Tecrübeli Antrenör Fadıl Kurt, 12 değişik ülkede 24 takımın katılımıyla oynanan Avrupa Futbol Şampiyonası finallerini OLAY Okurları için analiz etti. Kurt Hoca, şunları söyledi. " Pandemi sonrası seyircisiz başlayıp, seyircili devam eden şampiyona, futbola olan hasretimizi giderse de, Milli Takımın erken vedası tam bir hayal kırıklığı oldu. Avrupa Şampiyonasında en çok dikkatimi çeken, Organizasyon boyunca görev alan hakemlerin otoritesi ve kendilerine duydukları özgüven oldu. Bizim hakemlerimiz için bir örnek olur mu bilmem, ancak özellikle VAR uygulamaları bizim için kesinlikle örnek olmalı. Öyle dakikalarca inceleme yok, her pozisyonda devreye giren bir VAR`da yok. Öncelikli karar maçın hakeminin kendi kararı, bu yüzden maçlar çok daha akıcı oynandı.
Milli Takımız hayal kırıklığı yarattı belki ancak, bu sonucu ülke olarak çok çabuk kabullenmedik mi? Oysa ki bu sefer BİZİM ÇOCUKLAR SLOGANI ile Avrupa`yı sarsacak, belki de yarı final veya final oynar hatta neden olmasın, Avrupa Şampiyonu bile olabilecektik. Halbuki, çok değil, bir kaç ay önce Milli Takım olarak UEFA C ligine düşmemiş miydik. Oynanan hazırlık maçlarında gördük ki, Milli Takımın bu şampiyonada, bu oyun anlayışı ile başarılı olması imkansız. Türkiye, milli takımlar düzeyinde yıllardır iyi bir jenerasyon denk gelirse, o kuşağın yetenekleriyle sonuca gitmeye çalışıyor. O jenerasyon, o şampiyonada formda değilse hayal kırıklığı devreye giriyor. Nitekim, öyle oldu. Futbolcularımız önemli bir turnuvada değil, sanki ter antrenmanındaymış gibi kendilerini hiç zorlamadılar. Çünkü, onları hesaba çekecek, bu fiyaskonun bedelini ödetecek Federasyonları yoktu. Türk futbolunun alt yapısına eğitimine 10 milyon TL aktarmaktan aciz Federasyon, Gruptan çıktıkları ve Şampiyonaya katıldıkları için onları 75 milyon TL ile ödüllendirmişti. Güler misin, ağlar mısın. Kesinlikle bir sistemimiz ve oyun anlayışımız yok. Ama, İsviçre gibi, Belçika vb gibi ülkeler, inşa ettikleri altyapı ve sistemleriyle bu şampiyonada varlıklarını sürdürdü. Bir sisteme sahipseniz, sizi yukarıya, bu sistem ve bu sisteme yıllarca uyum sağlamış oyuncular taşıyor. Şampiyonanın favorilerinden Almanya, Fransa ve Portekiz yarı finali bile göremedi.
TFF bu şampiyonadan gerekli dersleri çıkarıp, yeni bir planlamaya gitmek zorundadır. En başta yapması gereken, günlük başarıya dayalı bu anlayıştan vazgeçmeli ve kendine bir ekol belirlemelidir. Bu ekole uygun bir teknik adam tespit etmeli ve kesinlikle alt yapılarda görev yapacak antrenörler, bu Teknik Direktörün seçimine bırakılmamalı. Her yönü ile donanımlı tecrübeli eğitmenler seçilmeli, futbolu yeni bırakmış dört büyük kulübün futbolcularından antrenör yapılması, uygulamalarından süratle vazgeçmelidir. Avrupa`da ve Dünya`da hiç bir Federasyon antrenör kadrolarını futbolu yeni bırakmış ünlü futbolculardan oluşturmuyor. Federasyon, Milli Takım için belirleyeceği sistem üzerinden yürüyerek, yepyeni bir altyapı projesi başlatmalı. Tüm kulüplerin altyapıları tek bir merkezden ve tek bir sistemle yönetilmeli. Bunun için eğiticiler, eğitime alınmalı. O eğitimcilerin denetimde olmalı, tüm altyapılar ve Kulüp altyapıları bu sisteme göre dizayn ve organize edilerek milli bir çalışma programı ve bir oyun sistemi inşa edilmeli.
Dev Şampiyonada en çok dikkatimi çeken , senede en az 30 milyon Euro kazanan dünyaca ünlü starların, takımları yenildiği için veya şampiyona veda ettikleri için saha içinde döktükleri gözyaşları ve üzüntüleriydi. Darısı bizim Milli Takımın sporcularına. Ha tek başına futbolcuları suçlamak doğru mu, tabi ki de değil, baş sorumlu milli duyguyu bu futbolcuların iliklerine kadar işletemeyen Federasyondur. Şampiyonayı kim kazanır, O`nu da pazar günü hep birlikte öğreneceğiz."