Çanakkale Emek ve Demokrasi Güçlerinin öncülüğünde 6 Mayıs 1972`de idam cezası ile infaz edilen 68 Gençlik Hareketinin liderlerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan 51. Ölüm yıl dönümlerinde düzenlenen yürüyüş ile anıldı. Golf Aile Çay Bahçesi`nden Başlayan yürüyüşte Emek Partisi, Yeşil ve Sol Parti, CHP, TKP, TİP, sendika temsilcileri ile emek ve demokrasi güçleri "Faşizme ölüm, halka hürriyet, "Deniz, Yusuf, Hüseyin sürüyor, sürecek mücadelemiz" sloganları eşliğinde İskele Meydanı`na kadar yürüdü. Emek ve Demokrasi Güçleri Truva Atı`nın önünden geçerken, Ak Parti seçim standında müziğin sesi arttırıldı. Ak Partililer, sloganları bastırmaya çalışırken, Emek ve Demokrasi Güçleri ise "AKP halka hesap verecek" diye karşılık verdi. İskele Meydanı`nda son bulan yürüyüşün ardından Emek Partisi İl Başkanı Muzaffer Dağtekin, "Bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm için mücadele eden halkın bu üç yiğit evladı, idamlarından yarım asır sonra bugün yurdun dört bir yanında binlerin, on binlerin katıldığı etkinliklerle anılıyor. İdam sehpasındaki sözleri meydanlarda, fabrikalarda, amfilerde, tarlalarda, okullarda yankılanıyor. Çünkü eşit, özgür bir gelecek ve sınıfsız sömürüsüz bir dünya özlemi ve mücadelesi bugün hala canlı ve güncel" açıklamasında bulundu.
"Denizlerin mücadelesi ve yol göstermeye devam ediyor"
Dağtekin 6 Mayıs`ların bağımsız demokrasi ve sosyalizm mücadelesini sürdürmek anlamına geldiğini belirterek, "Türk ve Kürt halklarının kardeşliği, tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir Türkiye ve sosyalizm mücadelesinin simgesi olan bu devrimci gençlerin/önderlerimizin isimleri nesillerdir doğan çocuklara birer onur nişanesi oldu. Ama daha önemlisi, Denizlerin mücadele bayrağı, eşit, özgür, sınıfsız-sömürüsüz bir dünya için kavgayı büyütenlerin ellerinde dalgalanmaya ve yol göstermeye devam ediyor" dedi.
"Depremi de depremde halklarımıza yaşatılanları da unutmayacağız"
EMEP İl Başkanı Dağtekin 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş`ta başlayan depremlere ilişkin ise, "İktidarın kâr ve rant düzeni, alınmayan önlemler, arpalık haline getirilen kurumlar nedeniyle felakete dönüşen depremde resmi verilere göre 50 binden fazla yurttaşımızı kaybettik. Milyonlarca yurttaşımız kaderiyle ba şbaşa bırakıldı, on binlercesi yerinden yurdundan oldu, göç etti. Hesabını sormadığımızda yurdun dört bir yanında yeni yıkımlar olmaya devam edecek. Depremi de depremde halklarımıza yaşatılanları da unutmayacağız. Geldiğimiz noktada yaşamak için dayanışmamızı ve örgütlenmemizi güçlendirmek zorundayız" dedi.
"Emekçiler açlık ve yoksullukla boğuşuyor"
Türkiye`de işçi ve emekçilerin açlık ve yoksullukla boğuştuğunu kaydeden Dağtekin, "Gençler işsizliğe, geleceksizliğe mahkum edilmiş durumda. Ülkesinde gelecek göremeyen, iş bulamayan gençler göç ediyor, çareyi yurt dışında arıyor. 2 milyon çocuk yaşamak için çalışmak zorunda. Kadınların en temel hakları gasp ediliyor. Sömürüyle birlikte şiddetin ve eşitsizliğin önü açılıyor. Soruşturma, gözaltı ve baskılar, tek adamın emrindeki yargı sistemi, demokrasi ve özgürlük mücadelesi yürütenleri etkisizleştirmek ve sindirmek için kullanılıyor. SİHA, uçak gemisi, yerli otomobil söylemleriyle kilosu 30 TL olan soğanın giremediği evlerin öfkesi soğurulmaya çalışılıyor. Militarizm, milliyetçilik ve din istismarcılığıyla tek adam yönetimi elindeki tüm imkanları gerçekleri karartmak için kullanıyor" sözlerine yer verdi.
"Baskı ve yıldırma politikaları ise son hız devam ediyor"
Dağtekin, 14 Mayıs tarihinde yapılacak genel seçimlere ilişkin ise, "Tek adam yönetimi seçimi dahi `siyasi darbe` olarak nitelendiriyor. Büyüyen öfkenin sandığa yansımaması için her türlü kirli propaganda kullanılıyor. Baskı ve yıldırma politikaları ise son hız devam ediyor. Siyasi parti mensuplarından, gazeteci ve avukatlara kadar geniş bir yelpazede gözaltılar, tutuklamalar sürüyor. Kürt halkının temel haklarının inkârı sürüyor. Üç fidanımızı andığımız bu koşullarda 14 Mayıs`ta yakın dönemin en önemli seçimlerinden birine gireceğiz. Bu seçimlerde ve sonrasında tek adam düzenini sona erdirmek, eşit ve özgür bir ülkeyi kurmak için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirecek, mücadelemizi sürdüreceğiz" diye belirtti.
"Eşit ve özgür bir ülkeyi mutlaka kuracağız"
Denizlerin mücadele bayraklarını taşımaya devam edeceklerini vurgulayan Dağtekin, "İşyerlerinde, okullarda, sokaklarda örgütlenmeyi ve mücadeleyi sürdüreceğiz. Ülkedeki tüm yabancı askeri üsler dağıtılana, gizli/açık ülkeyi bağımlı hale getiren tüm ekonomik ve siyasi anlaşmalar iptal edilene, savaş örgütü NATO`dan çıkılana, hak ve özgürlüklerimizi kazanana kadar bu mücadele devam edecek. Eşit ve özgür bir ülkeyi mutlaka kuracağız" sözlerine yer verdi.
"Tek adam rejimine son, geleceğimiz için örgütlenelim"Emek Gençliği adına konuşan Özgür Çetinkaya ise, "Gençliğin gelecek mücadelesi ateşi yanmaya devam ediyor. Türkiye gençliği, Denizlerden teslim aldığı mücadeleyi sürdürüyor. Türkiye gençliğinin her türden demokratik ve siyasal talebini antiemperyalist mücadeleyle, tam bağımsızlık şiarıyla bütünleştiriyordu. Bu hareket kendisine devrimci önderleri yarattı ve onlar hareketin talepleriyle gençliğin enerjisini, işçi sınıfının iktidar mücadelesiyle bağımsız ve demokratik bir Türkiye özlemiyle bütünleştiren bir siyasal program arayışındaydılar. Bu programın arayışındaydılar. Çünkü gençliğin gelecek mücadelesinin ve özlemlerinin kazanılması ve garanti altına alınmasının mümkün olabileceğini biliyorlardı. ABD emperyalizminin yeşil kuşak projesi kapsamında kanlı pazarı organize edenler bugün sahte Amerikan karşıtlığı üzerinden gençleri oy deposu olarak görüyorlar. Denizlerin bize bıraktığı miras, tek adam tek parti rejimine karşı mücadeleyi yükseltmek mümkündür. Tek adam rejimine son, geleceğimiz için örgütlenelim" sözlerine yer verdi.
(Damla Yeltekin)