Mahalle abilerinin kendi kalesinden başlayıp, bütün oyuncuları çalımlamaya çalıştığı ve daha ikinci adamdan topu kaybedip gol yediği, her şuttan sonra; “gol mü, direk üstü mü?” tartışmalarının yaşandığı, birbirimize efsane futbolcu isimleriyle hitap ettiğimiz, küçükleri fasulye olarak görüldüğü, şişman çocuğun hep kaleye geçtiği, araba geldiği an maçın durduğu, top sahibinin istediği kişileri oynattığı, ayak numarası umursanmadan kalenin boyutunun ayarlandığı, kaleye geçenin aynı zamanda oyunda da olabildiği ve en önemlisi Arda Turan’ın da dediği gibi bize küfür etmeyi öğreten ama anneye-kız kardeşe küfür edilmeyeceğini de öğreten yerdir mahalle maçları… Çocukluğu sokakta geçenlerin aşina olduğu 10 sokak futbolu kuralını derledik.
1) Adamın gol diyo!
“Gol oldu mu, olmadı mı?” tartışmaları sürerken rakip takımın oyuncusu golü kabullenirse, bir anda herkes “Adamın gol diyo!” diye bağırmaya başlar. Tartışma, o laf ağızdan çıktığı an bitmiştir. Ne kadar itiraz edilirse edilsin kendi takımının oyuncusu kabullendiği için gol sayılır. O çocuk da ya kaleye ya defansa geçirilir zaten.
2) 3 korner 1 penaltı
Mahalle maçları, genelde dar alanda oynandığından ve az kişi olduğundan kornerlerin fazla etkisi olmaz. 3 korner 1 penaltı kuralı sayesinde kornerler anlam kazanır ve herkes topu kornere atmaktan çekinir. Çünkü 3 kere atarsa rakip takıma bir penaltı kazandıracak ve takım arkadaşlarından azar yiyecektir.
3) Atan alır
Mahalle maçlarında bu sözü duymadığımız bir gün olmazdı. Birinin topa vurup çok uzağa göndermesinden sonra herkesin “atan alır!” diye bağırması ve topu uzaklara yollayan çocuğun baskılara dayanamayıp topu getirmesi ile olay sonuçlanırdı.
4) Mahallenin iki yıldızı aynı takımda oynamaz
En iyi oynayan iki oyuncu aynı takımda yer alamaz çünkü kadrolar eşit olmaz. Çözüm olarak mahallenin iki 10 numarası aldım-verdim yaparlar ve geriye kalan oyuncuları aralarında pay ederler.
5) Topu patlatan parasını öder
Her şeyin bir bedeli vardır. Mahallede de bu, topu patlatınca parasını ödemekti. Aslında top kim bilir kaç yıllık, yumurtası çıkmış, patlamanın eşiğinde ama en son topa sen vurdun ve patladı mı? Parasını vermek zorundasın. Eğer vermezsen ya mahalle abisinden dayak yiyeceksin ya da bir daha ki maçlarda oynamayacaksın. Seçim senin.
6) Para yerine taş
Maça kimin başlayacağına, bir tarafına tükürülmüş taş belirler. Yassı taş havaya atılır ve yaş mı kuru mu seçimini doğru bilen maça başlar.
7) Kaleciye ceza
Sabit kaleci olmadığı zamanlar, 2-3 golde bir kaleci değişir, dönüşümlü kaleye geçilirdi. Ancak kaleci hatalı gol yerse veya bilerek yediğini düşünürsek 2-3 gol, olur sana 6-7 gol.
8) Penaltıda kaleci değişirse 2 penaltı kullanılır
Penaltı olduğu zaman, takımın her mevkide oynayabilen(!) yıldız oyuncusu, iki penaltı birden kurtarabileceğini düşünüp kaleciyi çıkarır, kendisi kaleye geçer ve genellikle ilk penaltıdan hüsrana uğrar. İlk penaltı gol olursa, ikinci kullanılmaz zaten.
9) Adamın devam etti!
“Adamın gol diyo!”nun bir farklı versiyonu olan “Adamın devam etti!”; yine bütün moralimizi bozan, uğruna belki tekme yediğimiz, belki yere düşürüldüğümüz ama bu fedakarlığın hiçbir işe yaramadığı kuraldır. Rakip takımdan biri bize faul yapar ama bizim takımımızdaki oyuncu oynamaya devam ettiği için faul sayılmaz. Ne kadar itiraz edersen et rakip takımdaki tüm çocuklar seferber olur; “Adamın devam etti, adamın devam etti!” diye durmadan bağırırlar. Sinirlensen de, bir şey demez ve oyununa devam edersin.
10) Ezan okununca maç biter
Durum kaç kaç olursa olsun ezan okununca genellikle topun sahibi eve gider ve maç o şekilde biter. Bazen topun sahibi insaflı davranır ve o zaman “atan kazanır” kuralı devreye girer. Maçı yarıda bırakıp yarın devam ederiz dense de, yarın aynı kadro toplanmaz, devam falan edilmez. İnanmayın
Not; Topun sahibi olan tip, oynamayı bilse de bilmese de oynar. İsterse bu anlattığımız kurallara uymaz. İstediği çocuğu oynatır, istediğini oynatmaz. Kendine kötü davrananı maçın ortasında çıkarabilir. Maçı istediği zaman bitirebilir. Kısacası bu çocuk her şeye hakimdir. Topun sahibi de adam gibi adam olursa, o maçın tadından yenmez.
Kaynak; Almankale sitesi