Eğitimin ve öğrencilerin iyi yetişmesi amacıyla, tüm kuruluşların kaygı ile gayretlerinin kıymetli ve olağan olduğunu ifade eden Demirbaş açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Ancak, özellikle STK’ların, bu tür faaliyetlerini kendi kulvarlarında yürütmesine azami özen gösterilmelidir. Örgün eğitimde, okul ve öğretmenin rol ve işlevi, başka hiçbir unsur ve sürece devredilemez! Milli Eğitim Bakanlığı personeli olan 1 milyonu aşkın öğretmenimiz, milletimizin bizlere emaneti olan evlatlarımızı çağın gerektirdiği evrensel yeterliliklere sahip, millî ve manevi değerleri benimsemiş, sağlıklı ve mutlu bireyler olarak yetiştirme azim, donanım ve liyakatine haizdir. Örgün eğitim sürecinde, dışarıdan unsurları okullarımızın işlevinin bir parçası yapmak, öğretmenimize güvenmemek ve yeterliliğini sorgulamak demektir. Ki, böylesi bir tutum da öğretmenlerimize hakarettir! Özellikle eğitimci kimliğinden yoksun, pedagojik formasyonu olmayan, çocuk ve öğrenci psikolojisinden bihaber profillerle örgün eğitim sürecine dâhil olmak, geleceğimize ihanet anlamı taşımaktadır. Hele ki, okullarımız ve öğrencilerimiz, adı ve sıfatı ne olursa olsun hiçbir oluşum ve grubun, proje ve deney sahası olamaz! Ülkemiz bu husustaki tedbirsizliklerin bedelini 15 Temmuz’da acı şekilde ödemiştir. Milletimize benzer travmaları yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur! Tarihi vebali vardır…”
(Haber Merkezi)
En iyi site deneyimi sağlamak için 🍪 çerezlerden faydalanıyoruz. Detaylı bilgi için lütfen tıklayınız.