Ulaşım olmadan turizm olmaz
Turizm sektöründe sermaye birikiminin sağlanamamasının büyük eksiklik olduğunu ifade eden Turizmci Hanifi Araz, ulaşım ağının bir an önce tamamlanması gerektiğini söyledi.
Çanakkale turizm sektörünün önemli isimlerinden Hanifi Araz sektörü değerlendirdi. 100?üncü Yıl çalışmalarının önemine değinen Araz, İstanbul?dan hızlı trenin Çanakkale?ye bağlanmasının kentin turizm alanında önünü açacağını savundu.
Olay: Genel hatları ile Çanakkale turizmini değerlendirir misiniz?
Hanifi Araz: Turizm sektörüne 2013 yılı itibari ile gözlem ve rezervasyon bazında bakıldığında olumlu gidiyor. Çanakkale turizminin yabancılar açısından başlangıç periyodu sayılan 25 Nisan törenleri, bu sene geçtiğimiz yıllara göre çok daha az katılımla gerçekleşti. Rezervasyon, gelecek yabancı müşteri sayısında geçen yıla göre artış var. Yerli müşteri sayısında da çok artış olmamakla birlikte seyrine olumlu şekilde devam ediyor. Yerli turizmde sıkıntı var. Katma değer olarak kent halkına, yatırımcılara, turizmcilere bir dönüşüm sağlanamıyor. Yıllardan bu yana sayıları da pek belli olmayan, 100 binlerle ifade edilen kalabalıklar, hafta sonu tatil günlerinde ciddi bir yoğunluk yaratıyor. Fakat bunun ekonomiye dönüşü olumsuz. Çanakkale bunu da halledebilir, konaklamaya dönüştürürse büyük bir adım atılmış olur. Gelibolu yarımadasına gelenler günübirlik geliyor. Bu da konaklamaya yansımıyor. Yerli turistler, yorgun bir şekilde konuyu çok da iyi öğrenemeden kaçar gibi gidiyorlar. Öğrenciler yasaklanmış olmasına rağmen gece yolculuğu ile yapılan turlarla Çanakkale?ye geliyorlar. Konaklamadan ayrılıyorlar. Bu bizim için bir handikap. Genel olarak kıyasladığımızda, bir önceki yıldan biraz daha iyi bir sonuç çıkacaktır.
Olay: Çanakkale de acentecilik ne durumda? Gelişme gösteriyor mu?
Hanifi Araz: Kentimizin turizm sektörü yıllardan bu yana sermaye birikimi sağlayamadı. İnsanlar acenteciliği yatırım için değil, geçinmek için yaptıklarından sermayesiz başlıyorlar. Oysa seyahat acenteciliği, tur operatörlüğü belli bir sermaye ile başlanılması gereken bir alan. Sermaye ile başlanılmadığından haksız rekabetler birbirini takip ediyor. Bugün Çanakkale?de seyahat acenteciliği sayısının artması, yeni ürün ortaya çıkması, daha fazla ziyaretçinin Çanakkale?ye gelmesinin sağlanması tanıtım açısından sevindirici. Sonuçlarına baktığımızda sayı ile paralel gitmediğini görüyoruz. Bunu Çanakkale?deki seyahat acentesi yapılarının sermaye birikiminden yoksun olmasına bağlıyorum. Bu, turizm işletmecileri, restoran, kafeterya, oteller için de geçerli. Çanakkale?de henüz uluslararası sermayeye bağlı otel yok. Sadece Kolin Hotel?i dışarıdan gelen yatırımcı olarak görebiliriz. Onlar da Çanakkaleli oldular. Diğer otellerde yatırımlarını yapıp hemen pazar kazanma hedefindeler. Çanakkale turizmi için en büyük sıkıntı sermaye birikimidir. Sermaye birikimi olmadan daha iyi tanıtım, turizm olmaz. Çanakkale?nin şanssızlığı rakibimiz konumunda olan iller, iyi düzeyde turizm yapmış, hedefi yakalamış olan bölgele,r devletin ciddi teşviklerinden sonra kalkınmışlar. Uluslararası yurt dışı kaynaklı krediler alarak kalkınmışlar. Biz Çanakkale?de maalesef bu anlamda ciddi devlet teşvikleri göremiyoruz. Geçtiğimiz yıllarda Gökçeada, Bozcaada, Geyikli yatırım teşvik listesine alındı. Fakat, onlarda sit sorunları var. Bu kötü bir şey değil. Çılgın bir betonarme yapılaşması Çanakkale için çok doğru değil. Çevre ile bütünleşen turizm Çanakkale?ye yakışır diye düşünüyoruz. Fakat tabi Gelibolu yarımadası dışarıda tutuldu. Ancak en büyük turizm hareketi orada oluyor. Milyonlarca insan geliyor herkesin işi iyidir algısı olabilir insanlarda. Ancak işi en kötü olanlar orada iş yapan turizmciler. Ziyaretçi anlamında bir turizm envanteri çıkartılmalı. Çanakkale?ye yerli yabancı kaç turist geliyor. İyi tespit edilirse iyi planlama yapılır. Yıllardan bu yana devletin eli Çanakkale?de biraz eksik kalıyor diye düşünüyorum. 25-30 yıl öncesi ile kıyaslandığında Çanakkale iyi bir yerde. Ama bununla yetinemeyiz. Turizm yeniliği zorunlu kılan bir sektör. Gelişime açık ve sürekli yatırım yapmalısınız. Artık günümüzde internet var ve turistler internet üzerinden rezervasyon yapıyor. Bu alanda mutlaka yatırım yapmak zorundasınız. Yatırım yapmazsanız, yapanlar sizin önünüze geçecek. Bu yerli bir yatırımcı olursa bu bizim şansımıza olur. Katma değer bu ülkede kalır. Her yerden bu işi yapabilmek mümkün. Yurt dışından biride bu işi ele geçirebilir. Anzac törenlerinde bunu görüyoruz. Artık bu iş bizden çıktı, yurt dışındaki operatörlerin eline geçti.
