Trigliserit, polimer mi? Bu soru, hem sağlık hem de kimya ile ilgilenen birçok kişinin merak ettiği bir konudur. Trigliserit ve polimer kavramlarını anlamak için öncelikle ne olduklarını ve nasıl oluştuklarını bilmek gerekir. Bu yazımızda, trigliserit ve polimer nedir, aralarındaki farklar nelerdir, trigliserit yüksekliği ve düşüklüğü ne anlama gelir gibi soruların cevaplarını bulabilirsiniz.
Trigliserit, kanda bulunan bir yağ türüdür. Besinlerle alınan ve hemen kullanılmayan fazla kaloriler vücutta trigliseridlere dönüştürülür. Daha sonra kullanılmak üzere bu enerji yağ hücrelerinde birikir. Uzun süreli açlık, spor gibi fazla enerji gerektiren aktiviteler, hormon üretimi gibi durumlarda bu depolarda bulunan trigliseridler enerjiye dönüştürülür.
Trigliseritler vücut için gerekli olan yağ asitlerinin kaynağıdır. Ayrıca hücre zarları, hormonlar, vitaminler ve sinir sistemi için önemlidir. Ancak kandaki trigliserit seviyesi normalden fazla veya az olursa sağlık sorunlarına yol açabilir.
Polimer, birçok tekrar eden alt birimden oluşmuş çok büyük moleküllerden veya makromoleküllerden oluşan bir madde veya malzemedir. Geniş özellik yelpazesinden dolayı, hem sentetik hem de doğal polimerler, günlük yaşamda temel ve her yerde bulunan bir rol oynarlar.
Polimerler polistiren gibi bilinen sentetik plastiklerden biyolojik yapı ve işlev için temel olan DNA ve proteinler gibi doğal biyopolimerlere kadar çeşitlilik gösterirler. Hem doğal hem de sentetik polimerler, monomerler olarak bilinen birçok küçük molekülün polimerizasyonu yoluyla oluşturulur.
Trigliserit polimer değildir. Çünkü trigliserit tek bir molekül türünden oluşmaz. Trigliserit, üç adet yağ asidi molekülünün bir adet gliserol molekülüne bağlanmasıyla meydana gelir. Bu nedenle trigliserit yapısında farklı moleküler gruplar bulunur.
Polimer ise aynı veya farklı monomerlerin tekrar eden zincir şeklinde bağlanmasıyla oluşur. Polimer yapısında aynı moleküler grupların tekrarı söz konusudur.
Kandaki trigliserit düzeyinin 150 mg/dL’nin üzerinde olması trigliserid yüksekliği olarak tanımlanır. Trigliserid yüksekliği kalp ve damar hastalıkları riskini artırır. Ayrıca pankreatit, karaciğer yağlanması, diyabet, obezite gibi hastalıklara da neden olabilir.
Trigliserid yüksekliğinin belirtileri arasında karın ağrısı, mide bulantısı, kusma, ateş, terleme, solunum güçlüğü, göğüs ağrısı gibi durumlar sayılabilir. Trigliserid yüksekliği olan kişilerin doktora başvurmaları ve tedavi almaları gerekir.
Kandaki trigliserit düzeyinin 50 mg/dL’nin altında olması trigliserit düşüklüğü olarak tanımlanır. Trigliserit düşüklüğü nadir görülen bir durumdur ve genellikle başka bir hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkar. Trigliserit düşüklüğüne neden olan hastalıklar arasında hipertiroidi, malabsorpsiyon, malnütrisyon, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, enfeksiyonlar, kanser gibi durumlar sayılabilir.
Trigliserit düşüklüğünün belirtileri arasında kilo kaybı, kas erimesi, yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık, enfeksiyonlara yatkınlık gibi durumlar sayılabilir. Trigliserit düşüklüğü olan kişilerin doktora başvurmaları ve tedavi almaları gerekir.
Trigliserit seviyesini normal aralıkta tutmak için sağlıklı beslenme, egzersiz yapma, alkol ve sigara tüketiminden kaçınma gibi yaşam tarzı değişiklikleri yapmak gerekir. Ayrıca doktorun önerdiği ilaçları kullanmak da önemlidir.