10 Ocak Gazeteciler Günü nedeni ile Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın düzenlediği program dün Lodos Cafe’de gerçekleştirildi. Geçtiğimiz hafta yapılması planlanan etkinlik kar yağışı nedeni ile ertelenmişti. Lodos Cafe’de 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeni ile Başkan Gökhan’ın düzenlediği toplantıya Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar, basın mensupları ile gazete ve televizyon sahipleri de katıldı. Toplantıda basın mensupları ile bir araya gelen Başkan Gökhan, Çanakkale ve ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu. Basın mensuplarının gününü kutlayarak sözlerine başlayan Başkan Gökhan, konuşmasında şu anda cezaevlerinde bulunan 149 gazeteciye değinerek; “10 Ocak günü önemli. Emekçi, Çalışan Gazeteciler Günü, ama bugüne bir şey daha ilave etmek daha gerektiğini düşünüyorum. Aynı zamanda tutuklu gazeteciler günü olarak ilave etmek lazım. Çünkü maalesef ülkemizde 149 basın çalışanı tutuklu olarak şu anda ceza evlerinde bulunmakta. İnsanlar tabiatı ile suç işleyebilir. Ama bu insanların herhangi bir iddiaya tabi olmaksızın sanki kaçacaklarmış gibi önden cezasını verip, daha sonra salıverilmeleri maalesef devam ediyor. Bunları daha önce de yaşadık. Ahmet Şık’larda, Nedim Şenerlerde de yaşadık. Ahmet Şık sonra tekrar alındı. Yani suçu varsa iddianame ortaya konur, ondan sonra gerekli yargılama yapılır, hüküm giyerse de insanlar cezalarını çekerler. Ama şimdi peşin peşin hele bir yat sen, iddianame hazırlanıncaya kadar cezaevinde dur, sonra da bakarız noktasına geldiğinde, insanların adalet duyguları zedelenmiş oluyor. Bunun en ağır örneğini Ergenekon sürecinde yaşadık. Yani o süreçlerde insanlar yıllarca hapislerde yattılar. Ölen, hastalanan oldu. Hepsini yaşadık. Hatta Aziz Yıldırım, bir spor kulübü başkanı bile bu haksız uygulamalardan nasibini aldı. Şimdi bunun kumpas olduğunu söylüyorlar. Şimdi ben de diyorum ki bu 149 gazeteci için kim kumpas kuruyor. Madem o dönemkiler kumpastı da bunların kumpasçısı kim? Onu da zaman içerisinde görmüş olacağız” dedi.
“Toplumu zedeliyor, bölüyor, ayrıştırıyor”
Gazetecilere yönelik uygulanan baskı ve şiddete de eğinen Gökhan; “Sadece tutukluluk söz konusu da değil. Aynı zamanda da, saldırı ve şiddet de var. Bu durumlarla da karşı karşıya kalınıyor. Çanakkale’de de bizim arkadaşımız, dostumuz, Cemal Oral kardeşimize de saldırı yapılmıştı, ama o günden bugüne henüz bir ilerleme kaydedilemedi. Saldırgan bulunamadı, bulunamayacak da anladığım kadarıyla. Bulunması gerekenler bulunamadı. Şiddet meselesinin toplumda giderek artma meselesi var. Şiddet uygulayanların da yanına kar kalması gibi bir durum var Türkiye’de. Bu da tabi toplumu zedeliyor, bölüyor, ayrıştırıyor. Sanki herkes kendi işini kendi görmeli gibi bir algı ortaya çıkıyor. Yargıya, güvenliğe güven yok. Onun için sanki herkes kendi infazını kendi yapıyor. Yapanların da yanına kar kalıyor gibi bir durum söz konusu” dedi.
