Erman Toroğlu`nun yazısından bir bölüm şöyleydi..!
Bu düzen değişmeli....
Futbolcuydum hakemlerden çok çektim. Sonra baktım ki, bu işi dışarıdan gazel okumaya benzemiyor, `şunların içine bir gireyim` dedim. Bir girdim ki, iç taraf bir felaket. İnanılmaz grup ve grupların elinde. Kimileri asker kökenli, kimileri babadan oğula sülale görevlileri, kimileri de baskılarla hakem olmak isteyenler. Ben içlerinden çıkmadım ama iyi ki bu camiaya girmişim. Çünkü bunların iç yüzünü Türkiye bu kadar iyi bilemezdi. Bunlar birbirlerini ısırmazlar, öyle ya da böyle hakemlikte de hakemlikten sonra da birbirlerine sahip çıkarlar. Bunlar bir ekiptir ve yıllarca bu grupları hakem alemi de, futbol alemi de parçalayamadı. Hele paralar bu hale gelince bundan sonra da zor parçalarlar. Buraya kadar sizi genel bilgilendirdim, şimdi bir de özel bilgilendirme yapayım.
Ankara`da Ali Uluyol diye bir arkadaş vardı. Bu arkadaş ast subay kökenliydi. Benle de birkaç maça geldi. Yıllar geçti ben futbolun basın tarafına geçtim, o arkadaş hakemliğe devam etti. Öyle bir maç geldi çattı ki, Türkiye`de herkes oraya yönlendi.
Ben de dahil. O zaman arkadaşım olan TRT Genel Müdürü Yücel Yener`e de telefon açtım, "Bu maçı vereceksiniz" değil mi diye.
"Evet, Ermancığım her şeyimizle hazırız maçı vermeye" dedi. Ancak yukarıdan verilen bir emirle maç naklen yayınlanmadı.
Peki bu hangi maçtı?
Hadi bilin bakalım...
Ben size söyleyeyim.
Diyarbakır ile Rıdvan Dilmen`in teknik direktörlüğünü yaptığı Altay`ın maçıydı. Hatta maçtan sonra Rıdvan, "Ben böyle bir şey görmedim. Soyunma odalarımıza biber gazı sıktılar, bizi dövdüler" diye beyanat verdi. Peki bu maçın hakemi kimdi? Ali Uluyol...
Yukarıdan verilen, kimden geldiğini bilmediğim bir emirle bu maça verildi. Diyarbakır maçı kazanarak Süper Lig`e çıktı. Peki, `bayram değil seyran değil sen bu yazıyı niye yazıyorsun, sırası mıydı?` diyebilirsiniz. Sırası arkadaşlar sırası... Neden biliyor musunuz? Bu Ali Uluyol Ankara`da hem Dernek Başkanı hem de İl Hakem Kurulu Başkanı. Yani bu çocuk şu anda Ankara`da hem savcı hem hakim.
Bunu buraya getiren kim? Eskiden bir tabir vardı; fırıncının kızı kim diye... Bu Ali Uluyol`u da buraya getiren kim? Metin Tokat... Yani bombayı alıyor, hakem aleminin içine atıyor. Türkiye`de insanlar zaman zaman hafıza kaybına uğruyorlar, geçmişe bakmıyorlar.
Sen o maça özel görevlendirilip, görevini yerine getiren adamı Türk hakemliğinde başını çeken bir şehre getiriyorsun... Benim girdiğim zamanla şu zaman arasında hiç fark yok. Bakınız bu hakem aleminde bir şeytan üçgeni vardı. Oğuz Sarvan, Metin Tokat, Serdar Çakır.. Bu şeytan üçgenini dağıtamazsanız hakemlik Türkiye`de arpa boyu yürümez.
Bunlar Serdar Tatlı`yı tatlı tatlı yiyecekler. Parmak uçlarından yemeye başladılar. Serdar, bunların hangisiyle uğraşsın. Babalarıyla mı, oğullarıyla mı, baskılarla mı, ona kendisi karar verir artık.
(TFFHGD)