Elektrikte en son Temmuz ayında yapılan yüzde 11`lik zammın ardından Ağustos ayında gelen faturalar gündem olmuş, vatandaşa yaz ayı ortasında gelen faturalar vatandaşın cebini yakmıştı. Önümüzdeki günlerde elektrikte yeniden yüzde 20 civarında zam beklenirken, doğalgaza da yüzde 15 civarında zam geleceği açıklamaları yapıldı. Uzmanlar doğalgaz başta olmak üzere enerji sektöründe maliyetlerin artması ve yüksek döviz kurları nedeniyle elektrik fiyatlarındaki artışın devam edeceği görüşünü paylaşırken, Çanakkaleli vatandaşlar zamlarla ilgili yorumlarını gazetemiz Çanakkale OLAY`a değerlendirdi. Zamların, yenilebilir enerji kaynaklarının kullanılmaması ve özelleştirmeler ile enerjide tamamen dışa bağımlı olmamızda kaynaklandığını belirten Elektrik Mühendisi Orhan Öncü; "Doğalgazın yüzde seksenini doksanını dışarıdan alıyoruz, petrolün hepsini dışarıdan alıyoruz, ithal kömürümüz var, doğal gaz var buna bağlı santraller var. Bunların üzerinden döndüğü zaman zamlardan kurtulmanın çaresi yok" dedi. Konuyla ilgili Esnaf Şahin Doğru; "Ben fırıncıyım insanlara ekmek satmaya utanıyorum. Şu an bir okul servisi bir çocuk için 450 TL. Başka bir ülkede bir arabayı üç ayda alıyorsun ama burada ömür boyu bir araba almak için kredi çekiyorsun..." ifadelerini kullanırken, Tülay Karabıyık ise zamların artık yaşanamaz hale getirdiğini söyledi.
"Doğalgazda dışa bağımlıyız"
Doğalgaz da dışa bağımlılığın ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmaması sonucu ekonomik olarak geride kaldığımızı belirten Elektrik Mühendisi, Orhan Örücü; "Elektrik ve doğalgaz zamlarının altında Türkiye de ki çarpık ve dışa bağımlı bir şekildeyiz. Doğalgazın yüzde seksenini doksanını dışarıdan alıyoruz, Petrolün hepsini dışarıdan alıyoruz, ithal kömürümüz var, doğal gaz var buna bağlı santraller var. Bunların üzerinden döndüğü zaman zamlardan kurtulmanın çaresi yok. Bir de bunun üstüne devlet elektrik tüketicisinden çok için benzeri uygulamalar ile enerji santralleri sahiplerine koltuk çıkartıyor. Yenilenebilir enerji destekleme mekanizması nedir güneş, küçük hidrolik santraller, rüzgârlar. Bizimkiler ne yapıyorlar koca koca hidrolik santrallere, büyük hidrolik santralleri yekten vererek orada bir sürü para aktarıyorlar. Bunlarda bize dönüyor en son doğalgaza yapılan yüzde on beşlik zam da vatandaşa yansıtılmadı ama sanayiye ve elektrik üreten santrallere yapıldı tabi onlarda cebinden vermeyecekleri için bize verecekler" dedi.
