"Ruhsatsız" şirketin faaliyeti de karşısındaki direniş de devam ediyor!

1910

 Kirazlı Balaban’da devam eden çadırlı nöbet, birinci yılına yaklaşırken, Çanakkale Barosu’nun çevre mücadelesine katkısını ve söz konusu bölgede Alamos Gold şirketinin devam eden projelerini Çevre ve Kent Hukuku Komisyon Başkanı Avukat Ahmet Ozan Yılmaz değerlendirdi. Yılmaz, 11 Eylül 2012 tarihinde Ağı Dağı ve Kirazlı Altın madenleri ve zenginleştirme tesisi projeleri ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen “ÇED Olumlu” kararlarına karşı yürütmeyi durdurma talepli iptal davaları açıldığını söyledi. Yılmaz, projelerle, Ağı Dağı, Kirazlı ve Çamyurt madenlerinde binlerce ton siyanür kullanılacağı, siyanür barajları oluşturacağı ve yer altı suları başta olmak üzere su kaynaklarını ve doğayı kirleteceği, böylelikle doğal yaşamı ve insan yaşamını doğrudan olumsuz biçimde etkileyeceğini söyledi. Madenci şirketlere yönelik açılan davalarla hukuki mücadelenin de sürdüğünü ifade eden Avukat Yılmaz, şirketin basın yoluyla, henüz maddi anlamda da kesin bir karar olmadığı, İlk Derece Mahkemesindeki davaların kazanıldığı dönemde de yanıltacak şekilde açılan davaların haksız ve mesnetsiz olduğu söylentilerini yaymaya çalıştığını da vurguladı. Yılmaz, “Şu anda dahi projede kesilmesi, katledilmesi ön görülen orman varlığının çıplak gözle bile görülebileceği üzere 4-5 katı ağaç ve bitki talan edilmiştir. Yani şirket, ÇED sürecinde taahhüt ettiği(!) orman kıyımının çok daha fazlası bir alanı yok etmiş durumdadır. Ormanın tamamen rehabilite edilmesi ise teknik olarak mümkün değildir. Çünkü orman varlığı bir bütün halinde ekosistem oluşturmaktadır” dedi.

 

“Bölgedeki ormanlar 283 bitki türüne ev sahipliği yapıyor”

Maden sahası, Atikhisar barajının ve barajı besleyen su toplama havzası üzerinde bulunuyor. Bölgedeki akarsularla beslenen barajın, tarımsal sulamadan, Çanakkale ve çevre yerleşim alanlarının su ihtiyacının tamamını karşılama konusunda tek kaynak olduğunu ifade eden Yılmaz, “Siyanürlü Altın Madeni alanının yüzde 98,7’si orman alanında bulunmakta ve yalnız bu bölgede 18 memeli, 41 kuş, 10 sürüngen ve 117 böcek türü yaşamaktadır. Projede önemli bir kısmı katledilen ormanlar 283 farklı bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır. Proje alanında tespit edilen türlerin 7’si dünyada sadece Türkiye’de yaşamaktadır. Altını topraktan ayrıştırmakta kullanılan siyanürün ise tamamının bertaraf edilmesi teknik olarak dahi mümkün değildir. Suyumuz, toprağımız ve havamız geri dönüşü mümkün olmamak üzere kirletilmek, yok edilmek istenmektedir” dedi.

 

“Kesilen cezalar hukuka aykırıdır”

“Söz konusu şirket çalışma ruhsatı yenilenmemesine rağmen alandaki varlığını sürdürmektedir” diyen Yılmaz, “Alanda direnen yurttaşlar da nöbetlerine devam etmektedirler. İdare ise alanda Anayasal Protesto hakkını kullanan vatandaşlara COVID-19 Pandemisini bahane ederek, İl Hıfzıssıhha Kurul kararını gerekçe göstererek idari para cezaları kesmektedir. Bu durum açıkça kanundan kaynaklanan yetkinin kötüye kullanımıdır. Hukuka aykırıdır” dedi.

