On Numara (Yusuf Eroğlu)

Hiçbir yönetici; hakemleri, kamu kuruluşlarını hedef göstermemelidir. Kendi takımının ve yönetiminin başarısızlığını kamufle etmek için birilerini karalamak, kimseye fayda getirmez...

297
İdarecilik zor zenaat
Dünya kurulduğundan bu yana, insanları sevk ve idare etmek üzere liderler ortaya çıkmıştır. Bazı insanların yaradılışında bu haslet mevcuttur. Birkaç kişi bir araya geldiğinde, birisi hemen öne çıkar.. İşte bu liderlik vasfıdır. İlkokuldan başlayarak, bütün öğretim kademelerinde bile, lider vardır. Hatırlayacağınız üzere bunun adı da Mümemssildir. Şimdiki deyimle Sınıf Başkanıdır.
 
Öyleyse, bu girişten sonra lider nasıl olmalı? diye irdelemek gerekiyor... Konumuz futbol olduğuna göre de, futbol yöneticilerinin, mutedil ve anlayışlı olması önde gelen şarttır. Seyirciyi, futbolcuyu buna göre motive etmek, puan kaybında, gerçek sebepleri ortaya çıkarmak asli görevi olmalıdır. Yoksa sudan bahanelerle, tabiri caiz ise, topu taça atarak, ileride onarılmaz yaralara sebebiyet vermek anlamsızdır.
 
Hiçbir yönetici; hakemleri, kamu kuruluşlarını hedef göstermemelidir. Kendi takımının ve yönetiminin başarısızlığını kamufle etmek için birilerini karalamak, kimseye fayda getirmez. Bu tutum ileride daha büyük sıkıntılara sebebiyet verir. Rakibinizi küçük görmeyeceksiniz. Ben büyüğüm, herkes bana mahkum gibi de havalara girmeyeceksiniz. En önemlisi rakibiniz başarmış ise, elini sıkıp tebrik edeceksiniz. Bunun haricinde yapılan uygulamalar, abes ile iştigaldır. Futbolun temel anlayışında bu espri yatmaktadır.
 
Taraftarlara düşen görev, yöneticilerini iyi tanımaları ve anarşiye, kaosa prim verenlere itibar etmemeleridir. Kaba kuvvetle, “Ben yaptım” anlayışı ile bir yere varılmaz.
Paylaş