Uğur Mumcu için Cumhuriyet Meydanı`ndayız

Kitapları, yazılara ve gazetecilik anlayışlarıyla Uğur Mumcu’yu her zaman bir ışık olarak gören iki usta gazeteci – yazarın da hazır bulunacağı anma törenlerine bu yıl ilginin de yüksek olması bekleniyor. Türkiye’de her zaman saygı ve sevgiyle baştacı edilen Haluk Şahin ve Uğur Dündar’ın da katılacağı anma töreni ilk olarak saat 17.00`deCumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşecek.

750
"Bir mum bir karanfil" sloganıyla başlayacak anma etkinlikleri daha sonra saat 18’de Türkan Saylan Belediye Sosyal Tesislerinde devam edecek. Şiir dinletisi ve türkülerin söyleneceği anma törenin ardından Haluk Şahin ve Uğur Dündar okuyucularıyla söyleşi ve imza programında da bir araya gelme olanağı bulacaklar.
 
Çanakkale’de, Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu’nun ölümünün 19. yıldönümünde yayınlanan mesajlar ile Mumcu’nun katledilmesinin arkasındaki gerçeklere bir kez daha dikkat çekilerek, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için mücadele çağrısı yapıldı.
 
 
Uğur Mumcu’nun katledilişinin 19. yıl dönümünde yapılacak anma törenlerinde Gazeteci – Yazar Haluk Şahin ve Uğur Dündar’da Çanakkale’de olacak...
 
Mumcu için mesaj yağdı
Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu’nun ölümünün 19. yıldönümü nedeniyle mesaj yağdı. CHP Çanakkale Milletvekilleri Ali Sarıbaş ile Serdar Soydan, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP İl Başkanı Hamza Karagöz ve CHP İl Gençlik Kolları Başkanı Işıl Bozyiğit anma mesajı yayınladı.
 
 
Sarıbaş’ın mesajı
CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş, katledilişlerinin yıldönümü nedeniyle Uğur Mumcu ve Prof. Dr. Muammer Aksoy’u özlemle andı. Sarıbaş; “Uğur Mumcu 24 Ocak 1993’te karanlık güçlerce arabasına yerleştirilen bomba ile evinin önünde katledilişinin üzerinden tam 19 yıl geçti. Aramızdan koparılarak katledilen Demokrasi Şehidi Uğur Mumcu, ömrünün sonuna kadar hep Demokrasiden, Emekten ve Emekçiden yana oldu ve sömürüye karşı çıktı. Bu uğurda baskı ve zulüm gördü, 12 Mart Döneminde Ankara Hukuk Fakültesinde asistanlık yaparken, gözaltına alınarak tutuklandı. Askerliğini Ankara Mamak’ta “Sakıncalı Piyade” olarak yaptı. Yön, Kim, Devrim, Tük Solu, Ortam, Akşam, Milliyet ve Yeni Ortam gazetelerinden sonra, katledildiği 24 Ocak 1993 tarihine kadar Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı.
 
Laik, Demokratik ve Çağdaş Hukuk Devletimizin, Türkiye Cumhuriyet’imizin yılmaz bekçisi ve ödünsüz savunucusu Uğur Mumcu yüze yakın kitap yazdı. 31 Ocak 1990 akşamı Ankara’da evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu katledilen Prof. Dr. Muammer Aksoy, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde öğretim üyeliği, 1961 Anayasasının hazırlanmasında komisyon sözcülüğü ve CHP Parti Meclisi üyeliği görevlerinde bulundu. 12 Mart’ta tutuklanan Prof. Dr. Muammer Aksoy Ankara Barosu Başkanlığı da yaptı.
 
Laik, Demokratik ve Hukuk Devletimizin yılmaz bekçisi ve ödünsüz savunucusu Uğur Mumcu’nun katledilişinin üzerinden 19 yıl,  Demokrasi ve Hukuk Aşığı Prof. Dr. Muammer Aksoy’un katledilişinin üzerinden ise 22 yıl geçti. Katledilişlerinin üzerindeki sır perdeleri ne yazık ki hala çözülemedi. Malum çevrelerin seslerini kısacaklarını, susturacaklarını zannettikleri bu Demokrasi Şehitlerimizin katledilişleri ters tepmiş, milyonlarca Uğur Mumcu’ları, Muammer Aksoy’ları doğurmuştur.
 
