TRUVA ATI ŞEHVET* UYANDIRDI

 

Aradan bir kaç gün geçti baktım millet gaza gelmiş goygoy* yapıyor. Kıyamet kopmuş; bir ekabirlik*, bir bilmişlik, bir galeyan çığırtkanlığı almış başını gidiyor. Dikkat ederseniz bizim toplumumuz her olayda aynı reaksiyonu gösteriyor. Kafasında belli kalıplara ve normlara sahip. "Bilmiyorum" demeyi bilmeyen, her konudan anlayan bir süper karakter. Sevgili Süper Kardeş, çok cahilsin*; keşke tükürmeden önce mevzuyu bir öğrensen.

 

Bu yazıyı afişe değil, sahip olduğumuz toplumsal ve ahlaksal sakatlıklara değinmek için yazdım. Öyle bir toplum ki; futbol maçında gol atınca "Nasıl koyduk!", "Girdi mi!" gibi tepkiler ile sevinen; gitariste gitarı, basçıya bası(!)veren espiri anlayışına sahip bir toplum...

 

Birinci eser, manşetlere "Cilveli At" şeklinde taşınmış. Halbuki at; savaşçıymış, erkekmiş, cilve* yapmazmış, rezillikmiş. Sevgili Süper Kardeş, sen Truva Atı`nı besbelli çok yanlış anlamışsın. Truva Atı senin şoven ağzına oturan bir form değil. Çünkü at, senin atın değil. Truva Atı, vaktiyle senin topraklarında yaşamış Truvalıları kandırmak için yollanmış efsanevi bir savaş hilesi olduğu Homeros tarafından rivayet edilen bir mit. Bütün gezegen bunu biliyor ve sen halen cilveli olur muymuş diyorsun. Truva Atı cilvenin kralıdır Süper Kardeş...

 

Erkek merkezcilsin. Truva Atı ile selfie yaparken kelebeği de kadraja sokansın. Atı nonoşa* çevirmişler diyorsun, cinsiyetçisin, ayrımcısın, saygısızsın! Ahlaklı bir şekilde beğenmeme hakkını kullanmayı öğrenemeyeceksin. Damacanaya, elektrik direğine şehvet duyanların bulunduğu bir toplumun, dişi bir çizgi atı cilveli ve nonoş* bulması -kaldı ki bunun altında kadından savaşçı olamaz, olsa olsa eşcinseldir mesajı var- hiç de şaşılacak bir durum değil. Ama davranan varsa uyarayım, bu at "tahtadan"... Her halta şehvetin uyanmasın.

 

Kızıyor musun? Kızma. Nonoşmuş, totoşmuş, şaka mıymış, kim oluyormuş jüri diye fütursuzca dalarsan yanıtına da katlanacaksın. Halen mi sövüyorsun? Çok ayıp. Biraz kendini geliştir. Sence o kadar profesyonel ve akademisyen kazayla mı jüri oluyor? Biraz düşün... Ya da en azından düşünmeye çalış... Biz senin bizi anlama ihtimali sevdik ama aslında anlayamamandan ekmeğimizi çıkarıyoruz ne yamandır.

 

Diğer taraftan bütün katılımcılara buradan teşekkür ediyorum. Birbirini çok tekrar eden klişelerin yanında çok güzel işler de vardı. Ama afiş, aslen bir grafik eser değildir. Afiş, grafik sanatını araç olarak kullanan bir iletişim enstrümanıdır. En iyi afiş, afişe ettiği fikri en iyi anlatandır. Bu nedenle çok güzel veya fotogerçekçi bir form, her zaman afişi bir yere götürmez. Aslolan konudur, fikirdir ve işlenişidir. Bu anlamda gösterdiği yaratıcılık ve cesaretten dolayı yarışmanın birincisi Ahmet Berkin Ay`ı yürekten tebrik ediyorum. Klişeler mezarında yıllarca birikmiş olan ölü toprağını atıp kanlı bir savaşı, çok başarılı bir ironiyle, masalsı bir festivale çevirmesine hayran kaldım. Yerli ve yabancı bir çok çalışma yapmış 25 yıllık bir profesyonel olarak diyorum ki form ve işlenişi dünya kalitesindedir. Tabii bu, jüri olarak benim şahsi fikrim. Jürideki diğer insanlar neler hissederek aynı sonuca vardılar bilemem. Onların da hakkı saklıdır...

 

Son olarak Süper Kardeş`e çok teşekkür ediyorum. Sen olmasan bu kadar duyulması mümkün değil. Böyle dan dun* konuşacaksın ki duymayan kalmasın! Sen çok yaşa... Çanakkale`den sevgiler!

 

SÖZLÜK

*şehvet: cinsel istek

*goygoy: bilgisiz olarak, gereksiz yere çok konuşmak

*ekabir: kendini beğenmiş kimse

*cahil: belli bir konuda yeterli bilgisi olmayan

*cilve: kadının erkekte şehvet uyandımak amacıyla yaptığı hileler

*şoven: daima kendi değerlerini yücelten, üstün gören fanatik

*nonoş: kadınsı tavırları olan eşcinsel (erkek)

*dan dun: düşünmeden konuşmak