Türkiye`de sosyal yaşamın tüm boyutlarını etkilemeye devam eden Coronavirüs, futbol takımları ile birlikte voleybol ve basketbol ekiplerini de vurdu. Bir kulüp takımının müsabaka oynamak üzere salon ya da sahaya çıkması artık eskisinden çok daha zahmetli ve zor. Virüse yakalanan oyuncu ve takımların karantinaya alınması, bu sürenin 14 güne kadar uzaması, fiziksel, zihinsel ve ruhsal çöküntüler had safhada. Yapılan her karşılaşmadan önce gerçekleşen testler, hijyenik koşullar, sahaya çıkana dek sosyal mesafeyi koruma çabaları, milyonlarca liraya kurulan takımların maçlara sürekli eksik kadrolarla çıkması, hedeften sapma, seyircisiz oynama, taraftar ve medya baskısı, sık sık tehir edilen maçlar, ekstra harcamalar, yıpratılan yönetimler-teknik heyetler - futbolcular ve nihayetinde kaybedilen puanların karşılığı olan Eurolar her geçen zaman diliminde Türk Futbolu`nu sevimsiz hale getiriyor. Dumansız sanayi de denilen bu sektör cazibesini yitiriyor. Takımların rakipleri, artık sadece sahalarda değil, aynı zamanda çarşıda, sokakta, pazarda, sosyal alanın tüm boyutlarında virüs olarak kendini hissettiriyor. Bu zaafiyetler çerçevesinde, zayıfın her zaman için güçlüyü yenebileceği futbolda, Corona`dan korunmayı başarabilen takımlar uzun ve zorlu lig maratonlarında emeklerinin karşılığını alarak, hedeflerine ulaşabilecekler. Hastalığın pençesine çaresiz kalan kulüpler ise bu kez sahalarda ikinci bir hayal kırıklığı yaşayıp, yollarına düşe kalka devam edecekler.
(Haber-Yorum; Cahit Göveren)
En iyi site deneyimi sağlamak için 🍪 çerezlerden faydalanıyoruz. Detaylı bilgi için lütfen tıklayınız.