Olay: Çanakkale turizmde neyi eksik yapıyor?
Hanifi Araz: Biraz eğitim yönü eksik kaldı. Turizmi bilimsel anlamda yapamıyoruz. Teorik bilgilerden de yoksunuz. Kendimiz yaratmaktan ziyade birilerinden bir şey görüp hemen kopyalayarak uygulama yöntemi üzerindeyiz. Fiyat analizi yapmıyoruz. Turların maliyetlerini yıl bazında yapmadığımız için çok komik fiyatlarla satış yapıyoruz. 6 ay çalışıp bir dönem para kazanıyorsunuz 6 ay borç ödüyorsunuz. Kısır döngü devam ediyor. Sermaye birikimi sağlanmadan profesyonel kadrolaşma oluşmadan yeni fikirler üretmeden gelişemeyiz. Ben 25 seneye yaklaştı o gün yaptığımız programlar hala bugünde gündemdeyse bir değişiklik yapılamadıysa bunda bir yanlışlık vardır. Yeni programlar yapılmalı, yeni noktalara müşterileri götürmeliyiz. Bu yenilikleri yeni açılan acentelerde yapamıyorlar. Kalifiye eleman sorunumuz var. Yıllardan bu yana ÇOMÜ?de turizm bölümünde sektöre çok fazla insan alamıyoruz. Yabancı dil sorunumuz var. İngilizce tura çıkan rehber sayısı çok az.
Olay: 2015 yılında gerçekleşecek olan 100. Yıl törenlerine herkes kilitlenmiş durumda. Şafak ayinine gelenlerin sayısı azalıyor: 100. Yıl törenleri beklentiyi karşılayacak mı?
Hanifi Araz: 2015 yılı Çanakkale savaşlarının yüzüncü yıl dönümü. Avustralya ve Yeni Zelanda hükümetleri Gelibolu yarımadasına çok önem veriyorlar. Çünkü, İngilizlerin adına savaşa gelip katılmışlar. O savaştan sonra bu ülkeler ulus olma özelliğini kazandılar. Gelibolu yarımadasına gelen ziyaretçilerin artışı Mel Gibson?ın oynadığı Gelibolu filminden sonra arttı. Ülkede bu anlamda çok teşvikler yaptı. 1990?da geniş katılımlı tören yapıldı. Birçok ülkede canlı yayınlandı. Bu törenden sonra her yıl artarak devam eden süreç var. Yarımada çok büyük kalabalıkları kaldırmayacak bir tomografik yapıya sahip. Biz bir günde büyük kalabalıkların gelmesini değil bir yıla yayılan ziyaretçi, guruplarını daha çok tercih ediyoruz. Ne kadar çok ziyaretçi kalabalıkları olursa yarımadada çevre kirliliğine o kadar çok sebebiyet veriyor. Yüzüncü yıl 25 Nisan törenlerinde Avustralya, Yeni Zelanda ve Türkiye hükümetleri anlaşarak bu bölgede sayıyı 10.500 kişilik katılımla sınırladılar. Bu sınırlamaya saygı duyuyorum. Ama bence bu sayı çok az. İnsanlar yüzüncü yılda bu bölgeye gelmek istiyorlar. İyi programlanmak koşulu ile bu sayı 30 binlere çıkabilirdi. Ama artık karar verildi. Program aşamasına gelindi. Ben bu rakamın 15 binlere geleceğini düşünüyorum. Ondan sonraki dönem de yıl içinde çok daha fazla insanın geleceğini düşünüyorum. Yılda 50 bin kişi geliyor diye hesaplarsak bu üç misline katlanacaktır. Bu da bir fırsattır. İyi hizmet vererek Türk ziyaretçi sayısı da artacaktır. Mustafa Kemal Atatürk?ün doğduğu ve modern Türkiye Cumhuriyet?inin kuruluşuna sebebiyet veren bir savaş bu. Yerli turizm akınını da çok tetikleyecektir. İyi planlamalıyız. Çanakkale turizm ve yatırımcıları bunu fırsata dönüştürüp belli bir sermaye yapısına ulaşırsa bundan sonrasını daha rahat görüyorum. Bu iş bir paraya dayalıdır. Pazarlama, tanıtım, teknolojik yatırımlar paraya dayalı. 100. Yıldan sonra önümüzü biraz daha açık görüyorum. Bu bir üründür. Biz yapamazsak başkaları yapacak.
