Pir Sultan Abdal Derneği Hallacı Mansur`u andı

Yayınladığı mesajında Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Orhan Kafa; “HAKKIN, HAKİKATİN ve AŞKIN MÜRŞİDİ KAMİLİ Hallacı Mansur (26 Mart 922) Aşk Deryasında Sır oluşunun HAK ile HAK OLUŞUNUN 1092. Yılında AŞK ile ANIYORUZ Aşk olsun, Aşkı Niyaz Olsun Sana Aşkın Kainatı...!!! Fenafillah... Bekabillah. Vahdeti Vücut... Vahdeti Mevcut. "ENEL HAKK" 26 Mart 922 Aşkın ve Hakikatin Mürşidi Kamili HALLACI MANSUR Zulmat Aleminin Canileri Tarafından Çarmıha gerildi. Caniler hıncını alamamıştı Mansur`un (Abû al-Mu?is Hüseyn Mansûr al-?allac) derisini yüzdüler. Bununla da yetinmediler, Fenafillah`tan Bekabillah`a tekamül etmiş HALLACI MANSUR`U parçalara ayırdılar...!!! Canilikte, vahşette, katliamda sınır tanımayan katiller bununla da yetinmedi ve Enel Hakk mertebesine vasıl olmuş mürşidi kamilin parçalanmış bedenini ateşe verdiler...!!! Ve Hallacı Mansur`un küllerine bile tahammül edemeyen katil caniler O`nun küllerini Dicle Irmağına serptiler. Hallacı Mansur`un yarenleri, aşıkları, sadıkları yıllarca her 26 Martta Dicle Nehrinin kıyısına gidip "Mansur Dicle`den çıkıp gelecek diye beklediler!". HALLACI MANSUR Dört mevsim Kerbela, vicdan çöl oldu Yaramıza merhem olsana Mansur Cehalet hükümdar, “alim” lal oldu Aşkın tamburunu çalsana Mansur Asırlar boyunca dinmedi bu kan Nesimi, Kalender, Koca Pir Sultan Hak ile Hak oldun yerin la mekan Beni de oraya alsana Mansur Aşkın hikmetiyle sır oldun darda Seni arayanlar bulur didarda Yüreğimde yanan kor ateş var da İçine bir dalma salsana Mansur Mürşidin kim senin? Aşkın evereni Bin bir renk halesi sarmış çevreni Sanma sır olunca savdın devreni Gitme yüreğimde kalsana Mansur Neye tanık olup Enel Hak dedin? Sırrı faş eyledin, nasıl söyledin? Sevgi ile aşkı yetim eyledin Öksüzün yüzüne gülsene Mansur Işığını kestin sararıp solduk Aşık menzil aldı biz düşkün olduk Sana gelecektik yolda kaybolduk Bu hale bir çare bulsana Mansur Hakikat her şeymiş, her şey hiç imiş Sırrı faş eylemek büyük suç imiş VAHDETİ MEVCUDU bilmek güç imiş Cahillere izah kılsana Mansur Yüreğim dalında çatlayan nardır Hasretten kor olmuş taneler vardır İçlerinden biri o nazlı yardır Akan gözyaşımı silsene Mansur Adını zikreder bir Ulu Irmak Amacı aşk ile ummana varmak Yetmez mi BİN YILDIR BEKLEYİP DURMAK Dicle’den çıkıp da gelsene Mansur Bülbüli Şeyda’yım İMANIM İNKAR İNKARA varmadan verilmez İKRAR Devri daim olup gelince TEKRAR Hiçlik ummanıma dalsana Mansur” ifadelerine yer verdi.