Her yıl 18-24 Kasım arasında kutlanan Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası ve 18 Kasım'da düzenlenen Avrupa Antimikrobiyal Farkındalık Günü, modern tıbbın en önemli sorunlarından biri olan antibiyotik direncine dikkat çekmeyi amaçlıyor. Bu enfeksiyon, Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Safiye Nur Özcan, antibiyotiklerin akılcı kullanımı ve antibiyotik direncinin önlenmesiyle ilgili bilgilerde önemli açıklamalarda bulundu.
Antibiyotiklerin bozulmasıyle modern tıbbın devrim niteliğinde bir adım attığını ancak bilinçsiz kullanım nedeniyle ortaya çıkan antibiyotik direncinin halk tarafından tehdit edildiğini değinen Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Safiye Nur ÖZCAN; Her yıl 18-24 Kasım tarihleri Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası ve bu haftanın ilk günü olan 18 Kasım “Avrupa Antimikrobiyal Farkındalık Günü” olarak kutlanmaktadır. Bu haftanın amacı, antibiyotik direnci konusuna dikkat çekmektir. Bu sayede antibiyotik direncindeki artış ve yayılımın önlenebilmesi için toplum, sağlık profesyonelleri ve yöneticiler gibi paydaşların bu konudaki farkındalığının arttırılmasını sağlamak ve direncin önlenmesinde aktif rol almalarını gerçekleştirmektir. Antibiyotiklerin keşfiyle modern tıpta büyük bir adım atılmış, bakteriyel enfeksiyonlara bağlı hastalıklarda ölüm oranları önemli ölçüde azalırken iyileşme süreci de hızlanmıştır. Ancak zaman içerisinde antibiyotiklerin bilinçsiz ve aşırı tüketimi, hijyen eksikliği, enfeksiyon kontrol önlemlerinin yetersizliği gibi nedenlerden dolayı antibiyotik direnci ortaya çıkmıştır” ifade etti.
Bakteriler, çevrelerinde meydana gelen değişikliklere hızlı uyum sağlayabilen canlılardır diyen Özcan; “Direncin giderek artması , yüksek tıbbi maliyetlere, hastanede kalma süresinin uzamasına hatta ölümlerin artmasına neden olmaktadır.Güncel veriler, Avrupa çapında dirençli bakteriler tarafından enfekte edilen hasta sayısının arttığını ve antibiyotik direncinin halk sağlığı için birincil tehdit haline geldiğini göstermektedir. Dirençli bakterilerin gelişmesinin durdurulması ve antibiyotiklerin gelecek nesillerde etkinliğinin sürdürülebilmesi için tek çare antibiyotiklerin akılcı kullanımıdır. Bakteriler, çevrelerinde meydana gelen değişikliklere hızlı uyum sağlayabilen canlılardır. Antibiyotik direnci de bunun bir örneğidir. Dirençli bakterilerin neden olduğu hastalıklar, özellikle de yoğun bakım ortamında ve bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda ciddi bir sağlık tehdidi oluşturmaktadır. Tüm bunların yanı sıra 1980’lerin ikinci yarısından beri neredeyse hiç yeni bir antibiyotik sınıfı keşfedilmemiş olması da antimikrobiyal direnci dünyanın karşı karşıya olduğu ciddi bir halk sağlığı sorunu haline getirmiştir. Antibiyotiklerin gelecekte de etkinliğinin sürdürülebilmesi için akılcı ilaç kullanımının uygulanması şart olmuştur. Antibiyotikler kanıta dayalı doğru tanıda, sadece hekimin reçete ettiği durumlarda ve eczacının danışmanlığında, uygun doz ve sürede kullanılmalıdır. Gereksiz antibiyotik kullanımının fayda değil zarar getireceği unutulmamalıdır” dedi.
(ERHAN TAYLAN)