Transfer çılgınlığı

Kulüpler UEFA’nın mali kriterlerine rağmen, bütçelerini zorlayarak yüksek bonservis bedelli futbolcuları renklerine bağlamaktan kaçınmıyor. Özellikle 3 büyüklerde Milyon Dolar ve Euro`lar havalarda uçuşuyor. Ulusal basın ise sansasyonel transfer haberleri üretmeyi marifet sayıyor

566
20 Haziran 2013 tarihinde start alan “Kulüp Değiştirme Dönemi” ses getirmeye devam ediyor. UEFA`nın mali kriterlere uyulmasını istemesine , Fenerbahçe ve Beşiktaş`ın Avrupa Liglerine katılıp, katılamayacağı henüz  belli olmamasına rağmen,  3 büyükler başta olmak üzere Süper Ligin diğer kulüpleri, ekonomik yetersizlikleri had safhayı bulan PTT  Birinci Lig ile İkinci ve Üçüncü Lig kulüpleri transferde oldukça hoyrat davranarak, hareketli günler yaşıyor. Bütçelerini aşarak kulüplerin geleceklerini riske atmaktan çekinmiyor.  Akıllı ve mantıklı transfer politikası izleyen bazı profesyonel kulüpler ise daha çok maliyetleri düşük olan genç futbolculara yöneliyor. Avrupa standartlarına göre, yüksek olan transfer ücretleri böylece bir nebze olsun aşağıya çekilmiş oluyor. Bonservisi elinde olup, serbest dolaşım hakkına sahip 23 yaş ve üstünde olan futbolcuların rağbet gördüğü bu pazarda oyuncuların menajerleri belirleyici roller üstleniyor.
Özellikle, Anadolu kulüplerinde “Keşfet – Yetiştir – Türk futboluna kazandır” mantık ve anlayışı hala daha geçerlilik taşıyor. Bu modelin Türkiye profesyonel liglerinde kabul görmesi, kulüplerin alt yapı kadrolarının sağlıklı şekilde işlemesi ile mümkün olabiliyor. Şimdi,2. ve 3.lig kulüpleri  5 Eylül 2013 tarihine kadar devam edecek kulüp değiştirme döneminde “Bekle, gör. Sonra transfer yap” politi-kasını benimsiyor.  Bu arada, başta Beşiktaş Kulübü olmak üzere önceki sezonlarda yapılan transferlerde bilinçsizce harcanan yüksek ücretlerin bedeli ise ağır biçimde ödeniyor.
 
Transfer dedikoduları
Gün geçmiyor ki sansasyonel transfer haberleri çıkmasın ulusal basında.  Maalesef dedikodular manşet oluyor yaygın basının spor gazetelerinde. Küçücük bir duyum alan 8 sütuna manşet atıyor günü kurtarmak için.  Hakikatlar çıplak gezmeyi sever, ama bu ilkeye uyan yok ki ? Nasılsa satılıyor, okunuyor ve fanatizmin hüküm sürdüğü futbol olgusunun içinde arz-talep meselesi bir şekilde karşılanıyor. Yazan memnun, okuyan razı. Şöyle bir düşünün, transfer döneminin başladığı 20 Haziran’dan buyana özellikle 3 büyüklere spor gazetelerinin yakıştırdığı “aldı, alıyor, yarın imzalıyor“ dediği futbolcular ayyuka çıktı.  Resim çekip, ona kafasına göre alt yazı yazan kişiye “gazeteci” deniyor bu ülkede. Nerede kaldı Gazeteciler Cemiyeti’nin ilkeleri ile basın yasası. Bilgisayarın karşısına geçen haber yazmak yerine kişisel yorumunu dikte ediyor okuyucusuna.  Oysa haberde  şeffaflık, yalınlık, objektiflik ilkeleri verilerle desteklenmeli, “5N 1K“ formülü uygulanmalıdır. Daha kötü spor gazeteciliği yapanlar da var.  Bakın, size bu transfer döneminde 3 büyüklere geleceği söylenen yerli ve yabancı futbolcularla ilgili bazı rakamlar vereyim. Spor basını; Fenerbahçe’ye 64, Galatasaray’a 49 ve Beşiktaş’a 46 oyuncuyu yakıştırarak, transfer edilmelerine mutlak gözle bakıldığını yazdı. Yazık …  bu alemde ilkesizlik,ilke olmuş bir kere….
Paylaş