Önce Norveç, sonra Letonya!

2757
TFF Millî Takımlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Altıntop ve A Millî Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz, Türkiye Futbol Federasyonu`nun Riva`daki idari merkezinde gazetelerin ve haber ajanslarının spor müdürleriyle sohbet toplantısında bir araya geldi. Stefan Kuntz, "Açıklamış olduğumuz kadromuzda bulunmayan oyuncuların milli takım kariyeri bitti, gelmeyecek diye düşünülmesin. Burada olanlar da sonsuza kadar burada kalacak diye bir kural yok" diyerek Milli Takım için sporculara önemli bir mesaj verdi. A Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz, kafasında oynatacağı oyun tarzını oluşturduğunu söyleyerek, "Açıklamış olduğumuz kadromuzda bulunmayan oyuncuların milli takım kariyeri bitti, gelmeyecek diye düşünülmesin lütfen. Burada olanlar da sonsuza kadar burada kalacak diye bir kural yok. Kapılar kimseye kapalı değil, kimsenin yeri de garanti değil" dedi. 
 
Alman teknik adam, "Ama Türk Milli Takımı`nın teknik direktörü olmak için böyle bir teklif gelmesine bir o kadar da gurur duydum. Tabii Türkiye`yle ilgili olumlu anılarım var. Biliyorsunuz 1995-1996 sezonunda Beşiktaş`ta forma giydim. O dönemde Şampiyonlar Ligi`ne katılabilme amacıyla kulüp beni almıştı. Rosenborg`a kaybetmiştik dış sahada, daha sonra buradaki maçta 2 gol attım. Yenildik ama iyi bir başlangıçtı benim için. Burada Türkiye sosyal hayatına çok iyi entegre olduk. Eşim dışarıya çıktı, bol bol halka karıştı, çocuklarım anaokuluna gitti. Kısacası bize 1 yıllık deneyim bile olsa geçmişte hiç halktan kopuk olmadık. Tamamen aile olarak entegre olduk ve şu anda da kendimi çok rahat hissediyorum burada bulunmaktan. Adaptasyon ile ilgili bir endişem yok" diye konuştu.

