Nalbant "Tarımsal üretim planlama ile arttırılmalıdır"
Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şube Başkanı Hicri Nalbant, “Tarım sektöründe yıllardır uygulanan yanlı ve yanlış politikalar nedeni ile yapısal sorunlarını çözememiş iken, ülkemizi de yoğun olarak etkileyen coit-19 virüs salgınının sektöre yıkıcı etkilerinin olacağı açıktır. Yine salgın tarım sektörünün dünyadaki stratejik önemini bir kez daha göstermiştir. Perakende market zinciri yöneticilerinin bile ‘devletin desteği üreticiye sürmelidir. Eğer üreticiyi yıldırır ya da küstürürsek tüketmemiz için ihtiyaç duyduğumuz gıdaya ulaşamayız’ diyerek tarıma destek çağrısında bulunmaları manidardır. Artık paranız olsa da saman bile ithal edemeyeceğiniz noktadayız. Bu nedenle ülkemiz tarım sektörü derhal desteklenmelidir. Tarımsal üretimimiz kriz dönemi için yapacağımız en az 3 yıllık bir plan ile arttırılmalıdır. Bu amaçla ve bu güne kadar alınan sözde desteklerin dışında özetle; 1) Halen bir bölümü ödenen 2019 tarım desteklerinin kalan bölümü acilen ödenmeli, 2) 2020 destekleri sonradan mahsuplaşma kaydı ile üreticilerimize peşin ödenmeli 3) Fide-tohum-ilaç-gübre ve mazot gibi ihtiyaçlar, finansmanı devletçe karşılanmak üzere hızla tedarik edilmeli, 4) Tarım çerçeve yasasındaki milli gelirin % 1 inden az olamaz hükmüne rağmen sürekli %0,5 dolayında ödenen destek oranı % 2 ye çıkarılmalıdır, 5) Tarımda kullanılan girdilerdeki KDV oranı % 1 e indirilmelidir” dedi.
“Metalik madenciliği aklımızdan çıkarmamalıyız”
Nalbant, açıklamasında “Çanakkale uygun iklimi, verimli ovaları ve sulama olanakları ile tarımsal üretim potansiyeli yüksek, tarımsal çeşitliliğin zengin olduğu illerin başında gelmektedir. Üretilen marka değeri de olan değerli tarım ürünlerinin bir bölümü ihraç edilirken, bir bölümü de başta İstanbul olmak üzere birçok ilimizde tüketilmektedir. Nüfusunun %34 ü doğrudan olmak üzere toplamda %50 si geçimini tarımdan sağlamaktadır. Yöremizde de mevsimlik tarım işçileri az da olsa çalışmaktadır. Konu ile ilgili önlemler şimdilik ilgili bakanlıklarca ( iç işleri ve tarım orman ) alınmış görünmektedir. Bu konuda geçmişten gelen İMECE kültürümüz bir başka deyişle dayanışma geleneğimiz önem taşımaktadır. Tüm üretim merkezlerinde uygulayabileceğimiz önemli bir avantajımızdır. Arızi işsizliğin ve işgücü ihtiyacının karşılanmasında önemli çözüm olabilecektir. İçinde bulunduğumuz günlerde barajlarımızdaki doluluk oranı geçmiş yıllara göre düşüktür. Atikhisar barajında % 52 seviyelerindedir. İlimizdeki tarımsal üretimin sürdürülebilmesi için suyun tarımsal sulama başta olmak üzere tüm alanlarda tasarruflu kullanılması esastır. Bölgemizde metalik madenciliğin bir gram altın için 4 ton suyumuzu kirleterek yok edeceği gerçeğini hiç aklımızdan çıkarmamalıyız. Küresel ısınmanın etkisi ile gelecekte daha çok su sıkıntısı çekeceğimiz dikkate alındığında madenlere ve kömürlü termik santrallere verecek bir gram suyumuz yoktur” ifadelerine yer verdi.
(Seçkin Sağlam)