2019 seçimlerinin ardından Belediye Başkan Yardımcılığı görevini yürüten ve geçtiğimiz günlerde Belediye Başkanlığı için aday adaylığını açıklayan İrfan Mutluay, Gazetemiz Çanakkale OLAY’ı ziyaret etti. Ziyareti, Belediye ve İl Genel Meclisi aday adayları ile birlikte gerçekleştiren Mutluay, Gazetemiz Sahibi Mehmet Özkurnaz ile karşılıklı fikir alışverişinde bulurken, Haber Merkezi’mizin sorularına yanıt verdi.
“Katkı bulunabilecek bir anlayışla kenti yönetme istiyoruz”
Mutluay, projeleri hakkında konuşurken “Gerçek anlamda katkı bulunabilecek bir anlayışla bu kenti yönetmek istiyoruz. Sadece medya, Kent Konseyi, STK’lar, meslek örgütleri değil, adaylık konuşmamda da söylediğim gibi kentin en uç noktasında bulunan apartman görevlileriyle, mahalle bakkallarıyla, fahri müfettişler tayin ederek, bu kentin yönetimine katkı bulunmalarını, sorun analizi yapmalarını ve buradan yola çıkarak kentin ihtiyaçlarını belirleyip, hem bütçemizi hem stratejik planımızı hem de yatırımlarımızı önceleyerek, bütçe olanaklarımız ölçüsünde hayata geçirmeyi planlıyoruz” ifadelerine yer verdi.
“Üretimi Uçuruyoruz” projesi hakkında bilgi verdi
Üretimi Uçuruyoruz projesi hakkında bilgi veren Mutluay “Bir yerel kalkınma projesi olan Üretimi Uçuruyoruz projemiz ile ilgili Mayıs ayında GMKA ile sözleşmeyi imzalamıştık. Bütçe büyüklüğü 1 milyon 800 bin lira, projenin ilk aşaması şu; özellikle dijital tarıma yönelik, drone ile kimyasal ilaçlama… Bununla ilgili sertifikasyon işlemleri var, bununla ilgili görev alacak olan arkadaşlar bir sertifika almak zorunda, kişi başı maliyeti yaklaşık 25 bin lira. Biz bu proje kapsamında 80 genç çiftçiye, yaş aralığı 15 ile 34 olan çiftçiye, yine aynı yaş grubunda genç ziraat mühendisi, ziraat teknikeri, ziraat teknisyeni olmak koşulu ile sertifikalarını ücretsiz olarak aldıracağız, daha doğrusu finansmanı projeden karşılanacak, bunlar başladı. İlk etapta proje kapsamında drone aldık. Bununla birlikte dijital toprak analizi cihazı da aldık, bunların da eğitimlerine başladık. İlk önce kendi personellerimizi eğittik, birinci aşama buydu. Proje ortaklarımız; Bayramiç Belediyesi, Yenice Belediyesi, Balıkesir’e bağlı Balya Belediyesi… Kalkınmada öncelikli ilçeler yani dördüncü grup olarak tanımlanan ilçeler. Siyaseti de bu şekilde yapmak istiyoruz, Yenice’deki bir insana dokunup onun siyaseten de bize oy vermesini talep ediyorsak ilk önce sepetimizde yumurta olması lazım, ona bir şeyler sunmamız lazım. Projenin ikinci aşaması; Çiftçi Web Akademisi… Online eğitimler başladı, 350 kişi eğitim alıyor, tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği, üretimi, destinasyonu ve kurutulması, dolayısıyla pazara dönük aşamada da yani katma değer yaratarak pazara sunulması aşamasında da biz şu an eğitimleri vermeye başladık. Seracılık eğitimi veriyoruz. Hem kooperatiflere hem de üreticilere dijital pazarlama eğitimlerini vermeye başladık, bu süreç devam edecek” diye konuştu.