“Cumhuriyet kadınına yakışmayan bir davranış biçimi”
Şiddetin tüm toplumda kanıksanır hale geldiğini belirten Başkan Gökhan, önceki akşam meclisteki Anayasa görüşmeleri sırasında çıkan gerginlik sırasında CHP Milletvekili Şafak Pavey’in uğradığı saldırıya değindi. Gökhan; “Artık o dereceye geldi ki, bu saldırı şiddet, kadın cinayetleri filan diyoruz tamam da, artık dün mecliste bile son noktasına geldik. Kadın milletvekillerinin bir diğer kadın milletvekillerine şiddet uygulaması var. En acısı da bedensel engelli, yani vücudunun yarısı olmayan bir kadına, bir engelli milletvekilimize, Sayın Şafak Pavey’in darp edilmesi, artık sözün bittiği yerdir diye düşünüyorum. Daha kötüsü ne olabilir? Bilemiyorum. Bir taraftan kadına şiddeti eleştireceksin, bir taraftan kadın cinayetlerini eleştireceksin, bunlara karşı olduğunu söyleyeceksin, ama aynı zamanda da kadına karşı şiddet uygulayacaksın. Üstelik de maalesef bunun kadınlar tarafından yapılıyor olması son derece üzücü. Cumhuriyet kadınına yakışmayan bir davranış biçimi. Bu ülkede kadınlar Kurtuluş Savaşını vermiş, erkekler ile beraber bu vatanın kurtulması ve laik Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna katkı vermiş ve Mustafa Kemal tarafında da hemen haklarının verildiği bir durumda geldiğimiz noktada maalesef bu algıların, bu kavramların yok olduğu bir sürecin içerisine girmiş bulunmaktayız” dedi.
“Elimizden gelen gayreti göstereceğiz”
Konuşmasında mecliste görüşmeleri devam eden Anayasa değişikliği paketine değinen Gökhan; “Mecliste şimdi bir Anayasa görüşmeleri söz konusu. Görüşmelerin sonuna gelindi. Herhalde bu hafta sonu bitecek. Muhtemelen de Nisan ayı gibi de referanduma sunulacak. Biz de bu Pazartesi günü Belediye Başkanları çağırıldı. Orada referandum konusunda neler yapılabileceği konusunda görüş alışverişinde bulunulacak. Bu noktada canla başla, anti demokratik süreçleri içeren, kuvvetler ayrılığının ortadan kaldıran ve keyfiliği yaratan Anayasa değişikliğinin referandumdan geçmemesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz ve bunu kamuoyu ile paylaşacağız” dedi.
“Çanakkale’den ‘Hayır’ oyu çıkacağına inanıyorum”
Anayasa referandumunda 2010 yılındaki referandumda olduğu gibi Çanakkale’den “Hayır” oyu çıkacağına inandığını belirten Başkan Gökhan; “Ben açıkçası Çanakkale’den ‘Hayır’ oyu çıkacağına inanıyorum. Çünkü daha önceki referandum sürecinde de böyle olmuştu. Türkiye’de evet çıkmasına rağmen, Çanakkale’de hemşerilerimiz bu referanduma ‘Hayır’ demişlerdi. O zaman 2010 yılıydı. Şimdi 2017’deyiz ve 7 yıl geçti. Şimdi insanlar doğal olarak her şeyi hatırlamak mümkün değil, ama bir inceleme, araştırma yapıldığında o referandumda söylenen birçok konu maalesef hayata geçirilmedi. Yani Türk milleti kandırıldı. Bir kez daha kandırılmamamız gerekir” dedi.
“Anlaşılır bir şekilde bunları halka anlatacağız”
2010 referandumunda halkın kandırıldığını ve o günlerde söylenen vaatlerin yerine getirilmediğini hatırlatan Gökhan; “O günlerde HSYK’nın daha iyi olacağı, daha özgür olacağı gibi vaatler vardı. O günden bugüne o kurulun geldiği süreci görüyorsunuz. Yani o kadar kötü duruma geldik ki, şimdi bir kez daha değiştirmeye çalışıyorlar. Şimdi bir de atanacak olanların bir tek elden çıkacağı, bir kişinin kararı ile atanacağı yargı erki, oluşumu dolayısı ile çok daha fazla taraflı bir hal alacak. Yasama, yürütme ve yargı erki tek elde toplanmış olacak. Bu çağdaş demokrasiler ile tamamen taban tabana zıt bir durum. Seçim yasasını değiştireceğiz dendi, değiştirilmedi. Başkanlık sisteminde 600 milletvekiline çıkan bir süreçte bir denge olması isteniyorsa, seçim yasasının değiştirilmesi lazım. Yani aynı zamanda siyasi partiler yasasının değiştirilmesi lazım. Değiştirilmesi lazım ki, adayların bir kişinin sıralaması ile değil, halkın tercihleri ile hatta dar bölge seçim sistemi ile olması da gerekir. Çünkü öteki türlü listeyi partili bir Cumhurbaşkanının yaptığı ve onun oluşturduğu meclis, yine partili bir Cumhurbaşkanının yargıdaki hakimleri ve savcıları atadığı bir yargı önemli sorunlara yol açacaktır. Barajı indireceğiz dediler, söz verdiler, barajı indirmediler. Yüksek barajın ardına sığındılar. YÖK kalkacak dediler, kaldırmadılar. Geçmişteki süreçlere bakın, ne oldu ne olmadı hepsini ortaya kocayacağız. Bunların hepsini tabiatı ile teker teker anlatacağız. Önümüzdeki süreç referandum süreci. Herhalde daha açık ve net, anlaşılır bir şekilde bunları halka anlatacağız” dedi.