Sporcuların pirim meselesi!
Milli oyuncuların prim alması konusuyla ilgili bir soruya da cevap veren Kuntz, "Bu sorunun genel alanının yönetim kurulu üyelerimiz ve Milli Takımlar Sorumlumuz Hamit Altıntop olduğuna inanıyorum. Çünkü finansal bir konu. Ama şunu söyleyebilirim; Almanya`da da prim konusu tartışılagelmiştir. Tabii pazarlama gücü gibi konulara baktığınız zaman milli takım bunu hep getirir. Ama bir taraftan da bu bir kulüp takımı değildir. O yüzden gurur, onur, ülkeyi temsil etme gibi faktörler devreye girdiği için orada ikinci bir görüş olur" ifadelerini kullandı. A Milli Takım`ın büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyleyen ay-yıldızlı ekibin deneyimli çalıştırıcısı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü geçmişte alınan sonuçlar var. Fakat sonra olumsuza dönen bir tablo var. Öncelikle bunun sebeplerini araştırmak, onlarla yüz yüze yapacağım görüşmelerde biraz da bunları öğrenmek ilk hedefim olacak. İkincisi; tabii ki her hocanın kendi tarzı olduğunu tahmin edersiniz. Ben de olaya kendi tarzımla yaklaşacağım. Bu süreç içerisinde oyuncularla ilgili birçok bilgi aldım. Hatta maçları statlardan seyrettim ve kendi bilgilerimi oluşturdum. Şu ifadeyi kullanmak istiyorum; oyuncuları, en iyi performanslarını kulüpte sergileyen yapbozun parçaları gibi düşünürsek, bu iyi oynayan yapboz parçalarını yani oyuncularımızı resim oluşturmak için kullanacağız. Benim işim bu, çalışmam bu şekilde olacak."
"Kapılar kimseye kapalı değil"
"Önyargısız bir şekilde kendi yolumdan yürümek istiyorum" diyen Kuntz, "Bu yüzden statlara gidip maçları canlı izliyorum. Oyuncularla sıkı bir telefon trafiği yapıp birebir temasımı bu yüzden kurdum. Analiz verileri elimizde mevcut, düşünce anlamında da kendi özgür fikirlerimizle yürümek istiyoruz. Şu anda kafamda oyun tarzını oluşturmuş durumdayım. Ne kadar süre aldıklarına bakacağız son haftalarda. Antrenmanlarımızda da bu düşünce tarzında hemen uygulamaya geçeceğiz. Hiç kimsenin burada sıkılmaya bile vakti olmayacak diyebilirim. Çok ilginç olacak çünkü bizden bir sürü bilgi alacaklar, gerek maç görüntüleri gerek saha çalışmaları gerekse yapacağımız toplantılar olsun. Burada bol miktarda onlara bilgi sağlayacağız. Dün detaylı programımız üzerinde çalışıp son şeklini verdik. Takım menajerimiz de biraz endişeye kapıldı açıkçası çünkü bol miktarda antrenman içeriyordu program. Tabii fiziksel performans antrenörümüz olacak bizimle birlikte çalışan. Kendisi bütün oyuncularımızın kulüplerindeki fiziksel performans antrenörleriyle temastaydı. Son dönemlerde oynadıkları maç ve yaptıkları idmanlarda ne kadar yoğun programları olduğuna kadar detaylı bir şekilde çıkarttı. Oyuncularımız buraya geldiğinde de idman yoğunluklarını bunları dikkate alarak hazırlayacağız.Ben birçok kişiyle konuştum, fikirlerimi anlattım, düşüncelerimi söyledim. Hamit de benim en yakınımda olan kişi. Ona da tabii ki aktardım. Onun da fikirlerini dinledim, argümanlarımızı ortaya koyduk. Sonunda da seçim kararını verdim. Ben bazı futbolcu arkadaşlarımıza da danıştım. Onlardan da düşüncelerini aldım. Düşüncelerimi oluşturdum, kararımı bu şekilde verdim. Almanya`da da böyle; herkesin fikri var. Almanya`da da 80 tane milli takım antrenörü var. Ben önden bakıyorum, cepheden. Hamit belki sol çaprazdan bakıyor, siz belki tam karşıdan bakıyorsunuz. Bu tür farklılıklar var. Birçok diğer perspektiften gelen görüşü dinledikten sonra bir karara varmak benim işim. Bu şekilde olmalı diye düşünüyorum. Açıklamış olduğumuz kadromuzda bulunmayan oyuncuların milli takım kariyeri bitti, gelmeyecek diye düşünülmesin lütfen. Burada olanlar da sonsuza kadar burada kalacak diye kural yok. Kapılar kimseye kapalı değil, kimsenin yeri de garanti değil" şeklinde konuştu. 
İlk etapta oyunculara göre sistem!
"Üçlü savunmaya nasıl bakıyorsunuz, oynatmayı düşünüyor musunuz?" sorusuna ise deneyimli teknik adam, "Alman Ümit Milli Takımı`ndaki tarzımız 4`lüydü. Ama rakibe karşı 3`lü daha iyi sonuç verir kararına vardıysak 3`lü kullandık. Önümüzdeki günler şunun için belirleyici olacak; oyuncularımın hangi taktiksel formasyona yakın olduklarını gözlemleme imkanına sahip olacağım. Benim kafamda 4`lü olmuş, 3`lü olmuş hangisinde oynamak istersem isteyeyim Norveç maçı gibi bu kadar kısa sürede oynayacağın önemli bir maç varsa zaten ona 3`lü oynayacağım, 4`lü oynayacağım diye yaklaşmazsınız. Ona elinizdeki oyuncuların yatkınlığı neyse ona göre çıkarsınız. Tabii ilerleyen uzun sürede küçük balans ayarları ile oynayarak istediğimiz noktaya getirmek gibi çalışmalar yapabiliriz ve idealimize varabiliriz. İlk etapta şunları söyleyeceğiz oyuncularımıza; dinamik oyun, mevkilerin bizim için önemi, hangi mevkinin özellikle savunma anlamında neler yapması gerektiği konusunda uyarılarımız olacak. Futbolda 4 önemli an vardır; topa sahip olduğunuz an, topa sahip olmadığınız zaman, topu kaptığınız an ve topu kaybettiğiniz an. Topu kaybettiklerinde neler yapmaları gerektiği konusunda kafalarında fikirleri olacak. Topu kazandığınız zaman veya top bizdeyken neler yapılabileceği konusunda da onları bilgilendireceğiz. Böylelikle daha üretken olabilecekler" cevabını verdi.
 
"Türk ve Alman pasaportlu oyuncuları Türk Milli Takımı`na mı Alman Milli Takımı`na mı kazandırmak için uğraşacak?" sorusuna da yanıt veren Kuntz, "Ahmed Kutucu`yu, Alman Milli Takımı`nı seçmesiyle ilgili ikna etmeye çalışmıştım mesela. Almanya Federasyonu`ndaki milli takımlar direktörü mesela kendisinin kalbinde hem Yunanistan için hem Almanya için yer olduğunu söylemişti. O zaman hangisini seçeceksin? `2 çocuğun varmış gibi düşüneceksin o zaman` dedi. Bir tanesini diğerinden daha çok sevemezsin diyor. Genç bir oyuncunun vermesi gerektiren ilk karar aslında bu. Şimdi A Milli Takım seçimleri için kuralları değiştiriyorlar. Çoğunlukla 21-22 yaşına kadar Ümit Milli düzeyini bitiriyorlar. Ümit Milli Takım için 1 maça çıktıktan sonra artık değişim şansı kalmıyor. İyi bir ağım var Avrupa düzeyinde. Bu 4 maç geçtikten sonra Türkiye için oynayabilecek Türk oyuncuyu gerçekten iyiyse Türkiye için oynama adına ikna etmeye çalışacağım" diye konuştu.
 