Her yıl olduğu gibi bu yıl da milyonlar katillerini nefretle ve kinle lanetleyecekler. Demokrasi ve Şehitler haftası dolayısı ile Demokratik, Laik ve Çağdaş Hukuk Sistemimizden yana olan Tüm Yurtseverlere, Atatürkçülere, Emekçilere ve Tüm Halkımıza Baş Sağlığı diliyorum.  Demokrasi Şehitlerimiz Uğur Mumcu ve Prof. Dr. Muamer Aksoy’u ve nezdinde tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle, saygıyla ve özlemle anıyorum” dedi.
 
 
Soydan’ın mesajı
Yayınladığı mesaj ile Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu’yu anan CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan; “1993 yılından bu yana düzenlenen hafta, demokrasi ve adaletin kurumsallaşması için el ele veren demokratik kitle örgütlerinin yerel yönetimlerin, suskun kalmayan tüm aydınların ortak başarısıdır. Bu anlamlı haftada 24 Ocak 1993 yılında karlı bir Ankara sabahında evinin önünde, ailesinin gözleri önünde haince bir saldırı sonucu yaşamını kaybeden, gazeteci yazar Uğur Mumcu ve tüm demokrasi şehitlerimizi anıyoruz, yaşatıyoruz, yaşatmaya devam edeceğiz.
 
Çağdaşlaşma, ilerleme ve aydınlık günlerin düşmanı kişiler tarafından haince katledilen Kalpaksız Kuvay-i Milliyeci Uğur Mumcu, yaşamı boyunca yüreğini, beynini, emeğini halkının doğru bilgilenmesine adamıştır. Uğur Mumcu’nun bir düşün insanı olarak yıllar önce toplumun dikkatine sunduğu konuların bugün hala gündemdeki yeri ve önemini koruduğu görülmektedir. Bu da Mumcu’nun ne kadar iyi analizler yapabildiğini ve uzak görüşlü bir düşün insanı olduğunu kanıtlamaktadır.
 
Uğur Mumcu, Cumhuriyet devrimlerinden, Mustafa Kemal’den aldığı çağdaşlaşma ışığını yıllar boyunca gazetesindeki köşesi,sempozyumlar, televizyonlar ve onlarca kitabı ile kamuoyuna aktarmaya çalışmıştır.Bıraktığı eserlerle hala aydınlatmaya, ışığını yaymaya devam etmektedir. AKP’nin son 10 yılda uyguladığı politikalar sonucunda Adalet ve Demokrasi anlayışı rafa kaldırılmış, siyasal iktidar kendine özgü, kendi anlayışında bir “Adalet ve Demokrasi” anlayışını hâkim kılmak için tüm imkânlarını seferber etmiştir.
 
İktidara muhalif olanlara, yıllardır yargılanmaları devam eden ve örgüt üyesi suçlamalarına maruz kalan gazetecilere, yazarlara, bilim insanlarına, belediye başkanlarına, eski genelkurmay başkanına, milletvekillerine karşı şahin kesilen siyasal iktidar, Dink davası sonucunda kendi kurdukları hukuk düzenini eleştirecek, şikâyet edecek duruma gelmiştir. AKP’nin kurmak istediği ‘hukuk düzeni’ sonucu yaşanan hukuksuzluklar, adaletsizlikler tüm kamuoyunun hatta karar veren hâkimlerin bile verdikleri kararlardan dolayı vicdanlarını sızlamaktadır. Yaşananların tek sorumlusu siyasi iktidardır. Kurulmak istenen AKP hukuk sistemidir. Bu anlamlı haftada unutulmaması, yaşatılması gereken tam bağımsızlık ve demokrasi bilincidir.
 
Bu bilinçle; gerici, baskıcı ve sömürücü güçlere karşı koymalıyız. AB ve ABD ile onların işbirlikçilerinin dayatmalarına, faili meçhul cinayetlere, yolsuzluklara, adaletsizliğe ve haksızlıklara karşı suskun kalmayacağımızı dile getirerek, Adalet ve demokrasinin tam anlamıyla yerleştiği bir toplum talebimizi bıkmadan ve usanmadan yineleyerek, terörsüz ve savaşsız bir dünya özlemimizi hep birlikte güçlü bir şekilde ifade etmeliyiz. Karanlıklar aydınlığa ancak bu şekilde dönüşebilir. Bizler bu vatanın gerçek sahipleriyiz. Atatürk’ün mirasçılarıyız.Onlar “Geldikleri gibi gideceklerdir.”Yeter ki “Dinlenmemek üzere yola” çıkalım, uyumayalım, uyuşturulmayalım. Dirilelim, bir olalım, birlik olalım” dedi.
 
