetebilir? Başbakan, Denizli’yi örnek vermektedir. Denizli’de yurtlarda yer bulamayan binlerce öğrenci olduğunu ve bir hükümetin görevinin öncelikle gençlerin barınma sorununu çözmek olduğunu bir Başbakan bilmez olabilir mi?
Öğrencilerin yakıcı barınma sorunlarıyla ilgilenmeyen bir Başbakan neden `kızlı-erkekli evler` tartışması açar? Soruların cevabı oldukça basittir: Başbakanın tuttuğu yol, toplumu dincileştirmek ve dinci tabanını bloke etmeye yönelik genel bir muhafazakarlaştırmadır. Dış politikası iflas etmiş, Gezi ve sonrasında bütün halkı karşısına almış, herkesin gözüne zehirli gaz sıkmakta olan bir parti ve hükümetinin elinde kaldığını düşündüğü son `silah`a bunca sarılmasında şaşılacak şey yoktur. AKP ve Başbakan, ayakta ve iktidarda kalmanın çaresini dincileşip saldırganlaşmakta görmekte, din istismarını tek çıkar yol saymaktadır.
Özel yaşama doğrudan müdahale eden bu girişim karşısında sessiz kalınamaz. Ne gerekçeyle olursa olsun yurttaşların evlerinin içine burnunu sokmak bir Başbakanın işi de, haddi de değildir. Görülüyor ki Gezi olaylarından bu Başbakan hiç ders almamış” ifadeleri kullanıldı.
Paylaş