"Seçim sonrası ekonomik reformlar hayata geçirilmedi"

782

 Son günlerde yaşana döviz kurunun tarihsel yükselişi ülkeyi tedirgin ediyor. Dün itibari ile dolar 6.40’ınüzerinde işlem görürken, Euro ise 7.30’un zerine çıktı. Ekonomistler, ABD ile Türkiye arasında tansiyonun yükselmesi sonrası Türk Lirası’nın hızla değer kaybetmesine yol açan yükselişin devam etmesi halinde, ülkeyi büyük bir ekonomik krize sokacağı yorumlarında bulunuyorlar. Çanakkaleli oda ve birlik başkanları yükselen döviz kurunu, yükselişin ülke ekonomisine getirisini ve ne yapılması gerektiğine dair görüşlerini Gazetemiz Çanakkale OLAY’la paylaştılar. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) Başkanı Selçuk Semizoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, ekonomik savaş algısı yaratan yorumlara itibar etmediklerini söyledi. Semizoğlu, artışın doğru tespit edilerek değerlendirilmesi ve Merkez Bankası tarafından gerekli tedbirlerin biran önce alınması gerektiği görüşünü paylaştı. Çanakkale Sanayiciler ve İş İnsanları Derneği  (ÇASİAD) Başkanı Semih Başaran, kur artışlarını endişeli bir şekilde izlediklerini söyledi. En büyük tehlikenin artan faiz maliyetleri olduğunu ifade eden Başaran, seçim sonrası planlanan ekonomik reformların bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Çanakkale Müteahhitler Birliği Başkanı Hakan Vural, son yıllarda alınması gereken ekonomik tedbirlerin alınmadığı gibi popülist politikaların ön plana çıkmasını, bu neticeyi doğuran en önemli faktörler olarak değerlendirdi. Vural; “24 Haziran’da yapılan seçimlerin üzerinden 2 aya yaklaşan süreç geçmesine karşın hala orta vadeli bir programın açıklanmaması, orta vadeli programlar diye üniversitede verilen dersler tarzında bilgilerle bilgi verilmesi, kurdaki şahlanışın temel nedeni olsa gerek” dedi.

 
“Ekonomik savaş algısı yaratan yorumlara itibar etmiyoruz”
Kurdaki artışlara karşı paniğe kapılmamak gerektiğini belirten ÇTSO Başkanı Semizoğlu; “Döviz kurlarında yaşanan artışı Ülkemiz için bir tehdit gibi göstererek piyasalardaki huzursuzluk ve ekonomik savaş algısı yaratan yorumlara itibar etmiyoruz.  Büyüme eğilimi gösteren Ülkemizde bu artışın doğru tespit edilerek değerlendirilmesi ve Merkez Bankası’nın gerekli tedbirleri alması gerekiyor. Türkiye’nin büyüme sürecinden, bulunduğu coğrafyadaki gücünden rahatsız olan çevre çok geniş. Anlık, günlük düşünmemeli, paniğe kapılmamalı, bu çevrelerin bilinçli hareketine prim vermemeliyiz.  Kurdaki dalgalanmadan daha fazla etkilendiğimiz bir gerçek olmakla birlikte bu durum sadece Türkiye ile ilgili de değildir.  Üretim ile büyüyecek güçlü ve büyük Türkiye,  bu oyundan da meydan okuyarak çıkacaktır. Bu refleks, bu azim ve sağlam temel iş dünyasında mevcuttur. Yılmayacağız, daha çok çalışacağız, bu saldırıya üretim ile cevap vererek gücümüzü kırmalarına müsaade etmeyeceğiz” dedi.
 
“İlk tehlike faiz maliyetlerinin daha da artacak olması”
Kur artışlarını endişe ile izlediklerini ve seçim sonrası ekonomik reformların hayata geçirilmesi gerektiğini dile getiren ÇASİAD Başkanı Başaran; “Geçtiğimiz hafta yaşanan kur artışlarını iş insanları olarak endişeli bir şekilde izledik. Hepimizin gördüğü ilk tehlike faiz maliyetlerinin daha da artacak olması, ülke ekonomisi olarak tüm finansal dinamiklerin beraber hareket ederek, piyasalara olumsuz yansımaların en aza indirgenmesi gerekir. Bunun yanında seçim sonrası planlanan ekonomik reformları bir an önce devreye almalıyız. Enflasyon ve maliyetlerimiz ile kararlı bir şekilde mücadele edersek kur ve faizler de normalleşecektir. Dış borcumuz ve cari açığımızın yüksek olması sebebiyle, anlaşmazlıkları çözüme kavuşturmalıyız” dedi.
 
“Popülist politikaların ön plana çıkması, bu neticeyi doğuran en önemli faktörler”
Kurdaki artışların sebeplerini sıralayan Müteahhitler Birliği Başkanı Vural; “Ülkemizde son haftada yaşanan kur dalgalanmalarını üzüntü ve endişe ile izliyoruz. Son yıllarda alınması gereken ekonomik tedbirler alınmadığı gibi, popülist politikaların ön plana çıkmasını bu neticeyi doğuran en önemli faktörler olarak değerlendiriyorum. Maalesef ki ekonomi yönetiminin bu noktadaki duyarsızlığı bize bu neticeyi getiriyor. 24 Haziran’da yapılan seçimlerin üzerinden 2 aya yaklaşan süreç geçmesine karşın hala orta vadeli bir programın açıklanmaması, orta vadeli programlar diye üniversitede verilen dersler tarzında bilgilerle bilgi verilmesi, kurdaki şahlanışın temel nedeni olsa gerek. Bu noktada tepeden aşağı tüm ülke yönetimindeki birimlerin, şapkayı önüne koyup düşünmesi lazım” dedi.
  
“Tedbirler alınmazsa ülke ekonomisi çöküşe gidecektir”
Gerekli tedbirlerin alınmadığı takdirde ülke ekonomisinin çöküşe doğru gideceğini vurgulayan Vural; “Bizler, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak bu yönetime ülkeyi iyi idare etsinler diye oy verdik ve güvendik. Bu noktada evet dış güçlerinde faktörü var. Şu an Amerika bize manipülasyon yapıyor. Bunlar kabul ama önce biz hatayı başkasında değil, içimizde aramalıyız. Bu iradeyi gösterdiğimiz takdirde tekrar kurlar ve piyasa stabil hale gelecektir. Bunu gösteremezsek de bu günleri günü iyi gün olarak hatırlamamız mümkündür. Bu bağlamda inşallah günü iyi gün değil, kötü gün olarak hatırlayacağımız bir gün olmasını temenni ediyorum. Çok acil vakit geçirmeksizin rakamlara dayalı ve bu noktada ki iradeyi en üst makamlarla sergileyecek şekilde irade belirtmemiz gerekir. Yoksa ülkenin ekonomisi ciddi şekilde maalesef çöküşe uğrayacak” dedi. 
(Eren Aşnaz)
Paylaş