 
Gökhan’ın mesajı
Adalet ve Demokrasi Haftası nedeniyle mesaj yayınlayan Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, mesajında; “Ülkemizde Uğur Mumcu`nun öldürüldüğü 24 Ocak ile Muammer Aksoy`un öldürüldüğü 31 Ocak tarihleri arası "Adalet ve Demokrasi Haftası" olarak kayıplarımızı unutmamak, unutturmamak, bıraktıkları izleri korumak için çeşitli etkinlikler düzenlediğimiz, adalet ve demokrasi için sesimizi daha da yükselttiğimiz günlerdir.
 
24 Ocak 1993 günü evinin önünde düzenlenen bombalı saldırıyla sonsuzluğa uğurladığımız Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu`nun, faili hala meçhul bir cinayete kurban gitmesinin üzerinden 19 koca yıl geçti. Ne yazık ki ülkemizde demokrasi adına, aydınlanma adına,  karanlıkta hiç bir şeyin kalmaması adına cesurca öne çıkan gazetecilerimiz, aydınlarımız, bilim insanlarımız geçmişte cesaretlerinin bedelini vicdansız pusularda hayatlarıyla, bugün ise cezaevlerinde tecrit edilerek ödemeye devam ediyorlar. Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Onat Kutlar, Metin Göktepe, Hrant Dink`le birlikte barıştan, demokrasiden, aydınlıktan yana ne çok şey yitirdik. Onlar inandıkları düşünceleri, bu düşüncelerin ışığıyla aydınlatmak istedikleri ülkeleri ve halkları adına yılmadan, her zaman ölüme bir adım yakın durdular. Düşüncelerini savunmaktan, doğru bildiklerini söylemekten bir an bile tereddüt etmemiş, yılmamış, yıldırılamamış korkusuz tüm demokrasi şehitlerimize bizlere kattıkları için teşekkür ediyor, anıları önünde saygıyla eğiliyorum” dedi.
 
 
Karagöz’ün mesajı
CHP İl Başkanı Hamza Karagöz ise yayınladığı mesajda şu şekilde konuştu: “Tarih 24 Ocak 1993…Ülkemizi ortaçağ karanlığına geri götürmek isteyen ve karanlıktan medet uman, aydınlanma düşmanı canilerin katlettiği Uğur Mumcu`nun ölüm yıldönümünde, anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Uğur Mumcu, Cumhuriyet’ten ödün veren tüm odaklara karşı mücadele etmiş, onları deşifre etmiş  ve her zaman aynı tavrı göstermiş bir yurtseverdi. Uğur Mumcu; emperyalizmin çok boyutlu oyunları ile, Ülkemizi üs olarak kullanmak ve  toplumumuzun laiklik duygularını çökertmek isteyenlere karşı Atatürkçü çizgisi ile, Ulusumuzun direnme gücüne güç katmıştır. Bu nedenle onun katledildiği 24 Ocak 1993 tarihi ile 31 Ocak 1990’da öldürülen Prof. Dr. Muammer Aksoy’un ölüm yıldönümlerini belirleyen 24 Ocak-31 Ocak günleri arasındaki hafta ‘Adalet ve Demokrasi Haftası’ olarak belirlenmiştir.
 
Onlara sahip çıkmak ve anmak  laik  Türkiye Cumhuriyeti`ne sahip çıkmak, Atatürk devrimlerine ve ilkelerine sıkı sıkı sarıldığımızı kanıtlamak demektir. Çağdaşlık yolundan asla dönmeyeceğimizi, dosta düşmana göstermek ve  ne olursa olsun çağdışı düşüncelere geçiş tanıyamayacağımızı haykırmak demektir. Cumhuriyeti ve getirilerini sindiremeyenlere karşı yürümek demektir. Türkiye üzerinde çirkin emelleri olanların sinsi oyunlarını temelinden bozmak demektir. Bağnazlığa karsı savaşan devrim şehitlerimizin sonsuza dek ölümsüz olduklarını vurgulamak, Cumhuriyetin korunması ve yaşatılması konusunda hiçbir özveriden kaçınmayacağımızı ilan etmek demektir.
 
