"Tartışma zemini için önemli" yorumu
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve "Yitik Miras-Zeus Sunağı" kitabının yazarı Prof. Dr. Ali Sönmez, Berlin Eyaleti Adalet, Çeşitlilik ve Ayrımcılık Senatörlüğü Müsteşarı Saraya Gomis`in "Prensip olarak şahsen Bergama Sunağı ve Nefertiti büstünün iade edilmesinden yanayım." sözlerinin çok önemli olduğunu söyledi. Milattan önce 2. yüzyılda inşa edilen ve 1868-1870 yıları arasında götürüldüğü Berlin`de sergilenen Zeus Sunağı`nın Türkiye`ye iadesi için başlatılan çalışmalar sürüyor. Kültür ve Turizm ile Dışişleri bakanlıklarının yanı sıra belediyeler ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının da katkı verdiği çalışmalara Almanya`dan destek geldi. Berlin Eyaleti Adalet, Çeşitlilik ve Ayrımcılık Senatörlüğü Müsteşarı Gomis`in, bir gazeteye verdiği demeçte Zeus Sunağı`nın Türkiye`ye iade edilmesi yönündeki açıklamaları Türkiye`de olumlu karşılandı. "Yitik Miras-Zeus Sunağı" kitabının yazarı Prof. Dr. Ali Sönmez, yaptığı açıklamada, Zeus Sunağı`nın dünya kültür tarihinin en önemli eserlerinden birisi olduğunu belirtti. Sunağın 140 yıldır Türk topraklarının dışında Almanya`da bulunduğunu hatırlatan Prof. Dr. Sönmez, bu konudaki en büyük tartışma konusunun; Almanların sunakla ilgili verilen kazı izinlerinin tamamının Osmanlı Devleti tarafından kendilerine verildiğini belirtmeleri olduğunu söyledi. Sürece ilişkin bilgi veren Sönmez, "1878 yılında bir kazı izni var tamamen siyasal baskıyla verilen. Sonrasında da 1886`ya kadar Zeus Sunağı`nın birtakım parçaları Almanya`ya gitmiştir. Ancak burada üzerinde asıl durulması gereken konu, Alman tarafının iddialarının aksine 1868 ve 1878 arasındaki bu kazı, izni verilmeden daha önce Carl Humann, Bergama`dan Zeus Sunağı`na ait olan parçaların bir kısmını götürüyor. Humann, 1863 senesinde Osmanlı`ya inşaat mühendisi olarak gelir ve 1868 yılından itibaren de kendi ifadesiyle, kendi anılarında geçer bu, Zeus`a ait olan parçaları toplamaya başlar. Hatta ufak bir müze oluşturduğunu Bergama`da belirtir. İlk olarak da 1872 senesinde Zeus`a ait olan bazı parçaları Almanya`ya gönderdiğini ifade eder." dedi. Carl Humann`ın başka bir ifadesinde ise 1877`de yine sunağa ait parçaları gönderdiğini anlattığını ifade eden Ali Sönmez, sözlerini şöyle sürdürdü: "1872 ve 1877 yılları arasında başka gönderilen olduğunu da tahmin etmek güç değil. Bizim talebimiz tabii ki 1868 ve 1878 arasındaki 10 yıllık kazı izni alınmadan önce sunağa ait hangi parçaların ne kadarının gittiği. Maalesef biz bunu hala Alman yetkililerden öğrenebilmiş değiliz. Bu son derece önemli. Çünkü Zeus Sunağı`na evet bir kazı izni verilmiştir. Sunağa ait olan parçaların verilmesi, Osmanlı Devleti tarafından onaylanmıştır. Ama hepsi bu kazı izninden sonra gitmemiştir. Kazı izninden önce Zeus Sunağı`na ait olan parçalar Carl Humann tarafından çalınarak Almanya`ya götürülmüştür. Ve biz bu parçaları tabii neler olduğunu talep ediyoruz. Öğrenmek istiyoruz."
"Sadece siyasi olarak halledilecek bir mesele değil aslında"
Prof. Dr. Ali Sönmez, Berlin Eyaleti Adalet, Çeşitlilik ve Ayrımcılık Senatörlüğü Müsteşarı Gomis`in Bergama (Zeus) Sunağı ve Nefertiti büstünün geldiği topraklara iade edilmesine ilişkin sözlerini oldukça olumlu bulduklarına işaret etti. Bunun çok sevindirici bir gelişme olduğunu aktaran Sönmez, şu değerlendirmede bulundu: "Çok uzun yıllardır sunağın Türkiye`ye gelmesi için Türkiye Cumhuriyeti Devleti dahil olmak üzere girişimler devam ediyordu. Fakat hep bu girişimlerde `Biz izinle aldık` duvarına çarpıyorduk. Müsteşar Saraya Gomis`in bu açıklaması son derece önemli. Sadece siyasi olarak bu mesele halledilecek bir mesele değil aslında. Bu sivil toplum kuruluşları ve belediyelerle toplumsal bir mutabakatın sağlanması son derece önemli. Hiç şüphesiz ki bu gelişme en azından karşı tarafla masaya oturup Zeus Sunağı meselesini tartışılabilecek bir zemin oluşturma açısından son derece önemli görüyorum ve önemsiyorum." Zeus Sunağı gelişmesinin yurt dışına kaçırılan Troya Hazineleri için de bir zemin oluşturabileceğini vurgulayan Ali Sönmez, sözlerini şöyle tamamladı: "Troya Hazineleri`nde biliyorsunuz Osmanlı Devleti dünyada ilk eski eser davasını açmıştır Atina`da. Heinrich Schliemann, yani hazineleri kaçıran kişi, Atina Kraliyet Mahkemesi`nde mahkum olmuştur. Hazineleri onun kaçırdığı belgelenmiştir. Hiç şüphesiz ki daha sonra Almanya`ya verilmiştir eserler. Almanlardan da İkinci Dünya Savaşı sırasında Rusların eline geçmiştir. Asıl yerine bu topraklara dönmesi çok önemlidir. Bu gelişme bir zemin oluşturabilir. Son derece güzel, Avrupa`nın en iyi müzelerinden birisine sahibiz. Bunların da geri gelmesi için görüşmelerin hep devam ettiğini biliyoruz. Tabii ki bütün bunlarda toplumsal bir tabanın oluşması ve bunların geniş bir tabana yayılarak talep edilmesi hem Türkiye`de hem de karşı taraf dahil olmak üzere ancak bu şekilde halledebiliriz. O yüzden bilinçlenme ve bunun üzerinde herkesin ittifak etmesi son derece önemli."
(AA)