“Orada vatan evlatlarımızı vurduruyoruz”
Suriye’de yürütülen operasyonda şehit olan Astsubay Kıvanç Kaşıkçı’ya da değinen Gökhan; “Maalesef, geçen günlerde bir şehidimiz oldu. Suriye’de şehit oldu, Kıvanç Kaşıkçı hemşerimiz. Maalesef Suriye topraklarında askerlerimiz var. Orada ne yapıyoruz, ne için oradayız, neden oralara gitmek durumunda kaldık, bunların hepsi değerlendirilmesi gereken konular. Yani dün IŞİD’e karşı çıkanlara, eleştirenlere karşı çıkanlar, yok var sayanlar, böyle bir şey olmadığını söyleyenler, bugün şimdi orada dünyanın başına bela olan bu örgütle mücadele için Suriye’nin içine kadar girdiler. İnşallah bir an önce bu iş tamamlanır ve askerlerimiz geri döner. Çünkü o coğrafya zor bir coğrafya. Kime güvenileceği bilinemeyen bir coğrafya. Dün yanınızda olan insanlar bir bakıyorsunuz karşınıza geçmiş. Büyük devletlerin çıkarlarının çatıştığı bir ortam. Biz maalesef orada vatan evlatlarımızı vurduruyoruz. Bir an önce oradan askerlerimiz geri döner diye temenni ediyorum” dedi.
“Güvenlik ortamı sağlanır ve turizm de ayağa kalkar”
Çanakkale turizmine değinen Gökhan, İstanbul’da gerçekleştirilecek olan EMITT Fuarında Çanakkale’nin tanıtımına destek vermek için katılacaklarını ifade ederek; “26-29 Ocak’ta, önümüzdeki hafta EMITT Fuarı var İstanbul’da. Her sene ona katılıyoruz, bu sene de katılacağız. Tabi bu sene daha da önemli. Çünkü turizm zor bir durumda. Özellikle yabancı turistler açısından ülkemize gelinmesi tercih edilmiyor, risk olarak görülüyor. Özellikle Avrupalı, Amerikalı turisler, hatta Uzakdoğulu turistler ki, onlar Çanakkale için önemli bir potansiyel. Balkanlar’dan, Romanya, Bulgaristan, Yunanistan’dan gelenler, maalesef güvenlik açısından çekinceleri var. Dolayısı ile burada EMITT’de biraz daha tanıtıma yönelik bir süreçte biz de katkıda bulunuyoruz ve katılacağız. Umuyorum bu sene, bir dönem sonra işler rahatlar. Güvenlik ortamı sağlanır ve turizm de ayağa kalkar. Tabi bu bir temenni. Bunun kolay olmayacağını biliyoruz, ama biz temenni edelim de öyle gerçekleşsin. Çok ciddi oranda batı ülkelerinden ve Uzakdoğu’dan programlarını iptal eden ya da buraya program yapmayan bir kitle olduğunu biliyoruz. Türkiye’yi geçmişte tercih eden kitlenin artık tercihlerini başka yerlerde yaptığını okuyoruz” dedi.
“Hiçbir adaletsiz yönetim sonsuza kadar devam edememiştir”
2016’nın birçok acı olayla geçtiğini ve bu acıların 2017’de yaşanmamasını temenni ettiğini ifade eden Gökhan; “2016 senesini acısı ve tatlısı ile geçirdik. Çok sıkıntılı günler geçirdik. Bir darbe teşebbüsü oldu, terör olayları hat safhada oldu, yüzlerce insanımızı maalesef terör olaylarında kaybettik. Dolayısı ile kötü bir yıldı. 2017’nin böyle olmamasını diliyorum. Daha güvenlikli, daha sağlıklı bir yıl olmasını diliyorum. Ülkenin birliği bütünlüğü korunduğu, insanların birbirinden ayrışmadığı, birliktelik algısının oluşmasını temenni ediyorum. Çünkü gerginlik ve birbirini dışlamak ya da yok saymak, karşısındakine hayat hakkı tanımamak, bunlar toplumsal barışı zedeleyen konulardır. Yani hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz. İnsanlık tarihi nice diktatörler gördü, ama hiçbir dikta, adaletsiz yönetim sonsuza kadar devam edememiştir. Dolayısı ile ben de bir an önce ülkede adaletli ve herkesi kucaklayan bir yönetimin oluşmasını diliyorum. Bu bağlamda yine barışın kenti Çanakkale’de biz bu huzuru, birlikteliği bozmadan, kışkırtmalara izin vermeden, yalan yanlış haberlere asla ödün vermeden, iftiralara pirim vermeden, bu noktada şeffaf bir biçimde birlikte yönetmeyi sürdüreceğiz. Bu noktada basın çok önemli. Basın bu süreçte önemli bir rol oynuyor. Özellikle toplumun gerilmemesi noktasında, toplumda insanların birbirini kabullenmesi, sevmesi, birlikte yaşamanın sevincini hissetmeleri noktasında basın çok önemli. Yalan yanlış haberlerin yapılması barışa katkı yapmıyor. Sadece birilerini tatmin ediyor. Halbuki burada hedefimiz tam tersine daha iyi bir kent. Daha iyi bir kentte yaşamı sağlamak. İnsanlar arasındaki güven ortamının, barış ortamının devamını sağlamak” dedi.
