Özkurnaz "Bir kilo süt, bir kilo hayvan yemini karşılamıyor"

1709
Ulusal Süt Konseyi, 1 Temmuz ile 31 Aralık 2021 tarihlerinde geçerli olmak üzere çiğ süt fiyatını açıkladı. Konuyla ilgili olarak Ulusal Süt Konseyi internet sitesinden yapılan açıklamada, "Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu, 1 Temmuz-31 Aralık 2021 tarihleri arasındaki soğutulmuş çiğ süt tavsiye satış fiyatını belirlemek üzere 16.06.2021 tarihinde toplanmıştır. Çiğ süt üretiminde kalitenin artırılmasını ve üretici gelirlerinin yükseltilmesi ile süt ürünleri üretiminde verimliliğin sağlanması amacıyla çiğ sütün tavsiye fiyatının kalite esaslı açıklanmasına karar verilmiştir. Bu kapsamda 1 Temmuz 2021-31 Aralık 2021 tarihleri arasında kalite esaslı soğutulmuş çiğ süt tavsiye satış fiyatı 3,20 TL/Litre olarak belirlenmiştir" denildi. Ulusal Süt Konseyi toplantısına katılan Tarım Kooperatifleri (Tarım Koop) Merkez Birliği Genel Başkanı Mehmet Özkurnaz, ise açıklanan fiyatın, çiftçileri tatmin etmeyeceğini ifade etti. Özkurnaz, "50 kiloluk yemlerin fiyatı 200 lirayı geçti. Yani bir kilo yem, yaklaşık olarak bir kilo süte denk geliyor. Bunun yanında, hayvan sadece sanayi yemi yemiyor. Başka katkı malzemelerini de, kaba yemini de koyarsak, çiftçi; bir kilo süt fiyatı ile hayvanın yiyeceği bir kilo yemi karşılayamaz durumda. Olaya böyle bakmak lazım" dedi. Özkurnaz, "Geçtiğimiz günlerde Ankara`da Ulusal Süt Konseyi`nce yapılan toplantıya biz de katıldık. Bilindiği gibi Ulusal Süt Konseyi`nin sadece fiyat açıklama yetkisi var. Ulusal Süt Konseyi`nin açıklayacağı fiyat, Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Tarım Orman Bakanlığı`nın temsilcilerinden oluşan Gıda Komitesi`nce belirlenir. Ulusal Süt Konseyi`nin buradaki görevi, süt fiyatını açıklamaktır" dedi. 
 
Süt fiyatı ile enflasyonun ilişkisi...?
"Toplantıda, şuanda 2 lira 80 kuruş olan süt fiyatının, ne olacağı ve ne zamandan geçerli olacağı konuşuldu" diyen Özkurnaz, "Biz, süt fiyatının 3 lira 40 kuruş ve süt üreticisine verilen 30 kuruşluk devlet desteğinin devam etmesi gerektiğini söyledik. Bizim istediğimiz, toplantıda da dile getirdiğimiz fiyat, kötünün iyisi olarak değerlendirilmelidir. Orada tabi süt sanayicileri de var. Süt sanayicilerinin teklifi ise, süt fiyatı 3 lira 15 kuruş, 30 kuruş olan süt desteğinin ise 10 kuruşa ve süt desteğinden kalan 20 kuruşun ise Toprak Mahsulleri Ofisi`ne aktarılarak, arpanın daha ucuz üretici ile buluşması önerildi. Ulusal Süt Konseyi ise 1 Temmuz`dan geçerli olmak üzere, süt fiyatını 3 lira 20 kuruş, süt desteklemesini ise 20 kuruş olarak açıklandı. Gıda Komitesi böyle uygun gördü. Burada amacın, `süt fiyatları yükselirse enflasyona etki eder` iddiasıdır. Süt fiyatını düşük tutup, enflasyonun baskı altında olacağı ileri sürülüyor. Peki kime karşı yapıldı, çiftçiye karşı..." dedi. 
 
