24 Temmuz “Bağımsızlık Bayramı” olarak kutlansın
CHP Milletvekili Ali Sarıbaş Lozan Antlaşmasının 89.yılında yayınladığı mesaj ile “Lozan Barış Antlaşmasının ardında; tüm mazlum halkların örnek aldığı uyanış, kalkış ve Türk Ulusunun; Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık destanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kilometre taşları ve bu günlere gelmemize borçlu olduğumuz onur yatmaktadır” dedi.
CHP Milletvekili Ali Sarıbaş Lozan Barış antlaşmasının önemine değinerek bu günün “Bağımsızlık Günü” olarak kutlanması için kanun teklifi verdiğini verdiğini belirterek Lozan Barış antlaşmasının önemine ilişkin şunları kaydetti:
“Birinci dünya savaşının sonucunda, önümüze uzatılıp zorla imzalatılan Sevr Anlaşması ile öncelikle ordumuzun silahları ellerinden alınıp terhis edilerek elimiz kolumuz bağlandı. Bunu; liman ve tersanelerimize el konulması izledi. Sonra Vatan topraklarımızın masa başında paylaşılması ve akabinde işgal edilmesi ile sonuçlandı. O dönem, Halkımız uzun süren savaşlar sonucu bitkin ve perişandı. Bir taraftan fakirlikten can çekişirken diğer taraftan da emperyalistlerin işgal ettiği vatan topraklarımızı korumanın derdine düşüp çareler aramaktaydı. Osmanlının koşulsuz teslimiyeti, padişah, tahtını korumanın telaşı içerisinde halkını düşünecek ne mecali ne de niyeti vardı.
Tam böyle bir ortamda 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun’dan tüm Anadolu’yu aydınlatmak üzere Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal doğdu. Mustafa Kemal, Halkının ne durumda olduğunu görüyor, Vatanı ve Özgürlüğü söz konusu olduğunda, canının dişine takarak tek yürek olup, aslan kesileceğini biliyordu. Türk Halkı da yaşlısıyla-genciyle, kadınıyla-erkeğiyle Mustafa Kemal’ini bağrına bastı. Mustafa Kemal Tüm Anadolu ve Rumeli temsilcileri ile Önce Amasya, ardından Erzurum ve Sivas Kongrelerini toplayarak, ülkemizin içinde bulunduğu durumu, padişahın teslimiyetçi ve vurdumduymazlığını anlatarak, bundan sonra atılacak adımların kararlarının alınmasını sağladı.
Alınan kararların hayata geçirilmesi, işgalci güçlerin de bir an önce defedilmesinin heyecanı içerisinde 27 Aralık 1919 da Ankara’da bir araya gelindi. Türk Halkı, derlenip toparlanmanın zamanının gelip te geçtiğinin bilinci içerisinde, hiç vakit kaybetmeden kolları sıvayarak 23 Nisan 1920’de Tüm Anadolu ve Rumeli Temsilcileri ile Türkiye Büyük Millet Meclisini açtı. Artık Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Mücadelemizin kararları burada alınacaktı. Vatan topraklarının işgalci kuvvetlerin elinden kurtarılabilmesi için öncelikle düzenli ordu kurulmalıydı. Elde silah ve cephane yoktu, ama önlerinde güvendikleri liderleri Mustafa Kemal ve bir de vatanı uğruna canının seve seve verecek Türk Ulusu vardı. Dört tarafı işgal altında olan topraklarımızı kurtarmak amacı ile işgalcilere karşı topyekûn programlı, düzenli ve disiplinli bir odu yaratarak mücadele başlatıldı. Düşman kuvvetlerine karşı orantısız güç olmasına karışın başta İnönü olmak üzere birçok cepheden zafer haberleri gelmeye ve tüm yurda yayılmaya başladı. Bu durum Türk Halkı üzerinde moral etkisi yaratırken, düşman kuvvetleri şaşkınlık içerisinde bozguna uğruyorlardı. Bu durum karşısında işgal kuvvetlerinin Türkiye Büyük Millet Meclisine tanımasının dışında başka çarelerinin kalmadığını anlayarak 24 Temmuz 1923’de Lozan Barış Antlaşmasını imzalamak zorunda kalıyorlardı.
19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN Samsun’a ayak basması ile başlayan Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Mücadelesi 24 Temmuz 1923’de İsviçre’nin Lozan Kentinde İmzalanan Barış Antlaşması ile Bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin Tüm Dünyanın Kabul ettiği temelleri de atılmış oluyordu. Bu aynı zamanda Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşımızın zaferle sonuçlanmasının tescili, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tanınması ve Türkiye Cumhuriyet’imizin bir tapu senediydi.”