"Sayaç okuma ücretini dahi bizden alıyorlar"
Zamların altında dağıtım tesisleri özelleştirilmesi ve bu tesislerin yaptıkları her parayı tüketiciye yansıtmasının olduğunu belirten Örücü; "Dağıtım bedelini, kendi hizmetlerine gelen paraları bile bizden alıyorlar. Düşünebiliyor musunuz sizin evinizde sayaç var bana elektrik satıyorsunuz, gelip bu sayacı okumak için benden para alıyorsunuz. Böyle bir saçmalık sadece biz de var. KDV alıyorlar onun üstüne ÖTV alıyorlar. Bir sürü enerji fonları var. TRT`ye bizden kesilen paralar, neden benden TRT`ye para kesiliyor. Türkiye de ki bu dışa bağımlı enerji politikası değişmeden sonra zamlardan kurtulamayız. Bunun çaresi yerli kaynaklara ağırlık vermek ve mutlaka insanları enerji tasarrufu konusunda bilgilendirmek. Burada yeni sistemde eskiden sıkıntılıydı güneş enerjili santralleri yaygınlaştı. Türkiye de yenilenebilir enerji kaynakları ithalata dayalı, başında ithal kömürcüler ve petrolcüler lobisi var. Türkiye bir türlü bu yenilenebilir enerji kaynaklarından beslenen elektriğin, enerjinin fiyatını düşüremiyor. En son gene zam yaptılar yenilenebilir enerji kullananlara ucuz fiyattan tam tersine daha çok para veriyorsun her türlü bize uygun. Bu nereden kaynaklanıyor dağıtım şirketleri özel şirketlerin elinde olduğu için her türlü vatandaşın kendine yaptığı şey bunların cebinden düşeceği için buna engel olunuyor. Bunların hükümette adamları var, devlet bunların devleti, siyaset bunların siyaseti. On kilovatın altında evlere güneş paneli takılsın, her tür bürokrasiyi atın ama siz evinize on kilovatlık bir güneş enerji santrali kurmaya çalışsanız sizin elinize birçok çeşit yük çıkıyor. Sen kendi ihtiyacını kullandığından elektrik dağıtım şirketinden enerji almaman demek oluyor. Elektrikte böyle bir şansımız var ama bu şansıda engelliyorlar. Türkiye elektrik kurumunun kurulduğu 1970 li yıllardan beri her yere elektrik verildi ama bu özelleştirme ile beraber bunların hepsi satıldı. Şu an elimiz de TEİAŞ dediğimiz enerji nakil hattı kaldı bunları satarlarsa sen sağ ben selamet ortalıkta hiçbir şey kalmayacak" dedi.
"Bu şekilde özelleştikçe bataklığa doğru gideriz"
Elektrik ve doğalgaz gibi enerji santrallerinin özelleştirmeleri ve bunun gibi birçok kuruluşun tekelleşmesi sonucu ortaya çıkan maddi sıkıntıların geçimsizliğe yol açtığından söz eden Şahin Doğru; "Eskiden gıdadan tutun her ürün dış devletlere ihraç ediliyordu. Şimdi ki sürece bakıyorum artık her şeyi dış ülkelerden biz alıyoruz. On yaşımda Çukurova`ya pamuk toplamaya giderdik o zamanlarda çok pamuk, buğday vardı insanlar ekmişlerdi aklına ne gelirse ekiliydi, iki yıl önce Adana`ya gittim gezmeye bütün tarlalar boş. Ben fırıncıyım pandemiden önce bir çuval un 65 TL idi şu an 250 TL her hafta bir çuval una 15 TL zam gelebilir mi? Ben fırıncıyım insanlara ekmek satmaya utanıyorum. Şu an bir okul servisi bir çocuk için 450 TL. Başka bir ülkede bir arabayı üç ayda alıyorsun ama burada ömür boyu bir araba almak için kredi çekiyorsun. Bu şiddetli geçimsizlik, evsizlikten, maddi sıkıntılardan geliyor çoğu. Elektriği özelleştirdiler, başka ülkeden alıyorlar. Bizim insanlar üretiyor olsaydı hem işsizlik bu kadar olmayacaktı, hem de maliyetten dolayı çok ucuz olacaktı elektrik ve doğalgazı. Arabaların muayene istasyonu özelleştirilmiş geçen muayenesini yaptırdım. Bu şekilde özelleştikçe bataklığa doğru gideriz. Başbakan ne demek, bir baba çocuklarını nasıl yetiştirmek ister aç mı bırakır. Çoluk çocuğuna sahip olmayan hiçbir şeye sahip olamaz. Biz on iki kardeşiz, ben bekârım ve bu ülkeye ben çocuk vermek istemem" dedi.
"Yıllardır zamlara alıştık"
Türkan Karabıyık; "Evler de ve iş yerlerinde fark ettik zammı. Yıllardır alıştık zamlara, kimsenin sesi çıkmıyor bizim de sesimiz çıkmıyor. Z kuşağından ümitliyiz, bu devranın değişmesi lazım bunun için de vergi sistemimizin, hükümetin her şeyin değişmesi gerekiyor. Genel olarak her şeyi ucu ucuna yetiriyoruz. Halkın bir kısmı ya çok zengin ya çok fakir ben de ucu ucuna yetirenlerdenim. Gazetelere bile zam geldi, iki liraydı iki buçuk oldu, yüzde yirmi beş zam geldi" dedi.
(Gülperi Çalışkan)