"Böyle giderse, gelecekte hayvancılık el değiştirecek"
"Burada bir yanlışlık var" diyen Özkurnaz, "Süt fiyatını geçmiş dönemde 2 lira 80 kuruş olarak belirlenmesine rağmen sanayici, peynir fiyatının 60-80 liralara satabilmektedir. Bir yerde baskı altında tutulurken, başka bir yerde fiyatlar yükseliyor. 50 kiloluk yemlerin fiyatı 200 lirayı geçti. Yani bir kilo yem, yaklaşık olarak bir kilo süte denk geliyor. Bunun yanında, hayvan sadece sanayi yemi yemiyor. Başka katkı malzemelerini de, kaba yemini de koyarsak, çiftçi; bir kilo süt fiyatı ile hayvanın yiyeceği bir kilo yemi karşılayamaz durumda. Olaya böyle bakmak lazım. Burada, fiyatların enflasyonu etkilememesi mantığı ile hareket ediliyor. Bu kararların doğru olmadığını ve yakın gelecekte Türkiye`de hayvancılık el değiştirme tehlikesi ile karşı karşıya... Kırsalda, bugün hayvancılık yapan insanlar ortalama 50-60 yaş arası. Arkadan gelecek genç jenerasyon hayvancılıktan uzaklaşmış durumda. Hayvancılığı bu 50-60 yaş ardası çiftçiler yapıyor. Genç jenerasyon bu işi yapmayınca ne kadar daha bu sektör devam eder? 3 yıl, 5 yıl veya 10 yıl!... Sonrasında, hayvan varlığında ciddi bir sıkıntı yaşanacak ve el değiştirmek zorunda kalacak. Türkiye`de hayvancılığı, gelecek yıllarda büyük çiftlikler yapacak. Sanayicilerimiz sütü ne kadar ucuza alırsam o kadar kar yaparım mantığı ile hareket ediyorlar. 5 kilo sütten bir kilo peynirin çıktığını düşünürsek, 60-80 liraya peynirin kilosunu satarsanız burada büyük bir kar uçurumu oluşur. Türkiye`de sanayici baskılandırılmalıdır. Tüketicinin burada hiçbir karı yok, hatta zararı var. Üretici çok ucuza ürününü satmak zorunda kalıyor, tüketici ise pahalıya alıyor. Arada, birileri yüksek kazançlarla, çok daha güçlü hala geliyor. Burada güçlü hale gelen de sanayici ayağıdır veya aradaki market tekelledir. Üretici kaybetmeye devam ediyor, çiftçi hayvancılığı bırakmaya başladı" dedi. 
 
Büyük market tepkisi; "Bakanlık kayıtsız kalmamalı"
Özkurnaz, açıklamasında; "Türkiye`de yılda 24 milyon ton süt üretimi var. AB ülkeleri içinde 3`üncü, dünyada 8`inci sıradayız. Orada Hayvancılık Genel Müdürlüğü`ne sorduk. Türkiye`de kaç milyon ton süt üretiliyor? 24 milyon ton! Kaç milyon süte destek veriliyor? 10 milyon ton! Geriye kalan 14 milyon ton süt ne oluyor? Bunun adını koymak gerekiyor. Kalan 14 milyon ton süt, yani üretilen sütün yüzde 50`den fazlası kayıt dışı mı? Buraya soru işareti koymalıyız! Bunun açıklamasını istedik, ama kimse bir şey demedi veya diyemedi. Türkiye`de gıda sektörü, `üç harfli` dediğimiz büyük zincir marketlerce ilerliyor. Bu marketler, 40 bininci şubesini açmasıyla gurur duyarken, aynı zamanda istediği firmayı, istediği anda yok edebilecek güce eriştiler. Örneğin Gönen`de bu büyük marketlerle iş birliği yapan ve günde 850 ton süt alan bir firma, marketlerle ters düşmesi sonucunda bir günde 650 ton süt bırakmak zorunda kaldı. Bakanlığımız, bu konuda kayıtsız kalmamalıdır. Üreticinin derdi varsa, tabiki sanayicinin de derdi vardır. Biz `çok para kazanıyorlar, eleştirilerim` diye hareket etmiyoruz. Ama, aradaki fiyat uçurumuna da dikkat etmek, o fiyat uçurumunu daraltmak gerekiyor..." ifadelerine de yer verdi.
(Seçkin Sağlam) 
Paylaş