Müşterisini getiren hotellere ihtiyaç var

Çanak Hotel Müdürü Lale Yılmaz, turizm hareketinin 365 güne yayılması gerektiğini ifade ederek, "Çanakkale ve çevresinde diğer sektörlerin gelişimine, olanak sağlamak doğru adım olacaktır" dedi.

Lale Yılmaz: Elbette zor zamanlarım oldu. Ama cinsiyet farklılığını öne sürmem çok da doğru olmaz. 7/24 nefes alan bir iş otelcilik ve memnun etmek, yardım etmek, cevap bulmak, yol göstermek, kolaylaştırmak, sakinleştirmek ana kuralları arasında var. İnsana insan ile hizmet edersiniz. Ve bununda getirdiği zorluklar elbet oldu ve hala daha da oluyor, sonuçta hepimiz insanız. Zaman geçtikçe işi öğrenip mesleğe hakim oldukça işini de sevince bayan olmak erkek olmak fark etmiyor, bunu öğrendim.

Lale Yılmaz; 13 yıl boyunca Güzelyalı bölgesinde İris Otel’de çalıştım. Şehir içi otelcilikten farklıydı. Şehir otelciliği elbet daha canlı, daha hareketli. Bir tercih yapmam mümkün değil. Çünkü ben otelciliği genel anlamda seviyorum.

Lale Yılmaz: Çanakkale yeni otellere ihtiyaç var. Ama müşterisini getiren otellere ihtiyaç var. Daha inşaat aşamasında fuarlara katılarak kendi tanıtımını yapabilecek işletmelere ihtiyaç var. Yoksa yeni otel açıp, mevcut otellerin müşterisinden alırsanız otel ihtiyacı var anlamını kapsamaz. Çanakkale’de sadece otelcilik değil tarıma dayalı sanayi de gelişmeli. Farklı sektörlerde de atılımlar yapılabilmeli ki oteller dolabilsin. Farklı iş kollarında atılım yok. Gelen müşteri aynı ama otel sayısı artmış. Bu arada aynı zamanda sadece yüzüncü yıla kilitlenip otel yapmanın da, açmanın da bir anlamı yok. Müşterisini getirebilen, müşterisini yaratabilen otellere ihtiyaç var. Çanakkale kontrolsüz rekabete doğru sürüklenirse bu değerinin altında satılan oteller demek olacak. Sadece hafta sonları yoğunluk var. Hatta bu yıl o yoğunlukları aradığımız, hafta sonlarını yaşadığımız olmuyor değil. Turizm hareketi 365 güne yayılmak zorunda. Konuya bu açıdan bakınca da, Çanakkale ve çevresinde diğer sektörlerin gelişimine, olanak sağlamak doğru adım olacaktır.

　

 

Lale Yılmaz: Diyebiliriz. Ancak aile sıcaklığını koruyup yansıtmaktan yana bir kurumsallık bu. Yani profesyonelsinizdir ama amatör ruhunuzu hiç kaybetmezsiniz, böylece hep aynı heyecan ve enerji ile o işletme kapılarını açık tutar.

Lale Yılmaz: Rekabet elbette var. Hangi sektörde yok ki? ÇATOD’un sayesinde arkadaşlıklar gelişti ve buda beraberinde rekabetin tatlı tarafını arttırdı. Ancak rekabet rakamsal anlamda var. ÇATOD bugün pek çok STK ya örnek olabilecek bir durumda. Fakat elbet kendi aramızda tartışmalarımız da oluyor, eleştirilerimiz de, alkışlarımız da...

Lale Yılmaz: Bu sorunuzu biraz daha genişletirsek, kimine göre otel sayısı az, kimine göre adam gibi rehber yok, kimine göre kuvvetli bir acente yok, kimine göre kaliteli çalışan yok, plaj yok, uçak yok, liman yok, otopark yok, demiryolu yok, yabancı dilde bilgilendirme tabelaları yok. Onca yok arasında Çanakkale Turizm kenti demiyoruz zaten, “Çanakkale turizm kenti olmalı” diyoruz. Olması içinde onca yok olanı sayıyoruz, onca konuşuyor, yazıyor, çiziyoruz. Konuşulmazsa eksiklikler ifade edilmezse kendimizi kandırmaktan öteye gitmeyiz. İster ilin üst aktörleri isterse bu sektörün en son noktasında görev yapan komisi olsun, eksiklikleri söylemeli, defalarca dile getirmeli. Bel bağlamak doğru değil elbet ancak Gelibolu Yarımadası Şehitlikler, Kazdağları, Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Truva ve daha nicesi var. Özetle biraz yol uzun olabilir ama Çanakkale turizm kenti olma yolunda ilerlemeye devam edecektir. Şu anda konuşuluyor icraat yok denilse de, Çanakkale hak ettiği değeri elde edecektir. Çanakkale’nin sadece turizm ile ayakta kalması mümkün değil. Kabul edilen diğer gerçek ÇOMÜ’nün katkısı olduğu. Buda tek başına yeterli değil. İnsana ve çevreye karşı sorumluluğunu yerine getiren sanayinin gelişimine de açık olmalı Çanakkale. Çanakkale elbette turizm kenti olsun ama diğer sektörlerde de gelişmesine saygı duymalı, tek bir yöne kilitlenmemeliyiz.