“Doğru haber yapmamıza engel değil”
Çanakkale’deki barış ve huzur ortamının bozulamaması için basına önemli görevlerin düştüğünü ifade eden Başkan Gökhan; “Çanakkale’ye gelenlerin kafasında, buraya gelir gelmez Çanakkale’ye yerleşme fikri doğuyor. Çünkü burada böyle bir ortam var. Bunu hissediyorlar, görüyorlar ve mutlu oluyorlar. Bunu niye bozalım. Dışarıdan gelen insanlar bize imreniyorlarsa, biz bunu niye ortadan kaldıralım? Dikkatli olmamız lazım diye düşünüyorum. Basının zor durumda olduğunu biliyorum. Gerçekten çok zor şartlarda çalışıyorsunuz. Özellikle Basın İlan Kurumu geldi ve burada baya bir sıkıntılar yaşandı. Zaten basının eti ne budu ne? Bir de cezalar verildi. Elbette ki bunlar işleri zorlaştırıyor. O bakımdan ben sizlere de kolaylık versin diyorum. Ama bu bizim doğru haber yapmamıza engel değil. Şeffaf, her tarafı dinleyen, sorgulayan, ondan sonra haber yapan bir basına ihtiyacımız var diye düşünüyorum” dedi.
“Bu son çağın mesleği”
Etkinlikte ayrıca Çanakkale Belediyesi tarafından geleneksel olarak verilen yılın gazetecisi ödülü bu yıl Gündem Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Eylem Gözeldere’ye verildi. Ödül takdimi sırasında konuşan Başkan Gökhan; “Aslında enteresan bir bölümü var kendisi Karadeniz Teknik Üniversitesi İstatistik ve Bilgisayar Bilimleri mezunu. Bu güzel bir meslek ama o basını tercih etmiş. Aslında çok değerli bir meslek. Bu son çağın mesleği. Eskiden istatistiği küçümserdik ama şimdi son yılların en önemli konuları. Kendisi Eceabat’a ancak gelebildi ve aynı zamanda bir hayvan sever. Burada gayet güzel bir çalışma gösteriyor ve emek veriyor. O yüzden bu sene Eylem hanıma ödülümüzü veriyoruz. Kendisi gerçekten canla başla çalışan değerli Eylem Gözeldere’ye bu hediyesini takdim ediyoruz” dedi.
“Baskı altında olan gazetecilere buradan selam olsun”
Ödül nedeni ile memnuniyetini dile getiren Gündem Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Eylem Gözeldere; “Meslekte çok yeniyim. Daha uzun süre emek veren arkadaşlarım var. Hepsinin benden çok daha değerli olduğuna inanıyorum. Mesleğe başladığım, eğitime başladığım günden bu yana kendisi yanımda olmasa da bir patron eleman ilişkisinden çok abi kardeş, usta çırak ilişkisi ile beni yetiştiren Güngör Yıldız’a çok teşekkür ediyorum. Gazeteci olmak hakikaten zor. Gazeteci aslında tarafsız değil objektif olmalı. Objektiflik ve tarafsızlık karıştırılır. Gazetecilik her zaman kamuoyundan, halktan yanadır. Biz böyle öğrendik. Bu zamanlarda mesleğimizi gerçekten zor icra ediyoruz. Baskı altında olan gazetecilere buradan selam olsun diyorum. Ödül için de çok teşekkür ediyorum” dedi. (Atakan Alkış)