Okyay; “Türkiye’nin yenilikçi-inovatif ekonomiye geçiş yapması şart...”

Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nın Mayıs ayı olağan Meclis Toplantısı ÇTSO Kongre Fuar Merkezi İçdaş Salonu’nda yapıldı. ÇTSO Başkanı Bülend Engin ve Yönetim Kurulu üyelerinin katıldığı Meclis toplantısına, Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci ile Yönetim Kurulu ve Meclis üyeleri konuk olarak katıldılar.

1087
 
Meclis toplantısında, ÇTSO Çanakkale Evi Projesi kapsamında yaptırılan Çanakkale Tanıtım Filmini Meclis üyeleri ve konuklar hep birlikte izlerken, ÇTSO Yönetim Kurulu’nun Gökçeada’da meydana gelen sel felaketinde zarar gören üyelerin aidat ödemelerinde kolaylık sağlanması yolundaki teklifi Meclis tarafından oy birliği ile kabul edildi. Ayrıca, Yönetim Kurulu’nun Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin Soma’daki maden kazasıyla ilgili olarak, şehit olan madenci yakınları için başlattığı yardım kampanyasına, ÇTSO olarak katılma kararı Meclis tarafından da onaylandı. Toplantıda Yönetim Kurulu adına konuşma yapan Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Özkurnaz, üniversite-sanayi işbirliğinin en somut örneklerinden olan Çanakkale Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin ilk binası ÇOMÜ Teknopark -ÇTSO ARGE Merkezi’nin 5 Haziran Perşembe günü açılacağını bildirdi. ÇTSO Mayıs ayı Meclis toplantısı Soma Maden Kazası Şehitleri için saygı duruşu ile açıldı. Toplantının açılış konuşmasını Meclis Başkanı Osman Okyay yaptı. Soma’da hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, geride kalanlara ve milletimize sabır dileyerek konuşmasına başlayan Osman Okyay, Türkiye’nin yenilikçi-inovatif ekonomiye geçiş yapmasının şart olduğunu belirterek, “Biz teknolojimizi yükseltip Amerika’nın, Japonya’nın, Güney Kore’nin, Avrupa Birliği’nin rakibi olamadığımız için Çin, Hindistan, Pakistan ve hatta Bangladeş gibi düşük gelirli ülkeler gelip bizim rakibimiz oluyor” dedi.
 
 
Okyay; “Reformlar ile cazibe merkezi olabiliriz”
ÇTSO Meclis Başkanı Osman Okyay’ın konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Soma’da bundan iki hafta önce 301 işçimizin şehit olmasıyla neticelenen facia, millet olarak hepimizin yüreğini yaktı. Kayıplarımız üzerinden yapılan gereksiz tartışmalar canımızı sıksa da, ülkenin bir bütün olarak Soma’nın acısını paylaştığını biliyoruz. Devletin vaadi ve açılan yardım kampanyaları, 301 işçimizin geride bıraktıklarının sahipsiz kalmayacağını gösteriyor. Bu vesileyle Soma’da hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, geride kalanlara ve milletimize sabır diliyorum. İnşallah gerekli önlemler alınır ve Soma’daki facia, kömür ocaklarında yaşadığımız son dram olur. Bir sanayici olarak kömür işinin zorluğunu Çan’da fabrika komşumuz olan linyit işletmeleri nedeniyle gayet iyi biliyorum. Bu vesileyle, şu noktanın altını çizmek isterim: Evet, Türkiye enerjide yüzde 72 oranında dışa bağımlı bir ülke. Fosil yakıt ithalatına ödediğimiz para 60 milyar doların üzerinde. Bu ithalat cari açığımızı körüklüyor ve Türkiye ekonomisinin dışarıda kırılgan ekonomiler arasında sayılmasına neden oluyor. Bu nedenle yerli kaynaklarla elektrik üretiminin artırılması çabalarına prensip olarak destek veriyoruz. Ancak bu işin bütüncül bir yaklaşımla, bütün etkenler değerlendirilerek yapılması şart. Planlamadan tutun, üretim güvenliğine, çevre konumuna kadar her aşamada en yüksek derecede önlem almaya mecburuz. Aslında bütün mesele gelip rekabet edebilme gücümüze dayanıyor. Türkiye, 1990’lardan 2000’lerin ortasına kadar faktöre dayalı bir ekonomiden etkinliğe dayalı bir ekonomiye geçti. Bu geçiş bizi bir orta gelir ülkesi yaptı. 2006 yılından bu yana orta-üst gelir grubu ülkelerinden biriyiz. Ama orta gelir tuzağına düşmeden, üst gelir grubu ülkeleri arasına çıkmamız için etkinliğe dayalı ekonomiden yenilikçi-inovatif ekonomiye geçiş yapmamız şart. Çünkü şu anda bizim sanayi üretimimiz içinde ileri teknoloji ürünlerin payı yüzde 3’ün altında. Bu ne demek biliyor musunuz? Şu anda bizim üretebildiklerimizi hemen herkes üretebiliyor demek. Biz teknolojimizi yükseltip Amerika’nın, Japonya’nın, Güney Kore’nin, Avrupa Birliği’nin rakibi olamadığımız için Çin, Hindistan, Pakistan ve hatta Bangladeş gibi düşük gelirli ülkeler gelip bizim rakibimiz oluyor. Avantajımızı çoktan kaybettiğimiz düşük işçilik bazlı faktöre dayalı bu yıkıcı rekabetten kurtulmamız için kendimizi bir an önce ileri teknoloji dünyasına çıkarmamız şart. Bunun yolu da tabii ki reformlardan geçiyor.
TOBB delegesi olan arkadaşlarımız geçen hafta Ankara’daki genel kurulda, Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu’ndan dinleme fırsatı buldu. Bu yolda yapılması gereken reformları; Vergi reformu, Cari açığı azaltacak sanayi stratejisi, İstihdamın teşviki, Girdi maliyetlerinin azaltılması ve Reel sektörün bankalarla çalışma ortamının iyileştirilmesi başlıkları altında beş kalemde sıralamak mümkün. Ancak bu adımları attığımız zaman Türkiye’nin bir cazibe merkezi haline gelmesini sağlarız. Hükümetimizin ekonomide son 12 yılda sağladığı gelişme, tekrar ekonomiye odaklanıldığında bunun da mümkün olabileceğini gösteriyor. Bunu yapabilirsek kendimizi, bugün Soma’da yaptığımız gibi insanüstü bir gayretle kömür çıkararak rekabet gücü kazanma arayışından kurtarırız. Çünkü bir ton kömür 50 dolarken, 112 gramlık I-Phone bin 50 dolara satılıyor. Sanırım başka söze gerek yok.”
 