Olay: Rehberler acentelerin olmazsa olmazları arasında. Çanakkale de rehberler yeterli mi?
Hanifi Araz: 1990?da Çanakkale?de kokartlı, belgeli sadece üç rehber vardı. Bugün 50?nin üzerinde. Rehberler yerli turizm ağırlıklı. Rehberlerimiz asıl yabancı dillerini geliştirmemek durumunda kaldılar. Yabancı dille çalışan 10-15 rehber var. Hepsi aynı standartta değiller. Eğitim ve dil eksikliği tamamlanması gerektiğin de onlarda aynı fikirde. Ortak bir pasta var. Ne kadar kaliteli iş yaparsak müşteride kaliteli olur. Geleceğe olumlu olarak bakıyorum. İyi sonuçlar çıkacaktır diye düşünüyorum. Acenteci, otel yatırımcıları nasıl kendini geliştirmeliyse elbette rehberlerde kendilerini geliştirmelidir. Yeni yasaları çıktı. Odaları olacak. Kendi içinde meslek içi eğitimini arttırarak daha kaliteli hizmet sunacaklardır.
Olay: Turizmde yapılabilseydi dediğiniz proje var mı?
Hanifi Araz; Çanakkale dalış turizminde çok geç kalmıştır. Önemli batıkları olan bölgemizde maalesef kaliteli bir dalış turizmi yapılamıyor. Kurvaziyer turizmi için Çanakkale geç kaldı. Kepezdeki iskele maalesef kurvaziyer turizm için konumlandığı yer iyi değildir. Kurvaziyer turizm için iyi adımlar atılacağını duyuyoruz. Biz İstanbul?u çok iyi kullanamıyoruz. İstanbul yılda 10 milyon turist ağırlıyor. Konforlu bir ulaşıma ulaşım ağına sahip olmamamızdan kaynaklı olarak çok iyi bir potansiyel heba oluyor. Turistler Çanakkale?ye gelmek istiyor. Ama maalesef gelemiyor. Bizim yollarımız tamamlansa, 10 yıl önce çok daha konforlu ulaşım sağlayabilseydik bugün Çanakkale turizmi çok daha ileri bir noktada çok daha doygun bir noktada olabilirdi. Günümüz turisti hızlı ve konforlu ulaşımı tercih ediyor. Havaalanı büyütülüyor. Bu iyi bir şey ama ne yaparsak yapalım Çanakkale?ye günde sabah bir akşam bir uçak koyabiliriz. Bu iki uçak otellerin kapasitesini doldurmaz. Daha fazla uçak geleceğini düşünmüyorum. Çanakkale topyekun olmalı ve hızlı treni İstanbul?dan getirmeli. Bu ütopik gelebilir ama bunu yapmak zorundayız. Çanakkale?ye hızlı tren projesini dahil ettirmeliyiz. 100. Yıl projesi bu anlamda çok önemlidir. En azından başlatılması açısından önemlidir. Böyle bir konforlu ulaşım sağlanabilirse Çanakkale ihya olur. Çanakkale, Batı Anadolu turunun geçiş güzergahındadır. Tur operatörleri Çanakkale?yi iki üç gece tercih etmeyebilirler. Her geleni bir gece konaklatırsak 365 günü doldurunca aynı kapıya çıkarız. Önemli olan buraya daha fazla turisti nasıl getirebiliriz. Bir gece kalsın ama daha fazla turist gelsin. Bu konforlu ulaşımla olur. Balıkesir ve Edirne?ye bağlanan bütün bu yollarımız maalesef bitmedi. Konforlu bir ulaşım sağlayamayınca kaliteli müşteriyi bekleyemeyiz. Truva sapağından antik kente 5 kilometre yol yapamadık. Assos?un yolları ortada. Assos?a insanlar gidemiyor. Yol olmadan, ulaşım olmadan, turizm olmaz. Geriye dönüp bakınca ulaşım bitseydi daha büyük projelere imza atardık siye düşünüyorum. Bu da istihdam arttırır kente hizmet olarak geri dönerdi.