Yetişin, 3 büyükler batıyor!

709

 

Diğer büyüklerin de açıkları ona yakın. Artık, rekabet ve derbi kavramları hiçbir anlam ifade etmiyor. Marka değeri erozyona uğrayan Türk Futbolu’nda radikal kararların alınma zamanı geldi de geçiyor bile. 3 büyük takımın 5 ile 10 yıllık bir süreçte küçülmesinden başka hiçbir seçenek kalmadı. Bu zaman dilimi içinde yarışmacı kimliğe de gerek yok. Süper Ligde kalırlar ya da kalamazlar. Hiç önemli değil.  Pırııl pırıl Türk gençleriyle, örneğin U-21 takımları ile  çıksınlar maçlara. Bunu yaparken,   Türk futbolunun çehresini değiştirmeye önce Federasyon’dan başlayacaksın. Pek çok görev ve yetkiyi tıpkı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi donanımlı duruma getirilecek Kulüpler Birliği’ne vereceksin. Çünkü, malın sahibi, yani futbolun sahibi onlar. Başta maç naklen yayın gelirleri olmak üzere, kulüplerin menfaatine olacak pek çok yeniliği yürürlüğe koyacaksın. Bunlar neler mi ? Hemen ifade edelim, önce yabancı oyuncu kontenjanından başlayacaksın, bir takımda yaşı 30’u geçmeyen sadece 3 yabancı futbolcu olacak. Yerli oyunculara şans vereceksin.  Kendi oyuncunu keşfet – yetiştir – oynat ilkesinden hareketle öze dönüş yapacaksın. Sözün kısası Türkiye’yi yabancı oyuncu cennetinden çıkaracaksın. Şunu kabul edelim ki, ‘25-30 milyon taraftarımız var’ diyen 3 büyükler bu taraftarları nasıl kazandılar biliyor musunuz ? Fenerbahçe; Can, Lefter, Rıdvan, Selçuk Yula, Küçük – Büyük Fikretler, Şerefler, Oğünler, Ziya, Ercan Aktuna ve Yılmaz Şen’ler ile, Galatasaray; Metin Oktay, Turgay Şeren, İsfendiyar, Tarık Kutver, Candemir Berkman, Ayhan Elmastaşoğlu ve Yılmaz Gökdel’ler ile, Beşiktaş ise Baba Hakkı, Süleyman Seba, Nazmi Bilge, Recep Aranır, Metin, Ali Feyyaz’lar ile gönülleri kazanarak, renklerine aşık ettiler. İnanç ile takım ruhunu ortaya çıkardılar.  Yoksa bugünkü gibi, sahaya çıkan 11’in tümü yabancı futbolcularla değil. Türk Futbolu bitmiş, hala daha kimsenin haberi yok. UEFA Ligi’nde oynayan Fenerbahçe, Beşiktaş ve Akhisar’ın maçlarını bırakın Dünya’yı, Avrupa ülkeleri bile yayınlamıyor. Çünkü, kulüplerimizin hacmini, futbolunu, daha önemlisi marka değerini ne bilen var ne de takan. Zaten UEFA, finansal Fair-Play’de bu 3 büyük takıma ipotek koymuş. Var mı daha bunun ötesi.  Başka bir konuda şu. Bugüne kadar 3 büyükleri yöneten kişiler, kulüpleri borç batağına sokup, gitmişler. Bu zararları kim ödeyecek.?  Bununla ilgili bir yasa var mı. Bilen yok. Yargıtay bundan 6 ay önce aldığı kararla, “Takımları zarara sokanlar için, kulüp genel kurullarından alınacak onay ile mahkemeye başvurulabilir. Yapılan zararları eski başkan ve yönetimlerine ödettirebilirler” dedi. Buna rağmen, Yargıtay kararını uygulayacak bir babayiğit çıkmadı. Baksanıza, Beşiktaş’ı zarara uğratıp, kendisine 100 Trilyon borçlandıran Yıldırım Demirören Federasyon Başkanı olmuş. Koltuktan da kalkacağı yok. Yahu bu nasıl iş, anlamak mümkün değil. Başta Devlet’in yetkilileri olmak üzere, 3 büyük kulübün başkan ve yönetimlerinin bir araya gelip, radikal kararları alması gerekiyor. Önce küçüleceksin, 5-10 yıl sonra da Avrupa ile yarışır duruma geleceksin. 

Paylaş