Dijital Park projesini de tanıtan Mutluay, bir turizm projesi olan Dijital Park’ın, aynı zamanda Yerel Kalkınma projelerinden biri olduğunu dile getirdi. Mutluay, “İkinci projemiz şu; turizm projesi. Bu da yerel kalkınmanın bir projesi; Dijital Park. Özgürlük Parkı’ndan Cevatpaşa Ortaokulu’na giderken bizim Tıbbi Aromatik Bitkiler Parkımız var, hemen bitişiğindeki alanda bir Dijital Park oluşturuyoruz, niye burayı seçtik? Kentin biraz daha dışında turist otobüslerinin yanaşabileceği bir alan istedik. Buraya gelenler, kare kod okutularak, kentin destinasyon rotalarını, ne arıyorlarsa müzelerden yeme içme mekanlarına kadar, görme imkanları olacak. Kentteki konaklama sürelerini uzatmak istiyoruz. Şu anda her gelen turist 1-2 gün kalıyor, bunu 2-3 güne çıkarabildiğimiz takdirde kent ekonomisi açısından da önemli olduğunu düşünüyoruz. Tıbbi Aromatik bitkilerle ilgili çalışmalar yapmıştık, parkı kurduk, buradan fideler üretmeye başladık, ilk aşamada özellikle Bayramiç’teki 14 köyde 28 üretici ile paylaştık, 27’si kadın, ki bu kişiler Cengiz İnşaat’ın girdiği köylerdir, onlara bir Pazar bulduk, şimdi onlar o fideleri yetiştirdikten sonra bitki çayı yapılmak üzere bir pazarlamaya sahip olacaklar. Bu ağı geliştirmek istiyoruz. Geçtiğimiz yıl ilk defa bir hibrit domates fidesi desteği sunduk. Kendi kurduğumuz seralarda yetiştirdik, 130 bin fideyi arazi varlığı çok az olan çiftçiler ile paylaştık. Bunun yanında ücretsiz toprak analizi desteği vermeye başladık, üniversite ile bir protokol yaptık. Bu yıl kendi kirazımızı alarak kendi teknik elemanlarımızca gerek sahada gerek numunenin bize gelmesi halinde, park bahçeler müdürlüğünde bu analizi yaparak çiftçilere gübre önerisinde bulunacağız. Üniversite ile başladığımız ücretsiz zeytinyağı analizine de başladık. Burada gerek üretici kendi yağının kalitesini görsün, tüketici de güvenerek alsın, hem üretici hem de tüketiciye bir güven sağlayarak bu kaliteyi de tescillendirmek, belgelendirmek adına çalışmaları başlattık, yerel kalkınma birimi olarak devam ediyor” diye konuştu.
Mutluay, “Çanakkale tarım, turizm, kültür ve eğitim kenti ama sanat yönünden de Çanakkale’nin önemli bir kent olmasını istiyoruz. Çünkü burası farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış yüzlerce, binlerce yıllık izlerin bulunduğu topraklar. Burası gerçek anlamda ‘Kültür Kenti’ olacaksa, sanatın her yönüyle ismi sayılan, festivalleri ve çalışmaları ile anılan bir kent olmak durumunda, bu konuda da gerek üniversite, gerek diğer paydaşlarla yurtiçi ve yurtdışı bir araya geleceğiz ve Çanakkale Belediyesi burada aktif bir rol alacak, hedefimiz bu. Önemli sanatçıların da bu şekilde kentte barınmalarına, onları burada yaşamaya teşvik edeceğiz. Her ne kadar İstanbul’da büyük kentlerde bir hayatları olsa da Çanakkale yaşanabilir bir kent diyeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Örgüt seçimlerimizi yaptık” diyen Mutluay, önseçim konusundaki sorumuz üzerine ise, “İlçe ve il örgütümüz var, kadın ve gençlik kollarımız var. Biz bu talebi CHP Üyesi ve üç aday adayı olarak ortak dilekçe hazırladık ve genel merkeze iletmek üzere sunduk. Ben şu anda sahadaydım, tüm CHP üyelerinin iradesinin ön seçimden yana olduğunu görüyorum; ‘Bizim hiçe sayıldığımız adaylaşmayı kabul etmiyoruz’ diyorlar. Bu CHP üyelerinin iradesine saygı göstermek lazım, her CHP üyesi kendi adayını sandıktan çıkartmak suretiyle belirlensin istiyor. Bu sadece belediye başkan adaylığı için değil, meclis üyeliklerinde, il genel meclisinde de aynı şeyi talep ediyoruz. Bunun olması halinde parti bütünleşecektir ve kendi adayının etrafında da birleşip, yerel seçime o şekilde girecektir diye düşünüyorum. Genel merkezden de parti meclisinden de bu yönde karar alınmasını bekliyoruz” dedi.