Lale Yılmaz: Çanakkale esnafı ile müşteriyi buluşturuyoruz. Ama esnaf onların ayağına kadar giden müşterinin, kıymetini bilmiyorsa onlara karşı bir şey yapamıyorsa, bu otelcilerin ya da bizim yapmaya çalıştığımız turizmin sorunu ya da suçu olamaz. Bizim müşteriye her şey dahil gibi bir satış politikamız yok.

Lale Yılmaz: Yüzdeye vurduğumuzda rekor bir rakam değil maalesef. Şehirdeki mevcut bar ve restoranlardan daha da ekonomik fiyatlarla hizmet veriyoruz. Genel olarak "Hotel" ibaresinin bizi Çanakkale yaşayanı ile buluşturmadığı kanaatindeyim. Hotellerimize, hotelimize sadece dışarıdan değil Çanakkale halkının, öğrencisi, gencinin de gelmesini istiyoruz. Genelde otel ifadesi insanları rahatsız ediyor ya da bu ifadenin arkasında pahalılık dile geliyor olabilir. Çanakkale halkı ve gencinden çok fazla katkı elde edemiyoruz. Bizim konseptte hizmet veren otellerin çoğu Çanakkale halkından çok düşük yüzde ile yararlanabiliyordur.

Lale Yılmaz; Çanakkale’de konuşulanların hayat bulmasını istiyorum. Her iki zirvede konuşulanların yapılması için çaba sarf edileceği ifade edildi. Dolayısı ile bunların arkasında durulacaktır diye düşünüyorum. Her şeyin bir zamanı var. Para, yer tahsis sorunu olabilir projelendirilmesi, ihaleye çıkılması sorun olabilir. Ben yaptım oldu diyemiyorsunuz. Kurvaziyer limanı, Truva Müzesi yapılmalı. Şehir içi park sorunu giderilmeli. Yolcular otobüsün içinde ya da gemi içinde inip biniyor bunlar çözülmeli. Yerli guruplar Çanakkale’ye hiç uğramadan karşıdan devam ediyorlar. Çanakkale’ye geçmeleri için çalışma yapılmalı. Turizm haftasında Vali Güngör Azim Tuna`ya yaptığımız ziyarette, ÇATOD olarak “Kötü bir gidişat var, beklentilerin çok altında doluluk söz konusu”, diyerek içinde bulunduğumuz durumu aktardık. Valimiz Gestaş ile görüşüp eğer olabiliyorsa, karşıya gelen otobüsleri bir gece Çanakkale’de kalmak kaydı ile ücretsiz geçiş yapılabilmesi için bir çalışma yapılabileceğini ifade etti. Böylece hem esnaf yararlanacak hem de oteller hafta içine de yayılan bir hareketlilik kazanmış olacaktır. Hayata geçebilir mi? Gestaş için sakıncası var mı? Bilemiyoruz, araştırılacaktı. Ayrıca yine turizm haftasında Belediye Başkanımız Ülgür Gökhan’a yaşadığımız sıkıntılardan birini ilettik. "Özellikle cadde üzerindeki otellerin yolcu indirip bindirmesi sıkıntılı oluyor. Otobüs belli süre durup, yolcuyu indirebilmeli, konuk panik yapmadan korkmadan inip valizlerini alabilmeli, otel görevlisi hem konuğa yardımcı olup, hem valizleri toparlayabilmeli. Ancak trafik sorunu nedeniyle böyle olmuyor. İndirme aşamasında cadde yoğunluğu var, bir şey yapamıyoruz" dedik. Başkanımız Gökhan, ama yurt içi ama yurt dışı seyahatlerinde olsun bu olayla ilgili farklı şehirlerdeki gözlemlerini aktardı. Farklı yerler de halkın otobüsten inen turistlere daha sabırlı davrandığını “Turist otobüsü otelin yakınlarında duruyor, yolcu iniyor bagajlar alınıyor ortalama 10 – 12 dakika. Trafikte bekliyor, bekliyor çünkü o şehre turist gelmiş, diyerek açıklamada bulundu. Turizm kentinde daha saygılı olunabilir, 5-10 dakika beklenebilir. 10 dakika sabır istiyoruz insanlardan. Trafikten de anlayış bekliyoruz. Otobüs durmalı, eşya alınmalı ve turizm kentinde bunlar yapılabilmeli. Binek oto ile gelenler için de aynı durum söz konusu. Turizm Kenti olmak, otel açmak, müze ihale etmek, liman yapmak tamam ama biraz da gelene saygı, gelene kolaylık sağlanmalı

Lale Yılmaz: Otellerin turizmden para kazanabilmesi için, esnafın para kazanabilmesi için gecelemenin artması gerekli. Yörenin tanıtımına ilişkin özellikle acentelere büyük iş düşüyor. Sermayesi ile aklı ile projeleri ile kuvvetli acentecilik yapıldığı takdirde, geceleme sayısının artmasına neden olacaktır. Elbet oteller de yöresini tanıtır. Kaldı ki Çanakkale otelleri bu görevi fazlası ile yerine getiriyor, hemen hemen tüm fuarlara, kendi bütçeleri ile katılarak. Ancak acente bazında hem ülke hem de uluslar arası bazda kuvvetli tanıtım ve acenteler arası işbirliği şart.