Tadı kaçtı!
Neyin tadı kaçtı diyeceksiniz? Aslına bakarsanız, her şeyin tadı kaçmış durumda. Tabi ki bizim konumuz futbol olduğuna göre, tatsız olan, tadı kaçan Futbolumuz. “Ayaklar, baş olmuş”.Kimin eli, kimin cebinde, belli değil. Gevheri’nin şu dörtlüğü, yıllar önce yazıldığı halde, günümüz durumuna, cuk diye oturuyor;
Hey ağalar zaman azdı,
Düşmüşe dil uzar oldu,
Küllükte sürünen Eşek,
Cins At’la yarışır oldu.
Türk futbolu neden ilerlemiyor diye yakınıyoruz. Avrupa maceramız, Kapıkule sınır kapısında bitiyor. Arada sırada, sıra dışı bir iki olayı saymazsak aynı yerde sayıp duruyoruz. Bir Arpa boyu bile yol gitmemişiz vesselam.
Bu öfke niye?
Futbol mu oynuyoruz? Haçlı savaşı mı yapıyoruz? Belli değil. Yenilgiyi bir türlü kabullenemiyoruz. Rakip takımı; bize yenilmeye mahkûm, mecbur, kurbanlık koyun olarak görüyoruz. Günlerdir spor kamuoyunu meşgul eden mesele, Karabükspor’un Fenerbahçe’yi yenmesi ve Aykut Kocaman’ın istifası. Çok yakın zamanda, Karabükspor Galatasaray’ı da aynı skorla yenmemiş miydi? O zaman niye,”Fatih Terim istifa” diye bağıramadınız? Bunun adı çifte standart değil midir? Yahu, bu bir kısım Medya! (Bu tabir Rahmetli Erbakan’a aittir) Teknik Direktörleri değiştirmeye, futbolcu transferi yaptırmaya, ne kadar hevesli? Fatih Terim’in dediği gibi,” Basında yazılanlar doğru olsaydı, tam 200 futbolcu transfer etmiş olacaktık”. Haklı değil mi? Aykut Kocaman, Karabük yenilgisinden sonra istifa etti. Aynı gece yönetim kurulu istifayı kabul etmedi. Her iki tarafa göre de mesele kapanmıştı. Buna rağmen günlerdir,”Etti mi? Etmedi mi?” diye gazeteler yazdı, televizyonlarda ahkâm kesildi. Son noktayı, açıklama yapan Abdullah Kığılı koydu. Dedi ki;” Konu zaten pazar günü kapanmıştı. Boşuna yaygara yapıldı”. Aldınız mı boyunuzun ölçüsünü?
Bir yaygara daha!
Efendim, Kasımpaşa-İstanbul Büyükşehir müsabakasının hakemi, Büyükşehir Belediyesi çalışanıymış. Bu maça kasıtlı verilmiş. Olmayan bir penaltı uydurmuşmuş. Bu sebeple Büyükşehir takımı hükmen mağlup sayılmalıymış. Geçen gün bir arkadaşımız söyledi. O kadar inanmış ki, Nuh diyor peygamber demiyor. Sebebi de,”Al ileri, ver geri” programlarının tiryakisi olması. Yok, Ahmet Çakar öyle demişmiş. Ahmet Çakar kim? Allah aşkına. Olacak iş mi? Sokaktaki sıradan bir insan bile, bu söyleme güler doğrusu. Olumsuzluklar bitmiyor ki! Alın bir tane daha. Galatasaray-Fenerbahçe müsabakasından sonra, Gökhan Gönül, Fatih Terim’e çok, ama çok sıkı sarılmış. İyi de yapmış. Fair-Play diyen siz değil miydiniz? Müsabaka bitmiş; sevin ya da sevmeyin, dünyaya mal olmuş bir insana sarılıp, onu kutlamak ayıp mı? Takımına ihanet mi? Şeytan Rıdvan GS Tv ye çıkacakmış. Aynı tantana. Çıksın. Ne zararı var. Buzlar artık çözülsün. Kavgalar bitsin. Bu kargaşa bitmedikten sonra, futbolumuz niye ilerlemiyor? demek, abesle iştigal etmek demektir. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Aklın yolu birdir.
Sağlıcakla kalınız.