Seyhan Boztepe “Çanakkale Bianeli marka oldu”

Çanakkale’de uzun yıllardır, kent sanat hayatının önemli aktörlerinden biri olan, son olarak Çanakkale Bienali Kurucu ve yöneticisi Seyhan Boztepe, Çanakkale OLAY Gazetesi’ne yaptığı açıklamaları ile kent sanatını değerlendirdi. Boztepe Uluslararası Çanakkale Bienali’nin bir kent markası olduğunu ifade etti.

885
Kent sanat hayatının önemli isimlerinden biri olan Uluslararası Çanakkale Bienali Direktörü sanatçı Seyhan Boztepe, gazetemiz Çanakkale OLAY’in sorularını yanıtladı. Kent sanatına değinen Boztepe, Çanakkale Bienali’nin bir marka olduğunu ifade ederek, “Evet, Uluslararası Çanakkale Bienali gelinen noktada artık uluslararası bir markadır. Çanakkale`nin bunca mevcut, kendinden menkul ya da yaratılmış değerlerinin yanında, son dönemlerin belki de dünyayı-çağını en iyi anlamış, yerelde-ulusalda ve uluslararası boyutta ilişkiler yaratabilmiş, toplumun her katmanı için bağlar kurmayı, ilişkilenerek anlamayı ve anlaşmayı sağlayabilen-hedefleyen yeni ve parlak bir değer olarak öne çıkmaktadır” dedi.
 
 
 
 
“2015, tarihsel bir dönem”
Boztepe, Çanakkale Savaşları’nın 100’üncü yılın ciddi bir biçimde ele alınması gerektiğini ifade ederek, “100. yıl yaklaşıyor. Durum böyle olunca, vakanın ya da vakaların önemini de düşündüğümüzde, sıradan bir bakış açısıyla konunun ne denli ciddi planlanması gerektiği tartışılamaz. Bütün bunların yanında ülkede, bölgede ve dünyada olup bitenler, sadece Çanakkale`de değil 2014`ün 1. Dünya Savaşı`nın 100. yılı olması dolayısıyla da ekstra belirginleşen bir tarihsel dönem bu. Binlerce yıldır çok büyük çatışmalar, dünyanın kaderini etkileyecek en etkili savaşlar bu coğrafyada yaşanmıştır. Çanakkale Savaşları da bunlardan biridir. Bu savaşın tarafları ve günümüze kadar dönüşen anlayışlarla oluşan değerler, barışı işaret etme yönünde evrilmiştir” dedi.
 
İşte sanatçı Seyhan Boztepe’nin Çanakkale OLAY’a yaptığı o açıklamalar;
Olay: Sayın Boztepe, sanatçı, akademisyen, STK yöneticisi, küratör gibi farklı kimlikleri bir arada taşıyan biri olarak, Çanakkale`deki sanat üretimlerini ve etkinliklerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Seyhan Boztepe: Öncelikle bu kadar farklı görünen çalışmaların içinde olmanın getirdiği sorumluluklar ve yoğunluğun yanında, gerçekte her işin ve konunun birbirini beslediğini, birbirini dengelediğini söylemeliyim. Çok çeşitlenen üretimlerin sağladığı pozitif motivasyon işleri hızlandırıyor ve çıtayı yükseltme konusunda bir iç iş bölümü yaratıyor.
Çanakkale`de sanat etrafında gelişen çalışmaların bir sonucu olarak kendiliğinden güdülenen organizasyonların, merkezci bazı genel politikaların yansımalarına ve bana göre de dayatmacı denilebilecek etkinliklere kıyasla çok daha enerjik ve bir o kadar heyecan taşıyan, kapsayıcı, bütünlüklü ve kolektif-gönüllülük ruhuna sahip olduğunu düşünüyorum. Buradan bakışla, neredeyse hiç bir başka durum için söylenemeyecek şey bu kentte sanat ve sanatın paylaşılmasını amaçlayan konular için geçerli kılınabilmiştir. Çanakkale`de 2000`lerin hemen başındaki sanat, özellikle de çağdaş sanat konusundaki etkinliklerin bu ivmeli çıkışını "korsan-gerilla-kısadevre-enformel" diyebileceğim, normal işleyişlerin dışında bir durum olarak görüyorum. Gelinen noktada yapılan çalışmalarla etkinlik organizasyonları her ne kadar formal ve kurumsal yapılarla temsiliyetler kazanmış görünüyorsa da bir yandan bu hınzır ve uslu durmaz mirastan vazgeçmeme tercihini saklı tutuyorlar.
 