Bezci; “ÇTSO ile işbirliğine hazırız”
Daha sonra ÇTSO’nun konuğu olarak Çanakkale’ye gelen Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci kürsüye geldi. Çanakkale’de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren ATO Başkanı Salih Bezci, Oda olarak 10 yıldır 18 bin lise öğrencisi genci yaşıtlarının şehit düştüğü yerleri görmeleri ve bu ruhu anlamaları için Çanakkale’ye gönderdikleri belirterek, bu yıl da 3 bin öğrencinin Çanakkale’yi ziyaret edeceğini ifade etti. Çanakkale Ruhu’nun inanç değerlerimizle yoğrulan milli bir ruh olduğunu ifade eden Bezci; “Bugün ülkemizde 75 milyon vatandaşımız, huzur, barış ve refah içinde yaşıyorsa, Çanakkale’de destan yazan kardeşlerimiz sayesindedir” diye konuştu. Türkiye’nin siyasal anlamda verdiği savaşın ardından ekonomik savaş vermeye başladığını, ülkeler için bağımsızlığın ilk koşulunun ekonomik bağımsızlık olduğunu vurgulayan ATO Başkanı Salih Bezci sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyanın en büyük 17. ekonomisi olan ülkemiz, dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında yerini alma hedefiyle önemli adımlar atmaktadır. Özel sektörümüz ülkeye sağladıkları dövizle, istihdamla, gerçekleştirdikleri inovasyonlarla Türkiye’yi dünyada hak ettiği yere taşımak için canla başla çalışmaktadır. Ankara Ticaret Odası olarak 150 bine yaklaşan üye sayımızla Türkiye’nin ikinci büyük odasıyız. ÇTSO ile her alanda işbirliğine açığız.”
 