‘Atama olursa sandığa gitmem’ gibi yaklaşımları da kabul etmediğini dile getiren Mutluay, “Atamaya hepimiz karşıyız ama sandığa gitmemeyi doğru bulmuyorum. Sonuçta sizin yaşadığınız kentin yönetimi ile ilgili bir karar vereceksiniz, sandığa gitmemek bu kararda benim payım olmasın demektir, suya sabuna dokunmamak demektir. Eğer sonrasında bu görevi yerine getirmezsek şikayet hakkımızın olmadığını düşünüyorum onun için her seçmen sandığa gitmeli ve tercihini kullanmalıdır. Yerel seçimler, 31 Mart 2024’te yapılacak. Ben de ön seçimle sandıktan çıkmak istiyorum, atama gibi bir talebim yok. Parti bir değişim sürecine girdi, kurultay yaşadık ve kurultay ile birlikte bu değişimin demokratikleşerek olması gerektiğini savunuyorum. Belediye Başkanlığı adaylığımda hem de meclis üyeliklerinde sandık talep ediyoruz, parti meclisinin bu yönde bir karar alacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Çanakkale Sakız Baklası… Sakız bakla ve Eceabat susamı, Çanakkale’nin tarımında ve ticaretinde önemli bir yere sahip. Ki ben çocukluk yıllarımda iskeleye her gittiğimde gemilere bakla yüklendiğini görürdüm, hatta insanlar dökülenleri süpürüp onlardan bir kazanç sağlarlardı ve Türkiye bakla ihracatında önemli bir paya sahipti. Çanakkale de bu noktada bir numaraydı. Eceabat Susamı… Her geçen gün tarımı azalıyor, mekanizasyonuyla ilgili çalışmalar var, hasadı, bağlanması için yoğun bir işçilik gerekiyor, bu aşılabilirse, çok önemli bir tarımsal üretim olur. Eceabatta, biz bunu tekrar canlandırmak istedik. Şu an Çanakkale’nin en iyi Peynir Helvası’nı ve Tahin Helvasını yapan, önünde kuyruklar oluşan işletme Eceabat Susamı kullanıyor. Bayramiç’te ciddi bir pazarı olan bir işletme Eceabat Susamı kullanıyor. Biz bunu marka haline getirerek, yarı mamul ya da mamul ürünler üreterek bir pazar payı yaratmak istiyoruz. Eğer bunu yaratırsak, buna talep artarsa bunun üretimi artacaktır ve bunu üreten çiftçi de para kazanmaya başlayacaktır. Dolayısıyla kırsaldaki insanlar yerinde duracaktır, üretmeye devam edecektir, mutlu olacaktır, kent ekonomisi de bu anlamda yarar sağlayacaktır. Belediye de bunu markalaştırarak, pazar araştırmaları yaparak Yerel Kalınma Birimi aracılığı ile çalışmalarımız devam edecek, sanıyorum önümüzdeki günlerde coğrafi işaret sonuçlanacak, belki bizim seçim dönemimize yetişmeyecek ama önemli olan bu çalışmayı başlatmak, projeyi sunmak, biz burada olsak da olmasak da markalaşırsa mutlu olacağım bireysel anlamda” dedi.