Ülkemizin birlik ve bütünlüğünü her zaman koruyacağımıza ant içtiğimizi duyurmak içindir. Demokrasiyi ve tam bağımsızlığı yaşam felsefesi kabul eden, adaletin özgürlüklerin güvencesi olduğunu kitlelere anlatmaya çalışan Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Abdi İpekçi ve daha pek çok aydınımız katledildi. Bizler katledilişinin 19. yılında başta Uğur Mumcu olmak üzere, dün silahlarla bombalarla bugün ise Silivri’de zindanlarda susturulmaya çalışılan aydınlarımıza yani geleceğimize sahip çıkıyor, tüm Demokrasi şehitlerimizi Adalet ve Demokrasi Haftasında saygıyla anıyoruz.”
 
 
Bozyiğit’in mesajı
CHP İl Gençlik Kolları Başkanı Işıl Bozyiğit, ölümünün 19. yıldönümünde gazeteci-yazar Uğur Mumcu’yu yayınladığı mesaj ile andı. CHP İl Gençlik Kolları Başkanı Işıl Bozyiğit, yayınladığı anma mesajında şu ifadelere yer verdi:
 
“24 Ocak 1993, bir pazar sabahı, Ankara kar altında… Uğur Mumcu, halk her şeyi bilsin diye yazdı, kapalı kapılar ardında ülkemiz bölünmesin diye yazdı ve karanlığa ışık tuttuğunu gören hainler Türkiye’yi daha da karanlığa sürükleyebilmek için Uğur Mumcu’nun kalemini kana düşürdüler. Aydınlanma yolunda ilerlerken, aydınlanmanın ışığının kitlelere ulaşması her devirde, hep engellenmek istenmiştir. Işığın getirdiği aydınlıktan, bilgiden ve gerçeklerden, karanlık ilişki ağlarını çıkar ilmekleriyle örüp, halkın yarınlarını çalanlar korkarlar. Ve bu korkuyla da sürekli baskı, zulüm yaparlar ve ölüm emirlerini yağdırırlar.
 
Son otuz yıldır aydınlarımızın, aydınlanmanın ışığını topluma aktarmak isteyen o güzel insanlar, bu korkakların verdikleri emirlerle baskı ve zulüm görmüşler, arkalarında dul eşler, öksüz ve yetim çocuklar, acılı ana babalar bırakarak öldürülmüşlerdir. Bu toplumda adalet ve demokrasi, ancak, dayatmalara, baskılara, hoşgörüsüzlüğe, işkenceye, haksızlığa direnen yurttaşların çoğalmasıyla yerleşebilir. Onlarca Atatürkçü rastgele ölmediler. Kahpe katiller tarafından özellikle hedef seçildiler. Türkiye Cumhuriyetini yok etmeyi amaçlayan güçlerce planlanan tertiplerle haince katledildiler. Çünkü onlar; Demokrattılar, barıştan, bilimden yanaydılar. Talana vurguna karşıydılar. Gerçek yurtseverdiler. Terörün her türlüsüne, bölücülüğe, gericiliğe karşıydılar. Din tüccarlarına karşıydılar. Atatürkçü düşüncenin gerçek savunucuları idiler. Laiklikten ve hukukun üstünlüğünden yanaydılar. Ulusal bütünlükten yanaydılar. Bölücü ve dinci terörün üzerine korkusuzca gidiyorlardı. Namuslu gazetecilik yaparak halkın gerçekleri öğrenmesini sağlıyorlar, kalemlerini satmıyorlardı. Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin, Türkiye üzerindeki hain emellerini açıklıyorlardı.
 
Türkiye’nin laik, demokratik ve çağdaşlık temelindeki Kemalist devlet yapısından vazgeçmesi, bunun yerine etnik ve dini cemaat temelindeki bir federatif yapılanmayı benimsemesi, içte ve dışta pek çok etkili çevre için bir isteriye dönüşmüştür. Bu karanlık komplo ve oyunların boşa çıkarılması için hepimize büyük sorumluluklar düşmektedir. Onların çizdiği bu yolda devam ederek, bu uğurda canlarını veren tüm Demokrasi şehitlerimizi Adalet ve Demokrasi Haftasında saygıyla anıyoruz.”
Paylaş