 

“Altın madenciliğini Kazdağları’mızda istemiyoruz”

Kirazlı Balaban Bölgesinde 350 günü aşkın bir süredir çadırlı nöbeti sürdüren yaşam savunucularından Ferzan Aktaş, “26 Temmuz 2019`da başlayan çadırlı Kazdağları nöbetimiz, 360’ıncı gününe yaklaştı. Kar-kış, yağmur, soğuk demeden yaklaşık 360 gündür gece gündüz nöbetimizi sürdürüyoruz” dedi. Alamos Gold’un bölgeyi hala terk etmediğini ifade eden Aktaş, “9 aydır ruhsatsız olmasına rağmen hala iş makineleri park halinde ormanlarımızı işgal ediyor ve alan yurttaş girişine yasaklı tutuluyor” dedi. Aktaş, “Biliyoruz ki sessizleşirsek, vazgeçersek bu şirketler kaldıkları yerden devam edecek, Kazdağları ormanlarını yok edecek ve tüm şehrin suyunu çalacak. Bize de siyanür ve ağır metallerle kirlenmiş toprak ve atıklarını bırakacaklar. Yerli ya da yabancı hangi şirket olursa olsun faydası sadece şirketlerin kasasına giden ama karşılığında halka ve kurduyla kuşuyla tüm canlılara ölümden başka bir şey getirmeyen altın madenciliğini Kazdağları`mızda istemiyoruz. Kirazlı`dan da işgalci şirketin tahliye edilmesini ve alanın acilen rehabilite edilmesini istiyoruz” dedi.

 

“Kazdağları yalnız değildir”

Çadırlı nöbetini sürdüren yaşam savunucularından Melis Tantan ise, 5 Ağustos 2019 yılında yapılan mitingin önemine dikkat çekerek, “Türkiye’nin her yerinden Çanakkale’ye gelenler, planlanan bu vahşi madencilik faaliyetinin sadece Çanakkale’nin değil, tüm insanlığın sorunu olduğunu gösterdi” dedi. Geçtiğimiz yıl Kirazlı’ya çadırlarıyla gelenlerden biri olduğunu söyleyen Tantan, “Katliamı yerinde görünce ve projenin hayata geçmesi ile birlikte yaşanacakları öğrenince ne kadar büyük bir saldırıyla karşı karşıya olduğumuzu anladık, o andan itibaren bizim için ‘Kazdağları yalnız değildir’ bir slogan olmaktan çıktı” dedi

 

“Şirketin çalışmalarını gözlüyoruz”

“Proje alanının yakınında, projede dinamitle patlatılması hedeflenen Balaban tepesinin yamacında bir yıldır her gün şirketin faaliyetlerini gözlüyor, kanunsuzlukları duyuruyoruz” diyen Tantan, “Alamos Gold’un 13 Ekim’de yenilenmeyen işletme ruhsatının ardından iki kez ağaç kesimi yaptığını tespit ederek orman bölge müdürlüklerine itirazda bulunduk, ağaç kesimleri durdu. Proje için hali hazırda 347 bin 815 ağacın kesildiği bir yerden bahsediyoruz. Bu sayı ÇED raporunda bahsedilen sayının çok çok üstünde. Çanakkale’de her Cumartesi el ele eyleminde insan zinciri yaparak, diğer illerde nöbetimiz ile dayanışmalar kurarak, başka ekoloji mücadeleleri ile dayanışarak, Ekoloji Birliğine katılarak hem Kazdağları’nı gündemde tutuyor hem de yeni saldırıları engellemeye çalışıyoruz. Bir yıldır para cezalarına, karalama kampanyalarına, yalnızlaştırma çabalarına rağmen hiç ara vermeden sürdürdüğümüz çadırlı nöbet, dayanışma ile üstesinden gelinmeyecek hiçbir şeyin olmadığını bize gösterdi, pandemi sürecinde bile zorluklara dayanışma ile göğüs gerdik” dedi. Tantan ayrıca, pandemi döneminde nöbete yönelik artan para cezalarına karşı ise Alamos’un alandan tahliye edilmesi için 226 kurum, milletvekili ve sanatçı imzası ile başlatılan kampanyanın devam ettiğini söyledi.

(Seçkin Sağlam)

Paylaş