23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında Çanakkale Nazım Hikmet Kültür Merkezi Girişimi tarafından bu yıl 4’üncüsü düzenlenen Berkin Elvan Uçurtma Şenliği, Esenler Mahallesi’nde bulunan Özgürlük Parkı`nda çeşitli etkinlikler ile gerçekleştirildi. Çok sayıda çocuk ve ailelerinin katıldığı etkinlikte Çanakkale Nazım Hikmet Kültür Merkezi Girişimi adına açılış konuşması yapan edebiyatçı yazar Reyhan Yıldırım; "Haziran Direnişi’nin hazin kaybı Berkin yaşasaydı, bugünlerde, heyecanla üniversiteye girmeye hazırlanan telaşlı bir delikanlı olacaktı. Hatta son referandumda oy bile kullanacaktı. Fakat işte, büyümez ölü çocuklar. O, gür kara kaşları, geniş gülümsemesi, elinde ekmeği ve bir türlü yükselemeyen uçurtmasıyla belleklerimize çakılı kaldı. ‘Onlar’, Berkin dahil pek çok başka çocuğa da sebep oldular, olmaya devam etmekteler. Ülkenin her yerinde kurşuna, çatışmaya, canlı bombaya, tecavüz ve benzeri her tür şiddete maruz kalan çocuklar var. İki milyon kadarı, çocukları "ucuz iş gücü" olarak gören patronların tezgahlarında, yüzde 80`ini kayıt dışı olmak üzere, çalıştırılıyorlar. Hemen hepsi her çeşit yokluk ve yoksunlukla mücadele etmek zorunda" dedi. Açılış konuşması sonrasında uçurtma atölyesinde çocuklar büyüklerinin yardımı ile kendi uçurtmalarını yaptılar. Etkinlikte Çanakkale Nazım Hikmet Kültür Merkezi Girişimi tarafından oluşturulan çocuk korosu şarkılar söyledi. Seslendirilen şarkıların ardından, Bremen Mızıkıcıları adlı oyun sahnelendi. Etkinlikler kapsamında oluşturulan Resim Atölyesi`nde ise çocuklar hayal güçlerini yansıttılar.
“Çocukların sorgulamasını amaçlıyoruz”
Etkinlikler kapsamında kurulan Evrim Atölyesi`nde de çocuklara, çeşitli hayvan örnekleri ile uygulamalı olarak hayvanlar tanıtılırken, oyunlar ile evrim anlatıldı. ÇOMÜ Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı’nda Akademisyenlik yapan Prof. Dr. Sibel Hayretdağ, evrim atölyesinde yapılan çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulundu. Hayretdağ; “Bizim burada yaptığımız şey, aslında doğada evrimi görmemiz çok zor, ama doğadaki her örnek evrime hizmet eden bir parça. Buraya çeşitli hayvan örneklerini getirdik ve bu örnekler üzerinden hayvanların yaşam ortamlarına nasıl uyum sağladıklarını, ne gibi özellikler geliştirdiklerini, birbirleri ile ilişkilerini göstermeye çalıştık. Getirdiğimiz hayvan örnekleri üzerinden çocuklara dedik ki, bunlardan hangileri bir birine daha yakın veya akraba olarak görürsünüz, onlar da kertenkeleleri, kurbağaları bir araya topladılar. Renklerinde neye göre değişim olduğunu, vücut yapılarında kendi yaşam alanlarına göre nasıl değişimler gösterdiklerini, evrimsel süreçte hangi özellikler kaybolmuş, hangi özellikler kaybolanların yerini almış, neden böyle olmuş, bu gibi süreçleri örnekler üzerinde göstermeye çalıştık. Aynı zamanda bir takım örneklerde de iskelet özelliklerini ortaya koyduk. Çünkü biz de hayvanlar ile birlikte benzer iskelet özelliklerine sahibiz. Çocuklar da aslında bu sorulara kendileri cevap verdiler. Buradaki amacımız aslında bir farkındalık yaratmak. Doğaya farklı gözle bakmalarını, en önemlisi hayvanları zehirli, zarar verebilir diye öldürmemeleri gerektiğini anlatıyoruz. Birlikte yaşadığımız, aslında onların yaşam alanlarını istila ettiğimiz canlıların yaşam alanlarını korumamız gerektiğini farkına vardırmaya çalıştığımız bir atölye oluşturduk. Burada yaptığımız, üniversitede öğrencilere yaptığımızdan farklı bir şey değil. Bir farkındalık oluşturmak aslında. Körü körüne bize anlatılanları kabul etmek yerine, araştırıp, sorup, daha fazla okumalarını, daha çok irdelemelerini sağlamalarını amaçlıyoruz. Evrim dersi anlatan bir kişi olarak bana bile inanmamalarını gerektiklerini, Sibel Hoca dediyse doğrudur, demelerini istemiyorum. Sibel Hoca böyle dedi, ama gerçekten bu böyle-mi demelerini öğretmeye çalışıyorum” dedi.
(Burhan Mert Balcı)