“AYM, Anayasayı yok saymıştır”
Anayasa Mahkemesi, nikahsız birlikte yaşayanlara ceza verilmezken, dini nikah kıyanlara ceza verilmesini Anayasa’nın 10. Maddesindeki “eşitlik” ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle, imam nikâhı kıymak için önce resmi nikâh kıyma şartını kaldırması Eğitim İş Çanakkale Şubesi tarafından ‘yok sayma’ olarak değerlendirilip eleştirildi.
Eğitim İş Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, “Mustafa Kemal Atatürk’ün çabalarıyla hazırlanan Türkiye Cumhuriyeti Medeni Kanunu, Türk kadınlarına resmi nikahı uygun görmüştür. 17 Şubat 1926’da kabul edilen Medeni Kanun ile sosyal alanda tam bir eşitlik anlayışı gerçekleştirilmiştir. Bu kanunla birlikte; ailede kadın erkek eşitliği sağlanmış, yapılacak evliliklerde resmi nikâh yapma zorunluluğu, tek eşle evlilik yapılması esası, kadınlara toplum yaşayışı içerisinde istedikleri mesleğe girebilme hakkı, mahkemelerde tanıklık yapma ve miras ile boşanma konularında kadın ve erkek eşit hale getirilmişken 89 yıl sonra Anayasa Mahkemesi bu kanun maddelerini açıkça tanımamıştır. Ayrıca bu karar Anayasa’nın 174. Maddesi’ne de aykırıdır. Anayasa’nın 174. Maddesi devrim kanunlarını sıralar ve yürürlükteki anayasanın hiçbir maddesinin bu kanunlara aykırı şekilde anlaşılamayacağını ve yorumlanamayacağını emreder. Bu kararla, artık ceza caydırıcılığı olmayacağından, sözde dindar! Erkekler çok sayıda kadınla “Muta nikâhı”; belli bir ücret karşılığında anlaşarak 8-10 yaşındaki kız çocuklarla imam nikâhı yapabilecektir. Kadını hayatın dışına itmek, çocuk yaşta evlendirmek üzere çıkarmış oldukları ‘4+4+4’ sisteminin önündeki en büyük engeli de kaldırmış oldular. Artık bir adamın, ilkokul çağındaki kız çocuğuna tecavüzü “yasal” laştı ve çocuk gelinlerin önünde duran tüm engeller kalktı” denildi. Açıklamada, “Mevcut hukuk sistemine açıkça aykırı ve uygulanması imkansız olan bu karar Muta nikâhının da meşrulaştırılması ve imam nikâhının, resmi nikâha alternatif haline gelmesine neden olacak açık bir tavırdır. Bu nikâh modeliyle evlenen kadının hiçbir söz hakkı olmadığı gibi ekonomik ve hukuki sorunların çözülmesi de imkânsız hale getiriliyor. İmam nikâhıyla evlenen tüm güvencelerden yoksun kadın, doğan çocuğunun soy bağında, velayeti konusunda yok sayılmaktadır. Yine imam nikâhıyla yapılan evliliğin bitmesi durumunda çocuk ve kadın tarafından nafaka, miras hakkı olamayacaktır. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı küçük yaşta çocukların para karşılığında dini nikâh adı altında satılmasına, ülkemizde sayısı 180 binlerle ifade edilen çocuk gelinlerin sayısında artışlara neden olacaktır. Türkiye’de her üç kadından biri zorla ya da çocuk yaşta evlilik yapmaktadır. Siyasi iktidarın, önlem almak yerine erken yaşta evlilikleri sosyo-kültürel özellikler ve geleneklerle açıkladıkları gerekçelerine şimdi de Anayasa Mahkemesi kararı eklenecek ve tüm kadınlar aşağılanacaktır. İmam nikâhı, erken yaşta evlilikler ve çok eşlilikle, kadının özne olmadığı, sadece alınıp verilen bir eşya durumuna getirileceği bu alternatif yaratma çabası Osmanlı hayali kuran zihniyetin ürünüdür. Biliyoruz ki, ne toplum ne de kadınlar Anayasa Mahkemesi’nin bu kararını kabul etmeyecektir” görüşlerine yer verildi.