Sekizde, Sekiz!
Kesin olarak bu işte bir hile var!. Olacak şey mi? Sekiz maçta, sekiz galibiyet..Savcıların ya da her kim yetkili ise onların icra-i takibata geçip,”Sporda Şiddet Yasası”nı harekete geçirmeleri gerekiyor.. Cezalı oyuncu var. Sakat oyuncu haddinden fazla. Milli maç için ülkesine gidenleri de düşünürsek, bu kadar eksiğe rağmen, nasıl üst üste 8 maç kazanılıyor?.
Hatırlayınız. Geçen yıl Fenerbahçe galibiyet serisi yakalamıştı. İnsanlar hala onu konuşuyorlar. Nasıl olurmuş? Art arda galip gelmek? Futbolun ruhuna aykırıyıymış. Nitekim, şike davasında, bu konu iddianameye bile girdi. Demek ki, neymiş? Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yokmuş. Sekiz, on, on beş maç galip gelmek mümkünmüş. Galatasaray’ın galibiyetlerini küçümseyemeyiz.. Üstelik takdir ediyoruz. En küçük bir şaibe olmadan galibiyet serisini yakalamışlardır. Tebrik ediyoruz. Anlatmaya çalıştığımız konu şudur; başka bir takım bu seriyi yakaladığında şüpheyle bakanların, şimdi ses çıkarmamaları. Bu çifte standardı yadırgamamak mümkün mü?
Uç, uç
Torinolu Şaban’ın yorumcu olması ile ilgili yazdığımız yazıyı okumuşsunuzdur. Bu arkadaşımızın, milletin vekili olduğu halde, yüklü parayı görüp yorumculuğa yönelmesi, kamu vicdanını yaraladı.. Onu lig Tv’ ye transfer edenlerden birisi de Ali Şen başkanın “Sansar” dediği Şansal Küçüka!.. Sayın otorite açıklama yapmış.”Hakan Şükür’ün yorumcu olmasını ben istedim”. Emrin olur!. Bu gerekçe, Hakan Şükür’ün yaptığı ayıbı kapatmaya yeter mi? Sen Cumhurbaşkanı mısın? Meclis başkanı mısın?Başbakan mısın?. Yani, Sansar! uygun görmüşse, tartışmaya gerek yok mudur?. Sen, bir Milletvekili’nin, asıl işini bırakıp, yorumculuk yapmasına nasıl karar verirsin?
Dedik ya. Bu ülkede ayaklar baş olmuş. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Milletin Vekili, vatandaşın verdiği vergilerden maaş almıyor mu? Aldığı bu maaşa karşılık neden asıl işini yapmaz? Gel de Tevfik Fikret’in Han-ı Yağma şiirini hatırlama.
“…Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış, kapış, çanak, çanak...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!”
Sağlıcakla kalınız.