Külahlı Zeytinyağı Fabrikası ortaklarından ve Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği üyesi Önem Erol Usta, Gazetemiz Çanakkale OLAY’a zeytin üretiminde ve yaşam alanlarının savunulmasında kadının rolünü anlattı. İş kadını olarak 15 yıl önce sektöre adım attığında insanların ‘erkek’ bir yönetici aradıklarını ifade eden ve kendisinin garip karşılandığını söyleyen Erol, bu durumun kısa sürede atlatıldığını ve bugün kadınların yönetici konumunda olduğu Külahlı Zeytinyağı Fabrikası’nın kurulum sürecini anlattı.
İşte Külahlı Zeytinyağı Fabrikası ortaklarından ve Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği üyesi Önem Erol Usta’nın Gazetemiz Çanakkale OLAY’a yaptığı o açıklamalar…
OLAY: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Önem Erol Usta: Ben Önem Erol Usta, zeytin ve zeytinyağı üreticisiyim. Gülpınarlıyım, bu köyde doğdum ve çocukluğum burada geçti. Daha sonra ailece İzmir’e taşındık ve eğitim hayatım orada devam etti. Kamu Yönetimi mezunuyum. Üniversiteyi bitirdikten sonra İzmir’de aile işletmemizde çalışmaya başladım. İzmir’de Kimya sektöründe 30 yıldır var olan aile şirketimizi kuzenim Halil Erol ile birlikte ikinci kuşak olarak yönetiyoruz şu anda. Zeytincilik ise bize atalardan miras bir meslek aslında. Gülpınarlı olan herkes biraz zeytincidir. Bizi de köyden hiç koparmayan ve tekrar köye dönmemize sebep olan şey zeytinciliktir. Her yıl zeytin zamanı gelir kendi zeytinlerimizi toplardık. Atalardan miras zeytinliklerimize her fırsatta yenilerini eklemeye çalıştık bu süreçte. Kazandığımız parayı zeytinliğe yatırım yaparak değerlendiriyorduk. Ve 2004 yılında Gülpınar’da eski bir Zeytinyağı Fabrikasını alarak Zeytinyağı üretimine başladık. 15 yıldır zeytinyağı tesisimizi yine aile olarak yönetiyoruz.
OLAY:Bir kadın olarak böyle bir yeri işletmenin zorlukları var mı?
Önem Erol Usta: 15 yıl önce ilk zeytinyağı üretimine başladığımızda bazı zorluklar da oldu aslında. Zeytinyağı Fabrikasında ilk defa bir kadın yönetici görenler pek anlam veremiyor, yetkili bir erkek arıyorlardı hatta. O zamana kadar zeytinyağı işletmesinde sadece erkekler çalışırdı. Zamanla insanlar çok alıştı bu duruma ve kadınlar da artık, zeytinyağı fabrikalarında çalışabilir oldular. İdari personel olarak kadınlar çalışıyor fabrikamızda. Bir zeytinyağı işletmesine kadın eli değdiği zaman oraya temizlik, düzen ve güzellik geliyor, her işte olduğu gibi. Ayrıca köyde yaşayan bir çok kadın yıllarca gün boyu topladıkları zeytinler fabrikanın bahçesine indirilirken traktörde bekler, fabrikanın içini hiç görmezdi. Hayatlarında ilk defa fabrikanın içine girip gezme, inceleme şansı elde etmiş oldular. 15 yıl önce benimle birlikte Zeytinyağı fabrikası kadınlara da açık hale geldi diyebiliriz. Kadınlara ve çocuklara üretim sürecimizi gösterip gezdiriyorum her yıl ve çok mutlu oluyorlar. Hatta üç yıldır köyümüzdeki okulla birlikte zeytinliğe ve fabrikamıza gezi projemizi yürütüyoruz. İlkokul öğrencileri zeytinlikte hasattan, fabrikadaki sıkım sürecine kadar tüm zeytinyağı üretim sürecini öğretmenleri eşliğinde ve benim anlatımımla inceleyebiliyorlar.
OLAY:Kadınlar yalnızca işte değil aynı zamanda evde de çalışıyorlar, kadın olarak iş kadını olmanın zorlukları nelerdir.
Önem Erol Usta: Zeytinyağı üretim sürecini yönetmek zordur. Zeytin toplanır, fabrikaya gelir ve bekletilmeden sıkmak gerekir. Tabi tüm köy halkının aynı anda hasada başladığını düşünürseniz bazı dönemlerde çok yoğun iş temposu yaşıyoruz. Yoğunluk dönemlerinde gece vardiyasında sabaha kadar fabrikada çalışıp ertesi gün de işe devam ettiğim çok olmuştur. Hatta traktör kullanıp zeytin sevkiyatı yaptığım bile oldu. Fedakarlık gerektiren bir iş tabi özellikle kadınlar açısından.
OLAY: Ürünleriniz aynı zamanda ödül de alıyor. Bunda sizce kadın bir işletme sahibi olmasının önemi var mı?
Önem Erol Usta: Ulusal Zeytinyağı Konseyinin düzenlemiş olduğu Zeytinyağı Kalite yarışmasına ilk katılımımızda ikincilik ödülü alarak köyümüze gümüş madalya ile döndük. Bu ödülü de Gülpınar’daki zeytin nöbeti sürecinde mücadele veren Gülpınar Halkına ithafen aldığımızı belirttik. Bu çok önemliydi bizim için. Gülpınar’ın en önemli geçim kaynağı zeytin ve zeytinyağı. Ve bu kadar kaliteli zeytinyağına sahip yöremizde Jeotermal Projelerin Zeytinimize ve tarım arazilerimize tehdit unsuru olması kabul edilebilir değil kesinlikle. Zeytin bizim ve tüm Gülpınar halkının geçim kaynağı. 33 Gün Zeytin Nöbeti sürecimiz oldu, mücadele ettik. Ömrümüz yettiğince zeytinimize karşı olabilecek tüm tehditlere karşı mücadele etmeye hazırız. Bir zeytin ağacı kolay yetişmiyor.
OLAY: Üretiminizi Gülpınar’da yapıyorsunuz. Bir ay boyunca sondaja karşı direndiniz. Bu direnişte kadının rolü neydi? Ne kadar etkili oldu.
Önem Erol Usta: Zeytin nöbeti aslında Tüm Gülpınar Halkının emeği ile yapılmıştır. Ama kadınların emeği elbette daha fazla. Tüm kadınlar olarak müthiş bir inanç ve özveri ile 33 gün sondaj sahasından ayrılmadık. Erkekler de iş tempoları müsaade ettikçe ve ihtiyaç oldukça hep yanımızdaydı. Sonuçta Halkın gücü karşısında hiçbir gücün duramayacağını göstermiş olduk. Gülpınar tarihine altın harflerle yazıldı, “Gülpınar’ın Zeytin Nöbeti”… Hukuk mücadelemiz devam ediyor, sonuçlanmadı henüz, hukukun üstünlüğüne inanıyor, umutla bekliyoruz.
(Eren Aşnaz)