Fenerbahçe`nin genç oyuncusu Ferdi Kadıoğlu ile ilgili soru üzerine Kuntz, "E.Frankfurt-Fenerbahçe maçında izledim kendisini, bilgi aldım. Öncelikle Ferdi`nin hangi milli takımı seçeceğine karar vermesi gerekiyor. Daha sonrasında kendisinin Türk vatandaşlığı için başvuruda bulunması lazım. Ardından kendisi için FIFA nezdinde milli takım değişikliği başvurusu yapılabilir" dedi.
"Yüzde 100`ünü vermiş bir stefan kuntz olacak"
Baskıdan korkmadığını da ifade eden A Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben baskı istiyorum. Çünkü Hamit de bana bu işi teklif ettiğinde benim kafamdaki de buydu zaten. Eğer Türkiye`de milli takım düzeyinde görev alacaksanız, o baskının geleceğini bilmeniz lazım. Ben teknik direktörlük kariyerime Karlsruhe`de başladım. Takım küme düştü ve ondan sonra da diğer iki kulüpte de çok başarılı olamadım. 1 yıl iş bulamadım. Baskı buydu aslında. Çünkü ailemin geleceği ne olacak diye düşünmeye başladım. Modern futbol yönetimi üzerine eğitim aldım. Koblens takımında sportif direktör olarak görev aldım. Yine beraber küme düştük. 1 yıl sonra Bochum`da yönetime girdim ve bu sefer Bundesliga`daydık. Oradan da Kaiserslautern`a gittim. Orada da CEO oldum. Her şeyden sorumluydum. 3. Lig`e düşmemek için 8 puan farkımız vardı. 2. Lig`de kalmayı başardık. Bundesliga`ya yükseldik. Bir kulüpte her şeyden sorumlu olmak da bir çeşit baskıydı. Bu tek adamın yapacağı iş değil. Bu bir ekip işi. Hamit ile başlıyor, ekibim var ve diğer ekibim. Ben kazanıyorum, siz kaybediyorsunuz diye bir durum yok. Hep beraber kaybedeceğiz, hep beraber kazanacağız, sorumlusu benim. Yüzde 100 sadakat istiyorum, inanç, güven ve dürüstlük. Bunu birlikte başaracağız. O zaman bütün bu yük benim omuzlarımda olmamış oluyor. Baskı ne kadar büyük olursa kupa da o kadar büyük olur. Büyük sözler söylemek istemiyorum. Eğer bu projede başarısız olursak da yüzde 100`ünü vermiş bir Stefan Kuntz olacak, yüzde 99`u değil. İyi sonuçlarımız olursa hep beraber kutlarız. İyi gitmezse ben o zaman giderim, başım da dik olur. Çünkü şunu derim; `Stefan, sen çalıştın. Yüzde 100`ünü verdin. Elinden geleni yaptın. Sonucu böyle oldu. Belki o an için yetmedi ama o an için yapabileceğinin en iyisini yaptın.` Ama tabii ben eminim kendimden, ilerleyen dönemde Hamit ile sözleşmeyi uzatma konuşmaları yapacağız." "Löw ayrılınca Almanya Milli Takım teknik direktörlüğü için görev bekledin mi?" sorusuna da cevap veren tecrübeli teknik adam, "Löw ayrılacağını açıkladığında bütün genç milli takım hocalarının beni A Milli Takım hocası olarak tavsiye ettiklerini biliyorum. Biz bu konuda bir toplantı yapmak istedik ama bu toplantı gerçekleşmedi. Bu durumdan dolayı ben tatmin olmadığımı sorumlu kişilere söyledim. Ama artık bu konu geride kaldı. Hansi Flick de Bayern Münih`den ayrılıp milli takımın başına geçeceğini söylediğinde şöyle düşündüm; `Çok doğru bir karar. Çünkü zaten Bayern`den 7-8 oyuncu milli takıma geliyor. Yönetim anlamında kolaylık olacak.` Bundan sonra da konuyu kapattım, doğru bir karar diye düşündüm" sözlerini sarf etti. Ayrıca Teknik Direktör Kuntz, Michael Rechner`in kaleci antrenörü olarak göreve başladığını, 4 maçlık periyottan sonra daha önce Türkiye`de de görev almış bir kaleci antrenörünün daha ekibe katılma ihtimalinin bulunduğunu da sözlerine ekledi.
(Cumhuriyet) 
Paylaş