Olay: Kentte son yıllarda ivme kazanan kültür ve sanat etkinliklerinde iki önemli kavşak dikkat çekiyor: Bunlardan biri Çanakkale 2010 Projesi, bir diğeri ise kurucu-yöneticisi olduğunuz, 3’üncüsü geçen sene gerçekleşen ve büyük ilgi toplayan Uluslararası Çanakkale Bienali. Bu etkinlikler kente neler kazandırdı sizce?
Seyhan Boztepe: Evet, Uluslararası Çanakkale Bienali gelinen noktada artık uluslararası bir markadır. Çanakkale`nin bunca mevcut, kendinden menkul ya da yaratılmış değerlerinin yanında, son dönemlerin belki de dünyayı-çağını en iyi anlamış, yerelde-ulusalda ve uluslararası boyutta ilişkiler yaratabilmiş, toplumun her katmanı için bağlar kurmayı, ilişkilenerek anlamayı ve anlaşmayı sağlayabilen-hedefleyen yeni ve parlak bir değer olarak öne çıkmaktadır. Doğrusu kullandığı kanallar, disiplinler, üretim biçimlerinin çeşitliliği, hatta neredeyse sınırsızlığı, bu değerin bir organizma gibi yaygınlaşmasını sağlayan en önemli gücü yaratıyor. Çanakkale 2010, kentte sivil çalışmaların öncülüğünü yapan ve birçok konuda üretimler gerçekleştirmiş birlikteliklerin varlığı ve deneyimleri ile bienal etrafında örgütlenen ve kentte, ülkede, dünyada çok farklı işlerden ve farklı yaş gruplarından oluşan Çanakkale Bienali İnisiyatifi`nin tüm bileşenleriyle aktif olarak katıldığı bir çalışma olmuştur. Proje bir yanıyla  kendiliğinden örgütlenen ve disiplinli-üretken-sorumluluk gerektiren süreli işlerin de gönüllülük esasıyla yapılabileceğini ve böylelikle yaratılan örnek çalışma pratiklerini geliştirerek kentteki farklı sivil çalışma alanlarına uyarlayabilecek formüllerin yaratılabildiğini düşünüyorum. Bu fikrimi destekleyen bir gelişme olarak; Çanakkale 2010`un, merkezi Barselona`da bulunan Uluslararası Yerel Yönetimler Birliği tarafından dünyaya bu anlamda örnek gösterilmesini verebilirim.
 
OLAY: Şimdi önümüzde Çanakkale 2015, 100. yıl süreci var. Bu konudaki görüşünüz nedir?
Seyhan Boztepe: 100. yıl yaklaşıyor. Durum böyle olunca, vakanın ya da vakaların önemini de düşündüğümüzde, sıradan bir bakış açısıyla konunun ne denli ciddi planlanması gerektiği tartışılamaz. Bütün bunların yanında ülkede, bölgede ve dünyada olup bitenler, sadece Çanakkale`de değil 2014`ün 1. Dünya Savaşı`nın 100. yılı olması dolayısıyla da ekstra belirginleşen bir tarihsel dönem bu. Binlerce yıldır çok büyük çatışmalar, dünyanın kaderini etkileyecek en etkili savaşlar bu coğrafyada yaşanmıştır. Çanakkale Savaşları da bunlardan biridir. Bu savaşın tarafları ve günümüze kadar dönüşen anlayışlarla oluşan değerler, barışı işaret etme yönünde evrilmiştir. Tüm bu bağlam ve kavramsal çerçeve, sanat üretimleri yoluyla, yaratıcı, eleştirel ve çözümleyici yöntemlerle geniş kitlelerin gündemine taşınmalıdır. Kentte bu konuda çalışan ve üreten uluslararası proje deneyimleri bulunan ve hatta 2015 için projeler geliştirmiş ve uygulama yolunda bulunanların katkı vermesini gerekli kılan bir sürecin içindeyiz. Kurumsal anlamda da; karşılayan muhatap olarak, güvenilen, gereksinimleri hızlı reflekslerle çözümleyebilen, derleyen, düzenleyen, koordine eden, üretimleri zenginleştirebilen, pozitif anlamda denetleyen, her türlü kişi-grup-kurumsal yapıyla uygun dili kurabilen, bir organizasyon yapısı oluşturulmalıdır.
 
OLAY: Peki bu anlamlı konuda üretmeyi düşündüğünüz, yarın başlasam dediğiniz ilk iş nedir?
Seyhan Boztepe: Yıllardır üzerinde düşündüğüm ve eskiz planlamalarını bitirip hazır hale getirdiğim, kentin barış vizyonuyla örtüşecek, tarih boyunca doğu ve batının birbirine hükmedebilme çabasına tanıklık eden, egemenlik-bağımsızlık savaşlarına sahne olan bu coğrafyada, savaşların olgunlaştırdığı-sağlamlaştırdığı “barış” fikrini tematik biçimde işleyen, 2015`i de insani temelli bu anlayışla ölümsüzleştirecek bir çalışma. İnsanları Çanakkale`ye girer girmez karşılayacak konumda bulunacak bir "DÜNYADA BARIŞ ANITI".
 
Paylaş