Komünist Parti Çanakkale İl Örgütü, dün yayınladığı açıklamasında “20. yüzyılda iki büyük savaşla insanlığa derin acılar yaşatmış olan emperyalist sistem, bugün de benzer yıkıcılıkta bir çılgınlığa yönelmiş durumdadır. Emekçi sınıflara karşı birkaç on yıldır sürdürmekte oldukları sistematik saldırıyı, insanlık tarihinin bütün kazanımlarını ortadan kaldırma noktasına vardıran parababaları, mutlaka durdurulmalıdır. Geleceğimiz, yapısal krizlerini aşamayan kapitalizmin, insanlığı yok etme girişimi ile insanlığın kâr hırsına karşı direniş azmi arasındaki mücadelenin sonucuna bağlıdır. Bu kavgayı kazanmalıyız ve mutlaka kazanacağız. Dünya nüfusunun en zengin binde beşlik bölümünün, bütün zenginliklerin yüzde 40’ına sahip olduğu düzenin adıdır emperyalizm. Gezegenimizi tekeller yönetiyor, yağmalıyor. Milyarlarca insan yoksulluk, açlık, salgın hastalıklar ve cehaletle boğuşurken, ne yazık ki, bir de uluslararası şirketler adına birbirleriyle boğazlaşmaya itiliyor. Bu kahrolası düzenin yalnızca polis baskısıyla, tankla-tüfekle sürmesi mümkün değil. O yüzden, yoksul insanların kandırılması, uyuşturulması, başlarına gelen felaketi kabullenmesi için her şey yapılmakta. Ancak nafile... İnsanlık, kapitalizme ve onun karanlığına asla boyun eğmeyecek” dendi.
“Boyun eğmeyeceğiz”
Yapılan açıklamada maddeler halinde hedeflerden bahsedilerek, “1. Laikliği savunacağız! Laikliğin ortadan kaldırılarak dinin devlet işlerine ve siyaset alanına sokulması, zenginler sınıfının dayatmasıdır. Sömürü düzeni, kendini ancak kutsal değerlere sığınarak koruyabilecek haldedir. Siyasette kutsallık olmaz. İnsanların inanç ve ibadet özgürlüğü ne kadar dokunulmazsa, siyasi alanın inançlardan, din kurumundan bağımsızlığı da o kadar önemli bir ilkedir. Bu ilkeyi, laikliği sonuna kadar savunacağız. 2. Yoksulluk kader değildir! Yoksulluğun kader olduğu vaazları aldatmacadır ve tüm zenginliklerin üzerine çöken küçük bir azınlığın çıkarlarını korumak için uydurulmuştur. İnsanlar arasındaki eşitsizliklerin nedeni, doğada ya da doğaüstü güçlerde değil, yeryüzündedir. Eşitsizliğin ve adaletsizliğin kanıksanmasına izin vermeyeceğiz. 3. Dini siyasete alet edenler işbirlikçilerdir! Bizim coğrafyamızda dini siyasete alet edenlerin, din üzerinden siyaset yapanların tarihi, ABD ve Alman emperyalistleriyle işbirliği tarihidir. İlericilere, devrimcilere, bilim insanlarına din adına saldıranların arkasında onların deyimiyle “gâvur” parası ve silahı vardır. Yoksul insanların inançlarını istismar edenlerin uluslararası bağlantılarını gözlerinin yaşına bakmadan teşhir edeceğiz. 4. Dini kullananlar zenginleşiyor! İnançların arkasına sığınarak siyaset yapan ikiyüzlüler, emekçi halkın sırtından zengin olan patron sınıfına hizmet ederken, kendileri de hızla zenginleşmektedir. Din istismarcılığı ile tekelci şirketler arasındaki ilişki, hiç bu kadar kirli ve gözü dönmüş bir noktaya ulaşmamıştı. Yolsuzluğun, hırsızlığın ibadeti olmaz. Kim olursa olsun halkın parasını çalanların, kamu malına göz koyanların yakasına yapışacağız. 5. Dinci çeteler emperyalizmin hizmetindedir! El-Kaide, IŞİD, Özgür Suriye Ordusu ve benzeri örgütlerin tamamı emperyalist ülkelerin çıkarları doğrultusunda kurulmuştur. Bunlar ABD askerleriyle çatışırken bile ABD’ye hizmet etmekte, emperyalist ülkelerin kanlı planları için gerekçe oluşturmaktadır. Bu örgütlerin cinayetlerinde kullandıkları yoksul ve kandırılmış gençler Allah için öldürdüklerini sansa da, gerçek acıdır: İnsanlığın iliğini kurutan büyük holdinglerin yaşaması için kafa kesiyor, yağmalıyorlar. Bu örgütlerin de, bu örgütlerle mücadele bahanesiyle sahnelenen kanlı oyunların da ipliğini pazara çıkaracağız. 6. Dinle, mezheple bölerek sömürüyorlar! İşçi kitlelerinin dinsel ve etnik temelde bölünmesi, sömürü düzeninin bir başka oyunudur. Bugünkü ortaçağ görüntüleri, emekçilerin birleşip sömürücü sınıfın kapısına dayanmamasının, “yeter artık sömürdüğünüz” dememesinin sonucudur. Bölgemizi mezhep ve etnik çatışmalar çıkararak aşiret yapısındaki devletlere bölmekte çıkarı olanlar, devasa petrol tekelleri, inşaat şirketleri, silah üreticisi firmalardır. Bu saadet zincirini kırmak boynumuzun borcudur. 7. Boyun eğmeyeceğiz, ülkemizi aydınlığa çıkaracağız! Bu karanlık çağda, bizim ülkemizin payına, gericilikte sınır tanımayan, yurttaşlarına ve komşu ülke halklarına yine paranın saltanatı için savaş ilan etmekten çekinmeyen bir iktidar düşmüştür. Bu iktidar, laikliği tamamen ortadan kaldırmış, padişahlığı ve hilafeti geri getirme hayalleri kurmaya başlamış, bilime ve sanata gözü dönmüş bir düşmanlıkla saldırır olmuştur. Ülkemizi bu dinci iktidardan kurtararak aydınlığa taşımak görevini mutlaka yerine getireceğimizi, Cumhuriyet fikrini yok edenlerin bayramına dönüşmüş olan bu 29 Ekim’de, bir kez daha ilan ediyoruz” dendi.