“Vefa ve güven sloganıyla yola çıktım” diyen Mutluay, “Vefa, ilki; bu toprakları bize vaat eden, vatan yapan şehitlerimiz ve Mustafa Kemal Atatürk’e ve arkadaşlarına. İkincisi; bu kent eğer yaşanabilir bir kent ise, barışın ve özgürlüklerin kenti ise 68 yılından beri bu kentte sosyal demokrat belediyeciliğin çok büyük bir payı vardır, ki bunda 12 Eylül Dönemi ve bir dönem Orhan Uğur dönemi hariç bu kent sosyal demokrat anlayış ile yönetilmiştir ve bugün Türkiye’de herkes, her üç kişiden biri ya da daha fazlası Çanakkale’de yaşamayı hayal ediyor. Dolayısıyla bu da belediye başkanlığı yapan, onunla birlikte belediye meclis üyeliği yapan, bürokraside çalışan, özgürlükler ve barışın kentinde emeği olan başta belediye başkanlarımızın tamamına bir vefa borcumuz var. Üçüncüsü de; burası Dünyanın doğa ve kültür mirası, çeyrek asırdır biz bir çevre mücadelesi veriyoruz. Altın tekellerine, termik santrallerine, tarım topraklarını yok eden çok uluslu şirketlere karşı doğamızı savunuyoruz ve mücadelenin içerisinde olan herkese, kırsalıyla, kentiyle, meslek örgütüyle, aktivistiyle, örgütlü, örgütsüz mücadele içerisinde olan herkese bir vefa borcumuz olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar koruyabildiysek, burada köy köy, kahve kahve gezen, davalar açan herkesin emeği var, benim de nokta kadar emeğimin olduğunu düşünüyorum, ben sadece onlardan biriyim. Fazıl Say’a da bir gönderme yapmıştım, o da bizim direnişimize çok ciddi bir destek verdi, en azından uluslararası kamuoyuna taşınmasında önemli bir noktaydı. Güven konusunda ise; Ben 30 yıla yakın bir süre kamuda mühendis olarak çalıştım, kırsala hizmet ettim ama dört buçuk beş yıldır Çanakkale Belediyesi’ndeyim.Sonuç olarak kamuyu ve bürokrasiyi bildiğimi düşünüyorum, devleti tanıdığımı düşünüyorum, dört buçuk beş yıldır da belediyenin şu anki yapısını, gerek insan kaynağı gerek finansal gerek araçsal sorunlarının da bildiğimizi düşünüyorum. Bugüne kadarki geçmişime de kendime güveniyorum; gerek meslek yaşantımda gerek belediye belediyecilikte ve bundan sonrası için şu mesajı vereyim Çanakkale halkına; bu bir ekip çalışması, biz sadece başkan seçmeyeceğiz, belediye başkanlığı bir temsil noktasıdır. Eğer siz kolektif bir anlayışla kentim tüm dinamiklerini işin içerisine katarak, meclis üyelerinizi işin içine katarak, tüm meslek örgütlerini, sendikaları, sivil toplum örgütleri, muhtarları işin içerisine katarak, katılımcı bir anlayışla kenti yönetirseniz, ihtiyaçları saptarsanız, bence çözüm yollarını çok kısa sürede bulursunuz diye düşünüyorum. Hemşerilerimiz bence emin olsunlar. Öncelikle, Çanakkale barışın ve özgürlükler kenti kimliğini ve ruhunu sonuna kadar koruyacaktır, sakin şehir özelliğini koruyacaktır. Bununla birlikte de kent kendi dokusuna uygun, kendi değerlerine uygun ağır sanayiye yenilmeden, geçmişte olduğu gibi tarıma dayalı sanayisini güçlendirerek, turizmini güçlendirerek kente de istihdam ve refahı sağlayacağını düşünüyorum. partililerimize de mesajım; bizlere güvensinler, bana ve arkadaşlarıma güvensinler, onlar da ön seçim talebin de bulunsunlar, onların da desteklerini istiyorum” ifadelerini kullandı.
(Esra Güller/Seçkin Sağlam)