Kooperatifçiliğin geliştirilmesi ve kooperatiflerin desteklenmesi adına Çanakkale Belediyesi adına çalışmaları sürdüren Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay, özellikle büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde önemli bir maliyet unsuru olan kesif yem fiyatlarındaki artışı gazetemiz Çanakkale OLAY`a değerlendirdi. Yerli üreticinin dünyadaki örneklerinin aksine yeterli desteği bulamadığını ifade eden Mutluay, üreticinin dayanacak gücünün kalmadığını söyledi. Döviz fiyatlarındaki artışa paralel olarak neredeyse haftada iki defa kesif yem fiyatlarında artış yaşandığını dile getiren Mutluay; "İthalata dayalı tarım politikası yerli üretime ve yerli üreticiye büyük darbe vurmaktadır" dedi. Yerli üreticinin ithal ürünler ile üretimden uzaklaştırıldığı sürece bu tabloların görülmeye devam edeceğini ifade eden Mutluay, süt yeminde son bir yılda % 63, besi yeminde ise % 60 artış yaşandığının altını çizdi. Mutluay, böyle gitmesi durumunda; "Aksi halde dünyanın en önemli gen merkezlerinden ve üretim alanlarından birisi olan Anadolu topraklarında üretim tarih olacak" dedi.
"Sağmal büyükbaş hayvanların kesime gitmesi kaçınılmazdır"
Yerli üreticinin dünyadaki örneklerinin aksine yeterli desteği bulamadığını ifade eden Mutluay; "Zamlar karşısında üreticinin dayanacak gücü kalmadı. Yem hammaddesinin yurtdışından alınması nedeniyle döviz fiyatlarındaki artışa paralel olarak neredeyse haftada iki defa kesif yem fiyatlarında artış yaşanmaktadır. Sürdürülebilir üretim için 1 litre sütle en az 1,3 kilogram kesif yem alınması gerekmektedir. Şu anda 50 kilogramlık %21 ham protein süt yeminin fiyatı 124 TL dır. Dolayısıyla 1 kilogram yemin fiyatı 2,48 TL, destekleme primi hariç çiğ süt fiyatı ise 2,30 TL dir. Destekleme priminin dahil edildiğinde bile çiğ süt/yem paritesi 1,1 in üzerine çıkmamaktadır. Bu şartlarda hayvancılığın sürdürülmesi mümkün değildir ve sağmal büyükbaş hayvanların kesime gitmesi kaçınılmazdır. Benzer politikalar sonucu 2008 yılında 1 milyona yakın süt ırkı inek kesime gitmiş ve ülkemiz canlı hayvan ithalatı için öz kaynaklarını aktarmak zorunda kalmıştır. Üretici kışın yaklaşmasıyla kara kara düşünmektedir. Üreticiyi zor durumda bırakan ise günü kurtarma adına yapılan planlamacı anlayıştan uzak politikalardır. İthalata dayalı tarım politikası yerli üretime ve yerli üreticiye büyük darbe vurmaktadır" dedi.
"Bu politikalar Türkiye çiftçisine, `sen üretme` demektir..."
Yerli üreticinin ithal ürünler ile üretimden uzaklaştırıldığı sürece bu tabloların görülmeye devam edeceğini belirten Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı M. İrfan Mutluay; "Ayrıntı vermek gerekirse, süt yeminde son bir yılda % 63, besi yeminde ise % 60 artış yaşandı. Peki bunların karşılığı olarak direk üreticiden alınan çiğ sütte ise neredeyse hiç artış yaşanmadı. Bu politikanın adı ancak ve ancak Türkiye çiftçisine sen üretme demektir. Madalyonun diğer yüzünde tüketiciye olumlu yönde yansıyan bir şey oldu mu? Ne yazık ki hayır! Raflardaki ürünlerin etiket fiyatları hızla yükselirken ne üretici, ne de tüketici oldu. Tek kazanan, ürünlerini ithal ettiğimiz, yüzölçümü yalnızca bir ilimiz büyüklüğünde olan ülkelerin çiftçileri ile ulusal ve çok uluslu şirketler oldu" İfadelerine yer verdi.
"Kırsaldaki yaş ortalaması 55"
Değerlendirmelerine devam eden M. İrfan Mutluay; "Yem fiyatlarındaki bu artış günü kurtarma adına yapılan plansız politikaların sadece bir başlığıdır. Tarlada üretici, kentte ise tüketici zor durumdadır. Tarımın her kolunda üretici zor günler yaşamakta, genç nüfus üretimden kopmaktadır. Kırsal nüfusun yaş ortalamasının 55 olması sanırım tarımsal üretim açısından tehlikenin büyüklüğünü ortaya koymaktadır" dedi.
"Üretim bu topraklarda tarih olmasın..."
Mutluay açıklamasında son olarak; "Çiftçilerimiz alın teri ile ülkemizin verimli topraklarını tekrardan yeşertmeye, her bir karışını üretime kazandırmaya hazır. Aksi halde dünyanın en önemli gen merkezlerinden ve üretim alanlarından birisi olan Anadolu topraklarında üretim tarih olacak. Üretim bu topraklarda tarih olmasın!" ifadelerine yer verdi.
(Eren Aşnaz)