“Acılar yüreğimize sığmıyor”

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü hazırlık toplantısı Çanakkale Kent Konseyi toplantı salonunda geniş katılımla yapıldı. Burada açıklama yapan Kadın Meclisi Başkanı Sevgi Uluşal, “Çektiğimiz acıları yüreğimize gömüyoruz. Ama artık o canların acıları, mezarları yüreğimize sığmıyor. Yüzümüzü ışığa-aydınlığa çeviriyoruz. Yüzlerini ışıyan güne dönen, aydınlığa dönen ayakta kalmayı başaranlardır” ifadelerini kullandı.

434
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü hazırlık toplantısı Çanakkale Kent Konseyi toplantı salonunda gerçekleşti. Toplantıya Kadın Meclisi Başkanı Sevgi Uluşal, Yürütme Kurulu üyeleri, Çanakkale Belediyesi, Kent Konseyi Mahalle Meclisleri, Çanakkale Belediyesi Kent Gönüllüleri, Türk Kadınlar Birliği, Çataltepeliler Derneği, Sağlık Çalışanları ve Emeklileri Derneği, Lions Kulübü, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, ELDER-KDM, Tüm-Bel-Sen, Çanakkale Barosu temsilcileri katıldı. Toplantıda 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar günü etkinlik programı hakkında görüş alış verişinde bulunuldu. Toplantı sonrası Çanakkale Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Sevgi Uluşal geçtiğimiz günlerde vahşice katledilen Özgecan Aslan`a yazdığı mektubu paylaştı. “Mersin’de Özgecan’ın uğradığı vahşete hiçbir söz yetişemez” diyen Uluşal, “Sütünü içip, harçlığını annesinden alan Özgecan. Yaşamın en kutsal değeri can’ın. O vahşeti yaşadığında, ayrılık orada girdi aramıza. Kaç yerinden darbe aldıysan, o kadar yaralandık biz de. Ömrümüz orada seninle gitti. Özgecan’ın hakkı helal midir bize? Sözümüz yetmiyor… Yaşamın ortasında ölümcül vahşet, insan eliyle. Yaradana ulaşacağımız dualarımız bulunur da, yaratılana varacak söz olmaz mı? O akşam karanlığında dönüşsüz bir yola çıktığını anlayamadın. Hepimiz senin için yürüyor, yürüyoruz. Adımlarımız bizi artık taşımıyor. Aşkın sürerken dirençler boylanıyor. Hiç birimiz bu kadar genç, bu kadar güzel olmamıştık. Yaşadığımız topraklarda sadece kadın olduğun için, sen, ceylan gözlü kızımız canından oldun. Hepimizi kahreden bir anlayışın kurbanı oldun. Bizi tutsak sayan, dolayısıyla insan saymayan bu vahşi anlayışın ortadan kalkması için, gerekeni yapmıyorsak, orada hangi sözü söyleyebiliriz ki… Çektiğimiz acıları yüreğimize gömüyoruz. Ama artık o canların acıları, mezarları yüreğimize sığmıyor. Yüzümüzü ışığa-aydınlığa çeviriyoruz. Yüzlerini ışıyan güne dönen, aydınlığa dönen ayakta kalmayı başaranlardır. İşte o zaman çocuklarının yarınki mutluluğunu hevesleyen, insan gibi yaşamak isteyen biz kadınların ve kızlarımızın yüzü o zaman güler. Kadın gerçeğine bakmasını bilmeyenler, o aynaya baktıklarında o aynadan bir tebessümün, bir mutluluğun yansımadığı gerçeği ile karşı karşıyadırlar. Halbuki Türkiye’nin kadın gerçeği Türkiye’nin yüz akı olmalıdır, olması gerekir. Kadın cinayetleri artarken, çocuk istismarları sürerken kadın olmaktan kaynaklanan bu toplumsal sorunlara alınması gereken önlemlerin çok acil olduğunu bu kez de haykırıyoruz!” dedi.
Paylaş