Özkurnaz; “İş dünyasının beklentilerini sürekli gündemde tutuyoruz”
Daha sonra ÇTSO Yönetim Kurulu adına kürsüye gelen Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özkurnaz, ÇTSO’nun Çanakkale’nin gelişimi için hazırladığı tüm projelerde kamu yararı gözettiğini asla kar amacı güdülmediğini belirterek, “Projelerimiz Çanakkale’nin projeleridir. Meclisimiz, Yönetim Kurulumuz, Komitelerimiz ile hep birlikte projelerimize sahip çıkmalı, bir olmalı birlik olmalı, enerjimizi Çanakkale meselelerine vermeliyiz, tartışmalarımızı da Çanakkale için yapmalıyız” dedi. Mehmet Özkurnaz şöyle konuştu: “Gökçeada’mızda meydana gelen sel felaketinden sonra, Adamızı ziyaret ettik. Can kaybı yaşanmaması ile teselli bulduk. Üyelerimiz için neler yapabiliriz, Ada ekonomisini nasıl canlandırabiliriz konusunda üyelerimiz ile fikirlerimizi paylaştık. Ancak ardından Soma’dan gelen haber ile ülke olarak yıkıldık. Hayatını kaybeden işçilerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Milletimize başsağlığı ve sabır, yaralı kurtarılanlara acil şifalar diliyoruz. Bir daha yaşanmamasını temenni ediyor ve bunun için de gerekenlerin yapılacağını umut ediyoruz. 2014 bütçemizde bağış ve yardımlar ödeneğimiz 10.000 TL. TOBB’nin başlattığı yardım kampanyasına Yönetim Kurulu olarak 5.000 TL ile katılma kararı aldık. İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanununun önemini, bizim işçilerimizin de Avrupa ülkelerindeki işçilerin hak ve imkanlarına sahip olmaları gerektiğinin idrak edilmiş olduğunu düşünüyoruz. 5 Mayıs tarihinde Biga’da gerçekleştirilen İl İstihdam Kurulunda, Gıda İhtisas OSB ile ilgili çalışmamızın sunumunu yaptık. Ezine bölgesinde uygun görülen yer ile ilgili değerlendirmeler sürüyor. 2015 Yılında tüm oda ve borsalarımızın bir toplantılarını Çanakkale’de yapmalarına ilişkin davetimize karşılık olarak talepler geliyor. Bu konuda TÜRSAB Çanakkale teşkilatı ile çalışmamızı sürdürüyoruz. Komitelerimizden, üyelerimizden gelen talepleri Çanakkale iş dünyasının beklentileri olarak belirledik : “Çanakkale Yat Limanı - Lapseki Yat Limanı ve Balıkçı Barınağı- Çanakkale Kruvaziyer İskelesi - Çanakkale OSB - Gıda İhtisas OSB- Çanakkale’de Orman Bölge Müdürlüğü kurulması - Ulaştırma Bölge Müdürlüğü kurulması - Hava ulaşımı - Yabancılara konut satışı - Gıda Çarşısı / Hırdavatçılar çarşısı - Çanakkale Merkez İlçe Çarşı Caddesinin cazibesinin artırılması - Çanakkale’ye gelen yerli ve yabancı turistlerin dokunacağı objelerin ortaya çıkarılması ve sergilenmesi” başlıkları ile devamlı gündemde tutuyoruz, takipçisiyiz. TOBB’nin üniversite- iş dünyası işbirliğini geliştirmek, oda ve borsaların yerel veri, bilgi üretme ve strateji oluşturma kapasitelerini geliştirmeleri amacı ile 81 ile akademik danışman atanması ile ilgili bir çalışması var. İldeki oda ve borsalara danışmanlık hizmeti vererek kapasitelerini artırmalarına katkı sunacak olan akademik danışman için diğer oda ve borsalarımız ile görüştük ve üniversitemizden talep ettik. İlimize atanacak danışman ekonomik verilerin yorumlanması, güncel gelişmeler, ekonomik ve sosyal araştırmalar, veri toplanması ve toplanan verilerin kontrolünü sağlamak ve iletmek, hukuki düzenlemeler hakkında oda ve borsa görüşlerine katkı sağlamak, ile ve bölgeye yatırım çekilmesi için yurtdışından veya il dışından gelen heyetlere il ekonomisine ilişkin bilgi sunmak konularında bizlere yardımcı olacak.
Çanakkale Teknoloji Geliştirme Bölgesinin ilk binası olan ÇOMÜ Teknopark -ÇTSO ARGE Merkezi, 5 Haziran Perşembe günü saat 14.00’de açılıyor. Üniversite – sanayi işbirliğinin en somut örneklerinden olan Teknoparkın Çanakkale’mize hayırlı olmasını diliyoruz. Geçen ayki Meclis toplantımızda da bilgi verdiğimiz gibi gecikmiş aidat alacaklarının tahsili için gerekli çalışmayı Yönetim Kurulu olarak yapmak zorundayız. Bu durumdaki üyelerimize mail ve kargo ile borçlarını tekrar tebliğ ettik ve ödemeleri için süre verdik. Kredi kartına taksit imkanı sağladık. Ayrıca Komite Başkanlarımıza da kendi gruplarındaki üyelerin aidat borçlarını ileterek destek istedik. Üyelerimizin hukuki işleme maruz kalmalarına belki gönlümüz razı olmuyor ama kamu alacağı niteliğindeki aidat gelirlerimizin tahsilatı ve takibi de asli görevlerimizden. Yüce Meclisimize de konunun hassasiyetini bir kez daha hatırlatmak isteriz.”
Paylaş